25.Bölüm

559 19 3
                                    

Lunapark? Evet lunaparka gelmiştik. Rüzgar beni çok şaşırtıyordu. Rüzgar ve lunapark? Bu duruma içimden kahkahalar attım. Çok mutluydum Rüzgar bana aşkı yaşatıyordu. Ona aşıktım. Her şey çok güzel gidiyordu. Rüzgar benim için lunaparkı kapatmıştı. El ele lunaparka doğru yürüyorduk.Rüzgar bir adama "Bundan sonrasını ben hallederim ." Diyerek bir miktar para verdi. Ben de o sırada etrafa bakıyordum . Rüzgar bana döndü ve

-Beğendin mi süprizimi sarı?

-Senden böyle bir şey beklemezdim dağ ayısı.

Dedim sırıtarak.

-Beğenmedin mi yoksa ?

Dedi kaşlarını çatarak. Ahh nasıl beğenmem?

-Hayır beğendim tabikide ama senden böyle bir şey beklemezdim.

-Fasla alışma zaten sarı yaralısın diye yapıyorum.

Dedi çarpık gülüşüyle. Ahh bu çocuk hemen moralimi bozuyordu. Ona dil çıkarttım ve elini bırakarak dönme dolaba doğru yürüdüm ama Rüzgar beni belimden yakalayarak kucağına aldı ve korku tüneline getirdi. Sadece ikimiz vardık lunaparakta kim çalıştıracaktı bu makineleri? Rüzgarın kucağındaydım . Korku tüneline ilerlerken

-Bu makineleri kim çalıştıracak ?

-Birini ayarladım merak etme sarı.

-Benim bildiğim dönme dolaba binerler dizilerde falan hani dönme dolabı durdurur erkek falan anlatabiliyor muyum?

-Korku tüneli daha eğlenceli.

Dedi göz kırparak . Sonunda beni yere indirdi ve birlikte trenlere bindik. İki kişiliktiler. İçerdeki şeylerden umarım korkmazdım.Hem gerçek değildi ki onlar. Sakin olmaya çalışıyordum. Cidden korkmuyordum değil mi? Kendime içimden kahkaha attım ve yerimde rahatsızca kıpırdandım. Rüzgar kaşlarını kaldırdı çarpık gülüşüyle bana bakmaya başladı. Ona döndüm,

-Ne?

-Sen titriyorsun , cidden korktun mu sarı?

--H..hayır korkmuyorum, neden korkayim ki içerdeki karşımıza çıkacak o çirkin şeylerin gerçek olmadığını bilecek yaşa geldim, b..ben sadece üşüdüğüm için şey yaptım, titredim.

Dedim çok hızlı konuşmuştum. Sonrasında derin bir nefes aldım, sanırım iyi yalan söylemiştim. Üşümüş olamaz mıyım? Rüzgar güldü ve kolunu omzuma atarak beni kendine iyice yasladı. Bende elimi belinden doladım ve kafamı omzuna koydum.

-Şimdi üşümezsin sarı sarı ya da korkmazsın mı demeliyim?

-Artık çeneni kapat ve çalıştırt şunu dağ ayısı.

Dedim kaşlarımı çatarak . Elini kaldırdı ve sanırım birisine işaret verdi. O sırada içeriye doğru girmeye başladık. Cidden korkuyordum. Ne kadar salaktım ama. Rüzgara biraz daha sokuldum veilerlemeye devam ettik. Gözlerimi kapatsam bir şey olmazdı değil mi? Rüzgar suratımı görmezdi. O yüzden kapadığımı anlayamazdı. Sonunda karar verip gözlerimi kapattım. Bir şey çıksa karşımıza görmeyecektim ve korkmayacaktım. Çok güzel bir fikir bulmuştum bunun için kendimi tebrik ettim.

İlerliyorduk arada korkunç çığlıklar duyuyordum ve Rüzgara daha fazla sokuluyordum ama gözlerim kapalı olduğu için korkunç şeyleri göremiyordum. İlerliyorduk ve birden trenler durdu. Birden gözlerimi açtım, her taraf karanlıktı Rüzgara sarılıyordum ama onu göremiyordum. Birden doğruldum ve ,

-Rüzgar?

-Efendim sarı?

-Neden durduk?

-Bilmem sanırım makine bozuldu sarı.

-Ne! Burası çok karanlık nasıl çıkacağız?

-Ahh bilmiyorum sarı Poyraz çalıştırmıştı makineyi gitmişmidir acaba bir arayayım.

Dedi ne yaptığını göremiyordum ama hareket etmeye başladı, sanırım cebinden telefonunu çıkarıyordu. Ahh Rüzgarın bulduğu lunaparkta böyle olurdu ne yapacaktık şimdi? Rüzgarı bile göremiyordum.

-Siktir!!

-Ne oldu neden aramıyorsun arasana.

-Telefonum kapanmış sanırım şarjım bitti.

-O zaman ben ararım , numarasını biliyor musun?

Dedim elimi çantama atarak. Karanlıkta hiç birşey göremiyordum, zor da olsa telefonumu buldum ve rüzgara verdim.

-Al ara.

-Neden burası iyiydi bence sarı .

Dedi şu anda kesin sırıtıyordu. Ama karanlıktan dolayı göremiyordum. Gözlerimi devirdim ve dağ ayısı diye bağırdım. Güldü ve telefona bir numara yazıp aradı. Hiç kimseyle konuşmadan telefonu bana geri verdi ve ;

-Şebeke yok sarı .

-Ne ? Ne yapacağız?

-Mm dudaklarını özledim .

Dedi ve elini çeneme yerleştirdi. Tam o sırada kırmızı loş bir ışık yandı. Yinede Rüazgarı çok az görüyordum.Çok az ışık vardı kırmızıydı. Çenemdeki eline vurdum ve

-Korku tünelinde kaldık ve sen bana dudaklarımı özlediğini söylüyorsun. Ahh Rüzgar sen cid....

Ve yine her zamanki gibi sözümü bitiremeden dudaklarımı öpmeye başladı. Her ne kadar burada kalmış olsak da Rüzgar beni öptüğünde hiçbir şeyi umursamıyordum. Bunu da umursamayacaktım şimdi. Ellerimi saçlarına getirdim ve bende onu öpmeye başladım. Dudaklarındaki tat çok farklıydı. Midemde kelebekler uçuşuyordu cidden. Öpüşmeye devam ediyorduk ki birden duvarda Rüzgar ve benim fotoğraflarım göründü. Slayt hazırlamıştı Rüzgar. Dudaklarımı ondan çektim ve slaytı izlemeye başladım. Ve burda kalmamız Rüzgarjn işiydi, bir yandan buna çok mutlu olurken bir yandan da kızdım.Çok korkutmuştu beni. Fotoğraflar ikimizin birlikte olduğu fotoğraflar. Alışverişe giderken , yemek yerken partiye giderken.....Her anımızın fotoğrafı vardı. Rüzgar çektirtmişti.Ahh şu an mutluluktan ölebilirim. Slayt bitti ve en sonunda bir yazı oluştu.

Sadece Benim Ol Sarı?...

Sadece Benim OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin