A: Koray?
A: Nasılsın?
Koray: iyiyim, sen?
A: daha iyi günler gördüğüm olmuştu.
A: bir haftadır falan yazamıyorum
A: farkındasındır zaten
Koray: aynen
A: birkaç işim vardı.
A: ailemin de beni çağırdığını söylemiştim ya
A: yanlarına gittim işte
Koray: güzel
A: sen neler yaptın?
Koray: klasik
Koray: okul ev, ev okul, bazen sahil
Koray: neyse benim işim var şu an
Koray: bay
A: kendine iyi bak.
Mesajına görüldü atıp uygulamadan çıktım. Telefonu cebime attıktan sonra kafeteryada bizimkileri aradım. Eymen ve Batıkan'ı gördükten sonra yanlarına yürümeye başladım. Blok dersten çıkmıştım ve başım cidden çatlıyordu. Sandalyeyi çekip yanlarına oturdum ve cebimdeki paketi masaya fırlattım.
Batıkan bana dönüp "Ne bu şiddet bu celal?" deyince ellerimi şakaklarıma götürdüm. Gerçekten başım çok ağrıyordu.
"Başım ağrıyor." diye mırılandım.
"Yok yok, sende bu aralar bir şey var."
"Bir şey yok, abartmayın." deyip sigarayı dudaklarıma götürdüm. Kafamı sandalyenin arkasına yasladım ve gözlerimi kapattım. Onlarla muhabbet etmek istemiyordum. Masada dönen konuşmaları dinlememeye çalışıp sigaramı yaktım.
Sigarayı bitir.
Yenisini yak.
Sigarayı bitir.
Yenisini yak.
Dakikalarca konuşmadan bunu yaptım. En son Eymen tarafından paket elimden alınınca gözlerimi açıp ona baktım. Onunla tartışacak halim yoktu, abarttığımın farkındaydım.
"Koray, kardeşim. Eve falan git. Bu böyle olmaz." deyince kafamla oynayladım. Eymen ve Batıkan bana döndü. Batıkan "Seninle gelmemizi ister misin?" deyince "Gerek yok." dedim ve ağzımın içinde bir 'görüşürüz' mırıldandım. Yanlarından ayrılarak müzik odasına doğru yürümeye başladım.
Canım eve gitmek istememişti. Tam ben girecekken odadan çıkan kıza çarpmamak için geri çekildim. Ani hareketim ve fazlaca içtiğim sigaralar yüzünden dengemi kaybedecekken kız kolumdan tuttu. Yüzüme baktı ve "İyi misin?" dedi.
Belli belirsiz bir ses ile "Evet." dedim.
Kolumu bıraktı ve gülümsedi. "İyi olduğuna emin misin? Biraz solgun görünüyorsun."
"İyiyim. Teşekkür ederim." dedikten sonra kafamla selam verip müzik odasının açık kapısından içeri girdim.
Piyanoya doğru ilerledim ve üstündeki kapağı kaldırdım. Sağ taraftan gelen ses ile kafamı oraya çevirdim. Piyanonun kapağından tuşlara düşen kolyenin zincirine baktım. Zincirin ucundaki sembol tuşların arasına girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dolunay| yarı texting
Teen FictionTüm dünyan altüst olurken ve bildiğin her şey yeniden inşaa edilirken; Geçmişinden en fazla ne kadar kaçabilirsin? -------- Bilinmeyen Numara: Seni kantinde görmüştüm. Bilinmeyen Numara: Açıkcası ürkütücü bakışların var. Bilinmeyen Numara: Bazen i...