Aşırı hızlı bir şekilde -yaklaşık 40 dakikada- yazdım bu bölümü. Sanki böyle bi anda ilham (?) geldi mi desem nasıl anlatsam bilemedim. Okurken 'yaaa sen ne anlatıyon' diyebilirsiniz çünkü bu kitap texting mi, macera mı, dedektif hikayesi mi ben artık ucunu takip edemez oldum. O kadar karıştırdım ki kitabı ÇORBA GİBİ OLDU ÇORBA.
ÇORBA KOYCAM ADINI KİTABIN.
Ay ayrıca Bir Zamanlar Ege'de diye minik tatlı bir kurgu yayınladım söz veriyorum onu böyle allak bullak etmeyeceğim dertli kederli de değil minnoş minnoş gidicek o kitap. Okursanız çok sevinirim.........
Her neyse dostlarım
İyi okumalar öpüyorum hepinizi
Fransa'ya geleli bir ay olmuştu. İlk geldiğimde Murat'a attığım mesajda artık geceleri çalışmak istemediğimi, kuzenimin çok şüphelendiğini söylemiştim. Garipsememişler ve kabul etmişlerdi.
Artık vardiyam erken bittiği için Zümrüt'le geceleri oturup kafa patlatıyor ve planı bir şekilde Kayahan'a anlatmanın yolunu arıyorduk. Tabii aklımızda bir şeyler daha vardı. Mesela Emre ve Pusat'ın arkadaşlarından bir tanesini Belçika'ya çağırmak gibi. Ben elbette buradan ayrılamazdım ama Zümrüt gizlice trenle Belçika'ya geçebilirdi. Emre'yi veya Pusat'ı buraya getirmek intihar olurdu.
Çünkü buraya geldikleri duyulursa hem ben biterdim, hem de yıllardır yürüttüğüm bu oyunun hiçbir anlamı kalmazdı. Yine de bir şekilde onlara ulaşmamız gerekiyordu ve bunun tek yolu galiba Selin'di.
Elimdeki kağıtta yazılı olan numraya baktım. Selin'in cep numarasıydı ama elbette onu arayamazdım. Selin'in telefonunun kontrol edilmediğini biliyordum ama benimkinin edildiğine emindim. Çağrılarımda bu aramanın gözükmesine izin veremezdim.
Zümrüt'le daha yarısını bile tamamlayamadığımız planın bir kısmı şöyleydi:
1. İnternetten Selin'e ulaş. Ulaştıktan sonra tüm izleri sil.
2. Selin'den kendi üstüne ya da Pusat'ın çevresinde olan herhangi birinin üstüne olmayan yeni bir hat almasını iste.
3. Bu hattı aldığı kişi olabildiğince uzak birisi olsun. Sanal güvenliği sağlayabilmek en kilit nokta.
4. Zümrüt de sınıf arkadaşlarından birinin üstüne ucuz android bir telefon, bir de hat alacaktı. Bu en basit adımdı.
5. Bu iki telefon arasında Selin'le iletişime geçecek ve onu Belçika'ya çağıracaktık.
6. Selin yalnız değil yanında güvendiği bir arkadaşıyla gelmeli, bunu bir tatil olarak göstermeliydi.
7. Emre ve Pusat'ın hiçbir şeyden şüphelenmesine izin vermemeliydik.
8. Selin'e Belçika'da bir airbnb ayarlayacaktık ve Zümrüt bir arkadaşıyla geziye gider gibi trenle Selin'in yanına gidip planın can alıcı kısımlarını yüz yüze anlatacaktı. Gerekirse birkaç gün onunla kalacaktı.
9. Ama en sıkıntılı kısımlar burada başlıyordu. Dokuncu madde en zoruydu. Selin'e planı inandırmak ve bir şekilde Belçika'ya gelmesini sağlamak.Şimdilik bunları düşünebilmiştik ve geldiğimiz yerden oldukça memnundum. Sıfır hata payı bırakmamız gerekiyordu ve Cemal Erkara'nın karakola ifadeye çağırılması değil, eş zamanlı bir operasyonla çökertilmesi gerekiyordu. Tek atış şansımız vardı. Eğer tutuklamaz ve geride adam bırakırlarsa ben ve geriye kalan tüm sevdiklerim ölürdü. B planımız falan yoktu. Tek atış.
Bu ağır düşünceyle iç çektim. Zümrüt yattığı minderden kafasını kaldırdı. Paris'te çok sevdiğimiz bir kafeye gelmiştik, sayılı bahçeli kafelerden biriydi. Bahçesinde büyük minderler vardı ve şu an orada yatıyorduk. Evde böcekle bizi dinleme ihtimalleri çok yüksekti. Konuşabildiğimiz tek yer buralardı. Haftaiçi ikimiz de ihtimalleri düşünüyor, her haftasonu buraya kahvaltıya gelir gibi oturuyor, yemek yiyip 3 saat boyunca fikirlerimizi playlaşarak planlamamızı yapıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dolunay| yarı texting
Teen FictionTüm dünyan altüst olurken ve bildiğin her şey yeniden inşaa edilirken; Geçmişinden en fazla ne kadar kaçabilirsin? -------- Bilinmeyen Numara: Seni kantinde görmüştüm. Bilinmeyen Numara: Açıkcası ürkütücü bakışların var. Bilinmeyen Numara: Bazen i...