Belki de vote iyi gelir😘
Melodiden🍷
Sıkıldım. Toprağı aramamın üzerinden 45 dakika geçti. Az önce Güneşi arayıp Yamaçlara sormasını istemiştim. Fakat hâlâ bir hareketlilik olmayınca Güneşi tekrar aradım. Tamamen aklından çıktığını ve soracağını söyledi. Onlarında haberi yokmuş. Toprağı 13. kez aradım. Eğer açmazsa eve gideceğim. Dolunayın yanında olmalıyım ama Toprağı bekliyordum. Toprak telefonumu açmadı. Banktan kalkıp yola koyuldum. Sinirlenmiştim. En azından gelmeyeceğim diyebilirdi. En kısa zamanda eve varıp zili çaldım. Papatya kapıyı açtığında duraksamadan içeri geçtim. Dolunay Arezin göğsüne kafasını yaslamış şekilde oturuyordu. Güneş kafayı yemiş gibi oturduğu yerde bir ileri bir geri sallanıyordu. Yamaç Ayakta Areze bakıyordu. Tugay Papatya içeri gelince belinden kavradı ve anlından öptü -seviyeye bak- Dolunaya doğru ilerleyip önüne çöktüm ve dizlerinden tutarak gözlerinin içine baktım. Hiçbirimiz onu bu halde görmeye dayanamıyorduk. Onu kaybetme fikri zaten başlı başına felaketti. Ağlama diyemiyordum. Ağlaması o kadar normaldi ki...
Sakinleştirmek için kelime bulamıyordum. "Bizden öyle kolay alamazlar seni,buluruz bir şeyler" diyerek rahatlatmaya çalıştım. Dolunayın Arezin göğsünde yatıyor olması beni Güneşin yanına gitmeye itti,dizlerini göğsüne çekmiş, ileri geri sallanır vaziyette olması beni yeteri kadar korkutuyor zaten. Mutfağa gidip bir bardak su aldım, ellerim titrer halde suyu Güneşe götürdüm. Papatyanın defalarca Dolunaya su götürdüğünden eminim. Güneş suya kısa bir bakış attı ve elimden aldı,yarısını içip geri verdi. Mutfağa götürdüm. Telefonun ekranında Toprağın arayıp aramadığına dair herhangi bir bildirim var mı diye baktım, tabi yoktu. Bundan hiç hoşlanmam. Herneyse,onu düşünücek vaktim yok yeteri kadar vaktimi çaldı. Güneş doğrulup Dolunaya döndü
Güneş: Ben bunu düşünemedim falan diyordun, o neyin nesi, anlatıcak mısın artık?
Dolunay: Biraz, biraz uçuk bir fikir. Kendim için başkasını yerinden etmek bencillik olu-
Ben(Melodi): Ne fikri?
Yamaç: Keşke öğrenebilsek!
Güneş: Beni çıldırtma, anlat artık
Dolunay: Kızlar,ortak hayalimiz.
Ben: İzmir?
Dolunay: Evet, diyorum ki, eğer puanlarımız tutarsa,yani puanlarımız tutarsa,bu fikri devreye soksak?
Papatya:Grubun belası bir adet Melodi varken, hmm nasıl desem, DELİLİK!?
Ben: Hey!
Güneş: Bugüne kadar ölmedik işte, hem fikir fena değilmiş
Ben: Ben varım
Güneş: Ben de varım
Papatya: Tanrı belanızı versin, ben de
Yamaç: Tamam, herşeye ok, varolduğunuz şeyi bize de anlatın birlikte olalım
Dolunay: Şöyle ki ........********
Dolunaydan🌕
Yamaça ve diğerlerine ortak hayalimiz olan üniversiteyi İzmirde okuma fikrimizi anlattım. Arezin kafasına yatmış olacak ki Yamaça ve Tugaya bir bakış atarak mutfağa çağırdı. Hep birlikte mutfağa gittiler. Bu sırada Melodi 4. kez çalan telefonunu ekran tuşundan kapatıyor, cevap vermiyordu.
Güneş: Kesinlikle birazdan içeri gelip "Üzgünüm Dolunay bizden bu kadar senin için şehir falan değiştirmeyeceğiz" diyecek
Papatya: Öyle demeee
Güneş: Yalan mı?
Melodi: yüzde elli elli ama Güneşe katılmakta fayda var gibi. Sonuçta, bugüne kadar denk geldiklerimiz aşağı yukarı böyle bir şeydi işte
Ben: Böyle düşünmüyorum
Papatya: Arez ve Tugay seviyor arkadaşlar. E tabi yeni aldığımız bilgiye göre Toprakta seviyor. Üçe bir, sizce?
Melodi: Böyle düşünmemiştim
Ben: Ben Papatyadan yanayım, haklı.Arezler içeri geri geldi.
Güneş: Bak şimdi,izle izle
Arez: Öncelikle puanımıza güveniyoruz. Aptal Toprak bile hırs yaptı sonuçta
Yamaç: Aptal deme oğlum şu çocuğa,niye aptal diyorsun?
Tugay: Çünkü aptal
Güneş: Şimdiden konuyu değiştiriyorlar bile
Arez: E-evet konu dağıldı. Hemen topralıyorum. Dediğim gibi biz puanlarımıza güveniyoruz. Bu sebeple gelmememiz için başka sebep yok
Güneş: DEMİŞTİİİİM
Melodi: Güneş kabul ettiler
Güneş: EVET BİLİYORUM HAKLIY- ne?
Papatya: Asıl ben DEMİŞTİİİM
Ben: Bende
Yamaç: Yani tabi şuan Toprak yok ama zaten gelmesi için sebebi var yani
Tugay: Bu arada ona ulaşan var mı?
Melodi: Beni arayıp duruyor bir dönün arkadaşınıza
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Yaz Bükücüler||Tamamlandı✔
JugendliteraturHepimizin ortak noktası acıydı,acı bizi güçlendirir sanıyorduk. Çok sonra öğrendik bildiklerimiz yanlış,zayıf gördüklerimiz güçtü.