19.Bölüm

617 17 3
                                    

Rüzgarın Ağzından;

Kollarımın arasındaydı. Vurulmuştu. Küçücük bedeni kim bilir nasıl acı çekiyordu. Hepsi o Fırat denilen pislik herif yüzünden olmuştu onun hesabını daha sonra soracaktım ama önce kollarımın arasındaki bu minik bedeni , Suyu hastaneye götürmem gerekiyordu. Gözleri kapanıyordu. Endişeleniyordum onun için. Ya bir şey olursa ? Yaşatmama. Bağlanmıştım Suya onsuz yapamam. Su olmazsa ben kiminle didişeceğim ? Kiminle uyuyacağım ? Gidemez. Beni bırakamaz. Rüzgar Ulusoy'u bırakmak o kadar kolay değil. Gözleri kapanmıştı bağırıyordum ,sadece bağırıyordum ama açmıyordu gözlerini , bir an önce hastaneye götürmeliydim onu. Fırat denilen piç vurduğu için şoktaydı ve hemen silahını yere attı, aptal çocuk. Elimden çekeceği var. Poyraz ve Utku hemen yanına gidip Fırat'ı yakaladılar. Kerem yanıma gelip ''abi hadi hastaneye gidelim '' dedi zorda olsa bacaklarımı oynatabildim. Sanki vurulan benmişim gibi canım yanıyordu. Sırtının neresinden vurulmuştu? Benim bütün sırtım yanıyordu. Acısını hissediyordum.

Hastanedeydik. Koluna yakın bir mesafeden vurulmuş bücür. Hayati tehlikesi yokmuş. Ama bir süre küçük hareketler dışında kolunu oynatamazmış. Kolunu zorlarsa dikişleri atabilirmiş. Ve sarı her zaman ki gibi kendine dikkat etmeyip kendini zorlayacağı için bende kalması gerekiyor. Kabul etmeyeceğini biliyorum ama ona fikrini sormayacağım. Öncelikle şu Ziyaları atlatmam gerekiyor. Hizmetliler su eve gitmezse arayıp bildirebilirler. Onun için Keremi görevlendirdim. Su'ların evine gizlice girecek ve böcek bırakacak. Böcekler yüzünden Ziya da evi ilaçlattırıcak. Ilaç insanı zehirlediği için Su'ya kalacak yer arayacaklar normal olarak. Bende hemen babama söyleyeceğim ve ziyaları ikna edip su bizde kalacak. Zaten Ziya ve Zehra öz anne babası olmadığı için hemen kabul edeceklerdir. Güzel fikir bulmuştum. Fırat ve Deniz denen ibnelerin işine elbette bakacaktım. Poyraz ve Utku onları bağlayıp daha güvenli bizden başka kimsenin bilmediği bir depoya götürecekler. Birkaç gün yanı Su iyi olana kadar onunla duracağım ve daha sonra gidip iki ibnenin icabına bakacağım. Sarı hala uyuyordu. Çok masumdu. Benim için kendini silahın önüne attı , neden yaptı bunu ? Beni sevmeye mi başladı ? Ben onu seviyorum hem de deli gibi. Bugün bunun daha çok farkına vardım. Su'ya bir şey olacak diye ödüm kopmuştu. Beni takip edip silahın önüne atlamak da neymiş gösterecektim ona tabikide. Ama önce iyileşmesi gerekiyor. Sonrası için türlü türlü işkenceler düşünüyorum. Gözünü biraz korkutmam gerekiyordu değil mi ? Üstelik benim önüme aylamasaydı şu an hiçbirimiz burda olmayacaktık. Benim içimde çelik yelek vardı. Ahh Sarı Ahh. Arabadan inmeden önce giymiştim nerden bilsin çelik yeleğimin olduğunu.

Keremin böcekleri çoktan eve bıraktığını ve Ziyaların hizmetliler tarafından arandığını düşünüyordum. Bunun için bende babamı aradım

-Efendim Rüzgar ?

-Bir şey mi var baba neden canın sıkkın ?

-Ziyaların evini böcek sarmış nereden geldiyse bu böcekler toplantı yarıda bölündü. Istemeyerek de olsa canım sıkıldı benim de.

