17.Bölüm devamı

637 14 0
                                    

Arkadaşlar kusura bakmayın bir bölümde bir hata oluştu ve yarısı silinmiş ben de yeniden yazdım.

◆◆◆◆◆

Mobilyaları beyaz renkteydi hep.Oldukça güzeldi.Yorulmuştum ve kendimi direk koltuğa attım.Biraz rahat davranmıştım ama napim çok yorulmuştum.Rüzgarda peşimden gelerek yanıma oturdu.Gözlerindeki hüzün hala vardı.Ne olmuştu annesine ? Unutmak istiyordu ne olmuşsa belliydi.Aptal kafam ben hatırlatmıştım.Nasıl unutturacaktım şimdi?

-Ahh hadi ama dağ ayısı asık suratlı olmak sana hiç yakışmıyor.Üstelik ben acıktım, kalk da misafirine yemek yap.

Dedim sevecen bir gülümsemeyle.Unutturmak için acıktığımın bahanesini uydurmuştum.Aslında acıkmış olabilirdim.

-Heyy kendi yemeğini kendin yap sarı ben yemek yapmayı nerden bileyim.

-Yemek yapmayı bilseydim sana söylemezdim dağ ayısı.

-Ahh sen nasıl bir kızsın sarı , hangi kız yemek yapmayı bilmez.Beceriksiz.Hiç mi yemek yapamıyorsun?Ben acıkmıştım.

Dedi karnını tutarak .Küçük çocuklara benzemişti böyle.Çok komik ve çok çekiciydi.Sempatikti.

-Aslında yapabildiğim bir kaç şey var .Ama bana beceriksiz dediğin için yapmayacağım.Aç kalda gör gününü.

-Çocuk gibisin.Acıktım diyorum git yemek yap sarı hem sen de acıkmamış mıydın?

-Biraz yalvarırsan belki yapabilirim bilmiyorum.

Dedim sırıtarak ve umursamaz olmaya çalışarak.Kaşlarıı havaya kaldırdı ve ;

-Ahh cidden sen ....Sanırım odama erken çıkmak istiyorsun .Onun için bahaneler uyduruyorsun sarı.

-Kapatır mısın çeneni.Makarna yapabiliyorum.Sever misin?

-Sadece makarna mı yapabiliyorsun.

Dedi hayretle ve yüzünü buruşturdu.

-Beğenmediysen yemezsin! Mutfak hangi tarafta?

-Ahh tamam sarı kızma.

dedi sırıtarak ve beni kolumdan tutarak mutfağa soktu.Mutfak bir harikaydı.Siyah ve beyz mobilyalardan oluşuyordu sadece.Masaya yaslanarak beni izlemeye başladı Rüzgar . Rahatsız olmuştum ve utanmıştım.Ne diye utanıyordum ki?

-Makarna var mı Rüzgar?

-Bilmem.

dedi umursamazca.Makarna suyunu koydum ve zorda olsa dolaplardan bulmuştum makarnayı.Kelebek makarna yapacaktım.Su kaynayınca makarnaları suya koydum.Rüzgara dönerek tezgaha yaslandım.Rüzgar yavaş yavaş bana yürümeye başladı.Heyy ne yapıyordu bu? O geldikçe ben tezgahta yan yana kayıyordum.Geri geri gidemezdim çünkü tezgah vardı.Rüzgarın yüzünde çarpık bir gülüşü vardı, saçlarını karıştırdı ve diliyle dudaklarını ıslattı.Hala geliyordu .Kesintisiz birbirimize bakıyorduk.Sessizliği ben bozdum ve ;

-Heyy ne diye üstüme gelip gelip duruyorsun.

Artık tezgahta daha fazla kayamazdım çünkü tezgah sonlanmıştı.Tam dibime geldi ve beni belimden tutup tezgaha oturttu.Hala sırıtıyordu.

-Rü..Rüzgar ne yapıyorsun çekil.

ahh hem kızardım hem kekelemiştim.Burnunu yanağıma sürtmeye başladı ve ;

-Çok güzelsin sarı.

Ne? Bunu Rüzgar mı demişti bana ? Her gün çirkin olduğumu ve bacaklarımın çarpık olduğunu söyleyen Rüzgar şimdide çok güzelsin diyor.Dengesizin teki bu çocuk. Tezgahta oturuyordum. Elleri belimdeydi benim ellerimde göğsünün üstünde. Ahh kaslarını hissedebiliyordum. Heyy ben ne diyorum!Hemen bu durumdan kurtulmalıydım. Ellerimde onu itmeye çalıştım fakat hareket bile etmiyordu. Heyy bu çocuk sadece uyuyacağımıza dair söz vermişti bana!!

-Çok güzel kokuyorsun Sarı.

Ve bir iltifat daha .Burnunu değdirerek boynuma kadar inmişti. Böyle giderse kötü şeyler olacaktı. Dur demek gerekiyordu.

-Rüzgar sadece uyuyacağız demiştin söz vermiştin.

Dedim sesimin titrememesine özen göstererek ama titremişti. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Bir yanım Rüzgarı istese de diğer yanım dur diyordu.İkilemde kalmıştım ve durmayı seçmiştim. Oynatabilirdi beni. Benimle işini görüp bir kenara atabilirdi. Yüzünü boynumdan kaldırdı ve bana baktı gözlerimin dolduğunu görünce kaşları çatıldı.

-Ne ? Dokundum diye ağlayacak mısın? Benden korkuyor musun?

Kaşları çatıktı. Aklıma ilk gün beni götürdüğü yer ve kemerini çözmesi geldi. Korkuyor muydum?

Sanırım evet.

-B..ben makarna ...Eee ...tuz ..tuzunu koyacağım.

Konuyu değiştirmem gerekiyordu kesinlikle. Tezgahdan inmeye çalıştım ama hala çekilmemişti elleri belimdeydi. Hareket edemiyordum, çok güçlüydü.Sinirlenmişti üstelik. Neden sinirleniyor ki?

-Sana bir şey sordum bana cevap ver .

Korktuğumu söyleyecek miydim?

-B..ben senden neden korkayım ki. Hah...

Sustum ve rahatlamaya çalıştım. Tekrar konuşarak;

-Bana söz vermiştin sadece uyuyacaktık. Sözünü tutmayacaktın az kalsın .Bir daha bunu yapma olur mu ?

Dedim sinirli görünmeye çalışarak. Korkuyordum ama korktuğumu belli etmeyecektim tabikide. Siniri geçmişti sanırım bir şey demedi ve bemi bırakıp bir sandalye çekip oturdu.

Sadece Benim OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin