Çocuğun ardından hızlıca içeri girerek başını yerden kaldırmadan merdivenlere yönelince bir adımla önüne geçip durdurdu Ateş. "Kapıyı kilitlemeyecek misin?" diye sordu meraklı kalkık kaşları ile. Leyla ise hayatı boyunca hiç kilitlemediği, kilidi bebekliğinden beri bozuk kapıya döndü şaşkınca.
"Tamir mi ettin?" diyerek tarifi zor ve ilk kez tattığı bir sevinçle çocuğa döndüğünde Ateş'in yüzünde de yaptığı tercihin verdiği memnuniyetle bir gülümseme belirdi. Kapıyı defalarca kilitleyip açan kızın teşekkür eden minnet dolu bakışlarına yakalanınca ise böyle hissetmemesi için işi dalgaya vurup göz kırparak kapısı kapanmayıp bir parmak açık kalan odasına geçti.
4.Bölüm
Ateş üç gündür her akşam ihtiyar balıkçı Kadir Dede'nin tekne mezarlığını andıran atıl kayıkların sıralandığı izbeliğin arkasındaki emektar barakasına gidiyor ve hayat hikayesini en başından bir masal gibi anlattığı adam ile elindeki liste üzerinden uzun uzun sohbet ediyordu. Ahşap barakanın duvarları balıkçı ağları ile kaplı, kıyısı köşesi gün gelir kullanılır diye istiflenen neredeyse çer çöp eşya yığını ve balıkçı malzemelerinin hepsi eskimiş bir halatla bağlı tutulabilen tahta kapının önünde istifliydi. Kuzineyi mayısın gelişi ile iptal eden ihtiyar küçük tüpte demlediği çaydan bardak bardak ikram ederken, ortamın balık kokusuna zamanla alışan çocuk da ondan onlarca hikaye, bambaşka hayatlar, siyahından toz pembesine rengarenk anılar dinledi. Topu topu kaç kişi yaşamasına rağmen ne eğlenceli bir yerdi burası?
Ooo onun karısı hemen hamile kalıverdiydi, geceyi bekleyemedin mi diye ne dalga geçerdik beya.. Sil onları sen..
Onun hiç çocuğu olmadı da ablası kendi bebesini verdi ona, onları sil ordan sil..
Onlaaaarr.. Dur hele, onun oğlu kısırdı, gidip Bursa'dan aldı geldi dedileeerdi amma.. O dursun bakalım şimdilik. Diğeri kimmiş?
Böyle böyle onlarca ailenin geçmişini kah üzerini çizip, kah sonraya bırakıp isim isim konuştular; bu üç günde Ateş neredeyse kendini Erdek'in yerlisi sanmaya başlayacak kadar çok üstü örtülü dedikodular dinledi. Karısını aldatanlar, gizli saklı buluşup konuşanlar, evlilikten dönenler, nişanda kavga edip ayrılanlar.. Yirmi beş dakikadan fazla Odaraklı Hatice'nin kocasını komşusu ile aşağı koyda nasıl yakaladığını dinleyince daha fazla dinleyemeyip konuyu istediği yere getirmek istedi. "Şu Mehmet Karaca peki? O da çok zengin dede, bulaşmış olabilir mi bu pis işlere?"
"Benim rahmetli hanım yıllarca onların hizmetlerine çalıştı; Mehmet'in karısı pek güzel, pek alımlıydı.. Kasabanın dilberiydi, salındı mı bakmadan duramazsın, için gider.. Gazeteye, mecmuaya çıktı mı Balıkesir zenginlerinin karılarının bile sabahın köründe koşup aldığını, ne giyip ne dediğini öğrenmek için sıraya girdiğini duyardık ama hastaydı kızcağız.. Kadersiz.. Doğumda dayanamadı dediler.. Zaten kızı da hasta doğmuş, aylarca hastanelerde kalmış.. Adamcağız karısı ölünce ne o evden gidebildi, ne gözü evi görebildi.. Eski gavur köşküydü oturdukları o ev; her taşını, her odasını, bahçesinin çiçeklerini bile değiştirdi, yeniden yaptırdı da kızını öyle soktu eve.. Kızı da maşallah sağlığına yarı kavuştu da anasının kopyası oldu beya.. Aynı saçlar, aynı gülüş.."
"Yani sen diyorsun ki dede; bu kız doğduğunda siz hiç görmediniz.. Aylar sonra geldi eve.."
"Öyle oldu beya.. Kızanını anası bile görmedi ki zavallı.."
Bu konuşmaları aklında defalarca döndüre döndüre, bütün ayrıntıları tek tek didikleyip on bin parçalık bir puzzle ile tek başına kalmış gibi detaylar yığınını düşüne düşüne eve yürürken saat gece yarısına yaklaşıyordu. Önce ağabeyine uğramayı düşündü; en son iki gün önce yanına uğramış, öğrendiği birkaç detayı hevesle aktarmış ama Fırat pek dikkate alıp ilgilenmemişti, belki de öyle görünmek istiyordu.. Daha evvel de defalarca Ateş'in getirdiği ufak tefek bilgileri kulak arkası ettiğini düşünmüş ama aylar sonra ağabeyi hiç ummadık bir anda bütün öğrendiklerini bir yola çıkaran bir planla çıkagelmişti. O yüzden Fırat'ın bu umursamayan hallerine Ateş de pek takılmıyor, aklına ne eserse yapması gerekeni hiç düşünmeden yapıyordu. Çok uzun bir yolu ağabey-kardeş beraber yürümüşlerdi, en azından yolun sonundaki o soluk ışığa yaklaştığını hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefesini Tutmak
General FictionFırat ve Ateş, kayıp kız kardeşlerini bulmak için çocukluklarını harcadıkları yolda sona yaklaşmışlardı; eğer Fırat'ın tüm planlarını öfkesine hakim olamayan fevri kardeşi Ateş bozmasaydı.. Şimdi Ateş bir katil, Fırat onu saklamaya çalışan bir ağabe...