-Mm anladım , ee ne yapacaklar?

-İlaçlatırlar heralde , Suyu düşünüyorlar.

-Su ? O kim ?

-Evlâtlık aldıkları kız varya o oğlum.

-Mm nerede kalacak kız ilaçlatılırsa?

-Bilmiyorum oğlum ben nereden bileyim. Onlarda onu düşünüyor.

-Bizde kalsın baba.

-Bizde mi ?

- Evet ben zaten eve pek uğramam biliyorsun. Bir kaç günlüğüne rahatsız etmem misafir odasında yatar.

-Kapatıyorum ben seni ararım kalacak yer bulamazlarsa söylerim ben.

-Bence şimdi söylemelisin baba boşuna toplantınızı bölmeyin bir kaç gün bizde kalsın işte.

-Tamam Rüzgar söyleyeceğim sen niye aramıştım beni ?

-Hiiiç öylesine .

-Tamam kapatıyorum. Kız kalabilir tabi cidden senin için sorun yoksa.

-Ahh hayır yok kalabilir.

Dedim ve telefonu kapattım. Plan'ım tıkır tıkır işliyordu. Geriye bir tek izin vermeleri kalmıştı , bekleyecektim.

10 dakika sonra telefonum çaldı babam arıyordu.

-Efendim baba.

-Oğlum madem senin için sıkıntı yok ziyalar kabul etti Birazdan kızı arayıp söyleyecekler sen kızı tanıyor musun? Ziya kızın inatçılık yapıp kabul etmeyeceğini söyledi.

-Okulda bir kaç kere görmüştüm yakın sayılırız kıza söylesinler.

-Tamam oğlum , sen hangi ara bu kadar düşünceli oldun?

- Ben hep düşünceli biriyimdir baba hadi görüşürüz.

-Sen beni aramazdın ne oldu?

-Kapatıyorum.

-Tamam hoşçakal.

Dedi ve kapattım. Uzatmasa olmuyor. Evet şimdi geriye Suyu aradıklarında kimin konuşacağı var. Su uyuyor ve birinin konuşması gerekiyor. Tam düşünüyordum ki içeriye hemşire girdi '' serumu değiştirmem gerek " dedi gülümseyerek. Aklıma yine fikir gelmişti. Bu hemşire konuşacaktı Su'yun ağzından.

Hemşireye yapması gerekenleri söyledim Başta kabul etmese de çok önemli olduğunu söylediğimde beni kıramadı. Geldiğinden beri beni süzüp duruyordu kabul etmemesi aptallık olurdu. Bekle....bekle ...bekle ...telefonun çalmasını bekliyorduk ama bir türlü çalmıyordu. Sarı uyanmadan her şeyi halletmem gerekiyordu. Yoksa kabul etmeyerek beni uğraştıracaktı. Gerçi tek kelime etmeye hakkı yoktu. Beni takip etmişti.

Uzun bir bekleyişten sonra telefon çaldı ve hemşire açtı ;

-Efendim Zehra ?

---------

-Ahh pardon Zehra hanım.

---------

-Ben okuldayım öylemi bilmiyordum nerden çıktı şimdi bu böcekler ?

---------

-Tanımadığım biriyle nasıl kalırım ?

---------

-Ahh evet tanıyorum aynı sınıftayız.

---------

-Tamam kalırım.

--------

-Tamam alırım.

----------

Tamam hoşçakalın.

Dedi ve telefonu bana vererek ;

-Birkaç parça kıyafet almasını , ilaçlama sebebiyle bu gün ile birlikte dört gün dediği yerde kalacağını söyledi.

-Tamam

Dedim ve kaşlarını çattı hemşire. Ne ? Ne bekliyordu ki? Teşekkür mü çok bekler? Onu umursamayınca " işim bitmişti " ben çıkayım dedi."iyi olur " dedim sırıtarak ve arkasına bakmadan çıktı  hemşire.

Evet herşeyi halletmiştim şimdi sarının uyanmasını bekleyecektim ve dört gün boyunca onunla aynı evde kalacaktım.... Çok eğlenceli olacağına eminim.....

Sadece Benim OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin