Kara ama parlak bir delik gibi koyun girintisine karışan denizin yanıp sönen parıltılarına dalmış oyalanırken birden gözünü alan ufacık bir ışıkla aniden frene bastığında uzun led farlarının önünde su yeşili Vespa'sı ve dizlerinde biten etekleri rüzgarla uçuşan beyaz elbiseli bir kız belirdi! Gecelik miydi o yoksa? Paniğe kapılarak çıplak ayakları ile yere zıplayan ve ellerinin titremesini gizleyemeden düşen terliklerini gözünü alan farın ışığından zorlanarak el yordamı ile aramaya çalışan kız nihayet aklına gelip üzerinde pembe çiçekler olan beyaz kaskını çıkartınca, kaskın altından sarı saçları sanki tel tel beline kadar döküldü. Fırat sessiz, şimdiye kadar hiç hissetmediği bir yanma hissi göğsünü sararken göz bebeklerini milim kaydıramıyordu. Aynı yanı ellerine ilerleyince parmaklarını gerdi ve direksiyondan kestiği temasın soğuğunu hissetti. Hala açık camından gelen rüzgar yüzünde gezdikçe nefes alabildi ve uzun süredir yüzünde belirmeyen gamze derinleştikçe, karşısında elleri önünde ona mahçubiyetle bakan bir kız gülümsüyordu..
2. Bölüm
"Çok özür dilerim, ben gerçekten nasıl olduğunu anlamadım.." derin ve sık sık nefesler.. "Motor kaydı sandım ama dengemi kaybetmişim sanırım.. Sizi yolunuzdan alı koydum, korktunuz da.." Daha derin bir nefes.. "Çok özür dilerim.."
"Sakin ol.." Fırat eli kalbinin üzerinde telaşlı derin nefesler alan ama yüzünde parlak bir gülümseme ile ona açıklamaya yapmak için çabalayan kıza nasıl yaklaşacağını bilemediğinden yanında kıpırdamadan bekliyordu. "Yani, Sakin olun.." diye düzeltti kendini kaba olduğunu düşünerek, en son ne zaman bir kadınla konuşurken fiil eklerine takılacak kadar tedirgin olmuştu? Eli kendi kontrolünde olmadan kızın kolunu tuttu narince, önce omzuna, oradan dirseğine ve parmakları hiç teması kesmeden eline indi. Kontrolsüz bu teması avucuna aldığı soğuk el karşılık verir gibi parmaklarını sıktığında fark etti.
"Anlayışınız için.. Ben çok teşekkür ederim. Hayal.. Yani adım, Hayal.." İri siyah gözlerini kırparak ve sürekli nefes alarak heyecanını ortaya sermekten hiç çekinmeyen kız elini tutmuş gülümsüyordu. İnce kaşlarına orantısız büyük gözleri, alt dudağını gölgeleyen daha çıkık üst dudağı, dudağının kenarındaki yara izi, uzadıkça sarıya dönmüş ancak yakından seçilen kirpikleri.. Bütün kusurlar bir araya gelip daha evvel görmediği bir duyguya dönerek bir elinde çiçekli kaskını tutuyor, uzun sarı saçlarının arasından esen rüzgarla havalanan saçlar Fırat'ın tenine değdiriyor, saçlar kolunu sıyırıp yeniden kızın yuvarlak göğüslerine geri düşüyor ve Fırat avucunun içinde ufacık kalan ele bakarken konuşamıyordu. Ve uzun zarif parmaklar, hiç görmediği zarafette.. O parmaklar avucundan kaydığında kızın yüzündeki heyecanlı gülümseme de sönmüş, meraklı bakışlarındaki ışık sanki mahçubiyete dönmüştü. Fırat kızın kendini tanıttıktan sonra kaç dakika sustuğunun farkında olamadığını o an fark etti, nezaketsizliği ile sanki son otobüsü son dakikada kaçırmış gibi geri dönülmez bir telaş sardı ellerini ve kızın bembeyaz elini geri tuttu.
"Fırat ben!" dediğinde Hayal yeniden gülümsedi; çocuk karanlığın ortasında kendini belli eden uzun boyu, kontrollü tavırları, belli belirsiz gamzesini çıkaran pek göstermediği gülüşü, konuştuğunda tüm dikkatini dağıtan tane tane seçilmiş itinalı kelimeleri ve dingin ses tonu ile güçlü duruyordu. İçini kaplayan o güven duygusu sıcaktı, Koray da hissettiği o ruh dinginliğinin aksine sıkıştığını hissettiği kalbinin ağrısı vardı bu sefer. Bu kadar hızlı olabilir miydi hissettiği şey? Gözlerini alamadığı çocuk düşünür gibi gözlerini üzerinden çektiğinde Hayal sanki geri döndürmek ister gibi elini tutan parmakları kavradı telaşla.
"Çok memnun oldum, ben de Hayal! Yani.. Yeniden memnun oldum, tanışmıştık."
Hayal.. Fırat durdukları yolun cephesinden uçsuz bucaksız denize ve üzerinde tek tek parlayıp sönen yıldızlara bakıp bir an uzun yol sonrası saliselik ama farkında bir rüya anında olduğunu düşündü; hani sabaha karşı görülen, gerçek kadar çarpıcı ama zihninde rüyadayım dediğin o anlardan birinde.. Önce arabaya doğru baktı, farlar gözlerini alınca derin bir nefes aldı ve Mayıs soğuğu ciğerini doldurup içi titrediğinde gecenin ortasında kardeşinden bile küçük bir kızın elini tuttuğunun ayırdına varıp aklını silkeledi. Eli bıraktı. "İyisiniz değil mi, biraz dinlenin isterseniz, kötü görünüyorsunuz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefesini Tutmak
General FictionFırat ve Ateş, kayıp kız kardeşlerini bulmak için çocukluklarını harcadıkları yolda sona yaklaşmışlardı; eğer Fırat'ın tüm planlarını öfkesine hakim olamayan fevri kardeşi Ateş bozmasaydı.. Şimdi Ateş bir katil, Fırat onu saklamaya çalışan bir ağabe...