Hepiniz çıldırmışsınız.. diye mırıldanırken içinde Fırat ve arkadaşına karşı engel olamadığı bir hırs büyümüştü, ağzı kapalı zarfı yırtarcasına bir özgüven ile açtı. Kliniğin adı, adresi, telefonu.. Hepsi önündeydi. Lakin para..
Nedense hiç utanmıyordu; sabah ilk iş Hayal'e gidip destek isteyecekti ki Fırat'ın da annesi söz konusu olduğundan kendinden önce karar alıp nasıl yapacaklarını bulacağına emindi, hırkasının cebinde unuttuğu telefonundaki Hayal'den gelen onlarca aşığım mesajını görmeden garip bir huzur ve 20 gün sonra gireceği sınavı bile aklından silip atan pervasız bir heyecanla yatağa uzandı..Leyla'nın zeki hamlelerinden ve sonrasında bozmadığı garip sessizliğinden yorgun düşen Fırat ise kardeşini uyandırmamak için dikkatlice yatağın bir kenarına ilişip ayaklarını uzattı, elindeki o eski fotoğrafa uzun uzun bakarken aklı bu ailenin adam ile ilişkisini sorguluyor, kardeşinin Hayal'in ailesinden birine verilmiş olmasından şüpheleniyor, kalbi ise hala her fırsatta aklının önüne geçip varlığını hissettirerek gözünün önüne kızın saçlarını ve dudaklarını düşürüyordu. İç geçirdiğini fark etmeden başını geriye vurup gözlerini kapattığında İrem ile tanışmalarından bu yana ilk defa İrem'e veda edecek cümleler kurdu kendi kendine; seni seviyorum ama ile başlayan ve sonu gelmeyen..
"Çünkü aşık oldum diyeceksin.." diye mırıldanan Ateş'in gözleri kapalıydı, kımıldamıyordu bile..
"Ne diyorsun Ateş? Uyumadın mı hala?"
"İrem'e ne diyeceğini düşünüyorsun ya; uyuyamıyorum, hiçbir şey düşünemiyorum, bir kız aklımı başımdan aldı, kalbimi bile sakinleştiremiyorum diyeceksin.."
"Saçma sapan teoriler kuracağına uyu artık.." Elindeki fotoğrafı komidinin üzerine bırakıp kolunu başının altına alarak tamamen uzandı Fırat da. Ateş yanında, sırtı dönük, yorgun bedeni hareketsizdi.
"Uyuyamıyorum." diye mırıldandı Ateş ."Bir karar verdim."
Ağabeyinin sessizliğinden onu dinlediğini biliyordu. "Bir gün kızıma annesini polinomları öğretirken tavladığımı ve sonra da beraber dünyayı gezdiğimizi anlatacağım..""Kızına hapisten mektup yazarken annesinin hayatını nasıl mahvettiğini anlatmayı da unutmazsın o zaman." diyerek daha da serteşen Fırat pakette kalan son sigarayı da sıkıntı ile yakarak karanlık odadaki tüm hayalleri ateşe verdi bile isteye. Başka türlü kardeşini yanmaktan alı koyamayacaktı lakin Ateş'in umrunda bile olmadı, çünkü bu gece mutluydu.
7.Bölüm
Fırat'ın annesinin tüm ihtiyaçlarını ve eksiklerini kontrol ettikten sonra, özel doktorundan hastalığın durumu ile ilgili güncel bilgileri dinleyerek kliniğin pahalı mermer basamaklarını ince topukları kaymasın diye dikkatle inmeye çalışan İrem, bir yandan genç doktora dikkatini vermeye çalışırken bir yandan ısrarla Fırat'ın hala neden aramadığını düşünüyordu. Saat 13:00 e gelmek üzereydi ve gece yarısı tedavi onayı için alel acele yaptığı konuşmanın üzerine genç adam hiçbir aramasına dönmemişti. Bu kadar ısrarcı olduğu için kendine kızıyordu ama karşısında uzun uzun tedavi sürecini anlatan meslektaşına odaklanamayacak kadar iki-üç çağrıya aklı takılı kaldığından elinden farklı bir şey de gelmiyordu. Canı sıkılmıştı, ufak pahalı çantasından sigarasını çıkartırken pembe lastik terliklerinin altı gıcırdayarak koşan sekreterin seslenmesi ile artık yüzüne de aşina olduğu genç kıza döndü.
"İrem Hanım, bugün gizli numaralı birkaç arama oldu." diyen kız şüphesini tüm detayları ile aktarırken işini eksiksiz yapmak için gayret içindeydi. Zira İrem bu bilgiler için beklediğinden çok daha fazla ödeme yapıyordu ve kızın bu paraya ihtiyacı vardı. "Sabah erkenden bir kız aradı, sesi çok genç, yirmili yaşlardadır diye tahmin ediyorum. Münevver Hanım'ı sordular, hangi odada kaldığını, ziyaretçi saatinin kaçta olduğunu.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefesini Tutmak
Fiction généraleFırat ve Ateş, kayıp kız kardeşlerini bulmak için çocukluklarını harcadıkları yolda sona yaklaşmışlardı; eğer Fırat'ın tüm planlarını öfkesine hakim olamayan fevri kardeşi Ateş bozmasaydı.. Şimdi Ateş bir katil, Fırat onu saklamaya çalışan bir ağabe...