11.Bölüm

148 17 9
                                    

Hatırlatma Özeti: Ateş için işler yolundaydı ancak her an her şeyin değişeceğini ve beraber geçirecek ne kadar zamanlarının olduğunu bilemediğinden, kendine göre daha kontrollü olan Leyla geri adım atmasın, en az onun kadar ilişkisine sahip çıksın diye kızı psikolojik zorluyordu. Fakat bu gel-gitler, Ateş'in ani değişen ruh hali ve onu ikna edebilmek için arkadaşı (Esra) ile flört etmeye teşebbüs bile etmesi Leyla'yı korkutuyordu.
Bu esnada Fırat ilk kez onları nihayet bulan Cemal komiser ile karşılaşmış, adamın aslında onlara zarar vermek niyetinde olmadığını ve İrem'in bunu bildiği halde gerçeği ondan saklayarak kardeşini ondan uzaklaştırmak istediğini öğrenmişti. Ve en vurucu gerçek, kız kardeşinin öldüğünü.. Ama buna inanmıyordu.. Fırat bu gerçek ile başa çıkmaya ve hala gerçeği bulma yolunda planlar yapmaya çalışırken barda da hummalı bir hazırlık vardı. Nitekim o gece Koray Hayal'e evlenme teklif etmiş, Hayal hayır dediğinde ise babasının tokadı ile bayılmış, tüm bunları Fırat bardan uzakta sakinleşmeye çalışırken onlara koşarak gelen Leyla'dan öğrenmişti. Barın önüne ambulanslar çoktan gelmişti..

*

"Hayal istemediğini söyledi, Koray'ı herkesin içinde red etti ama Mehmet Amca delirdi. O sakin adam sanki canavara döndü, herkesin içinde hakaret ederek tokat attı! Fırat Abi!" diyerek genç adamı kolundan yakaladı. "Mehmet Amca hemen yarın İngiltere'ye taşınacaklarını bağırdı, Hayal dayanamadı, ben engel olamadım. Tokat attığında tutamadım. bayıldı! Yere düştü, gözlerini açmadı! Ne olduğunu anlamadık ama.. Hastaneye götürüyorlar!"

Daha kız sayıklar gibi kesik kesik tekrarladığı cümlelerini bitirmeden kalabalığa doğru koşmaya başlayan Fırat yetişemedi. Etrafında onlarca insanın yığıldığı ambulansın kapısı kapanırken, sedyenin başında kızın ağzındaki oksijen maskesini sıkı sıkı tutan ve yanındaki sağlık görevlisine doktor olduğunu belirterek direktifler veren İrem'i, bir de Hayal'in sedyeden sarkıp neredeyse yere değecek kadar dökülen sarı saçlarını seçti..

11.Bölüm

Hastanenin soğuk ışıkları acil müdahaleye alınan kızın kapısının önünde kaygı ile bekleyen herkesin yüzünü daha da solgun gösteriyordu. Kimine göre rezillik, kimine göre aptallık, kimine göre zavallıca.. Etrafta koşturan görevliler ve Mehmet Bey'in korumaları kızın haberi ile hastaneye doluşan o amaçsız kalabalığı büyük oranda dağıtmış, geride kalanlar ise endişe içinde buldukları koltukları ve koridorun kıyı köşesini doldurmuştu. Karaca ailesinin İstanbul'da yaşayan özel doktorları da neredeyse gelmek üzereydi, Mehmet Bey attığı tokadın pişmanlığı ile hiç konuşmadan alnı duvara yaslı öylece bekliyordu.. Uzakça bir köşede, aynı düşmanı gibi duvardan destek almış ve aynı kişi için başını geriye vurarak ayakta durmaya çalışan Fırat ise zor durumda kalan kızın yanına daha önce gitmediği ve onu yalnız bıraktığı için kendini suçluyor, içeriye kimsenin alınmadığını öğrendiğinden bu yana sadece bekliyordu. Nasıl girebilirdi ki içeri hem? Kim olarak? Ne diyecekti? Bütün soruları cevapsızdı. Tek bildiği bir şekilde içeri girecekti.

Kızın odasının başındaki kalabalıktan sıyrılıp "Hala uyutuyorlar." diyerek yanlarına gelen Leyla'nın yanakları ağlamaktan nemli, dağılan makyajından sebep burnunun ucuna kadar kara kara lekeliydi. Umrunda da değildi. Arkadaşının haline olan derin üzüntüsü ile kızarmış gözlerinden durduramadığı yaşı kirli elleri ile yeniden sildi. "Bu gece dinlenmesi için uyutacaklarmış. Özel doktoru da geldi şimdi.."

Ateş ağlayarak anlatmaya çalışan kıza sıkıca sarılırken, herkese göre daha sakin görünen Fırat iç hesaplaşmaları ile odaya doğru bakıyordu. Kalabalığın içinde elleri belinde, ne yaptığını bilen duruşu tüm bedenine hakim, Mehmet Bey'e bile aldırmadan yanlarına yeni varan doktora tane tane olup biteni anlatıp adama notlar aldıran İrem'i izliyordu. Her şeyi birlikte mahvetmeden evvel aşık olduğunu sandığı kızın tam da bu haline ihtiyaç duymuştu hep. Kaos anındaki sakinliği, tüm dağınıklığı toparlama becerisi, sorunları çözmek için her şeyi ile kendini ortaya koyması.. İçindeki zayıflığa karşı dayanaktı İrem, şimdi bu kadar beceriksiz ve ne yapacağını bilemez halde kalmasının sebebi belki de o dayanağı kaybetmiş olmasıydı. Kız ellerini de kullanarak konuşa dururken, kendini onu affetmeye zorlayan Fırat ona sekiz yıl boyunca sevgili olan kıza olan kızgınlığının yükünün hafiflemediğini gördükçe içindeki kin ve öfkeden de endişe etmeye başlamıştı. Yan gözle Leyla'ya sarılmış teselli vermeye çalışan Ateş'e baktığında ise daha da harlanıyordu o öfke.

Nefesini TutmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin