Final çanları mı çalıyor yoksaaa
Ertesi günü sorunsuz ve güzel geçirdik. Akşam Umay Teyze geldiğinde teşekkürleri ve minneti eşiliğinde antika dükkanından ayrıldık. Eve gittiğimizde her şey bıraktığımız gibiydi. Yalnız Güneş ve Yamaç artık saklanmıyor, doya doya, göz önünde yaşıyorlardı aşklarını. Her şey yolunda gibiydi. Hep böyle olsa olmaz mıydı ki?
*******
Birkaç ay sonra
Belli bir zaman sonra fakültelerimize gidip geliyor, derslerimize odaklanıyorduk. Birlikte ders çalışıyor, geziyor, eğleniyor, işe gidiyor ve tabii ki yine başımıza belaya sokuyorduk. Neyse ki bu belalar biraz daha minimal. Bu sırada Derinle yakınlaşmıştık. Derin ara sıra eve geliyor, zamanının çoğunu bizle geçiriyordu. Melodi babasını kaybedişine alışmıştı. Toprak ve Melodi anne babalarının evlenme hayalini zor da olsa engellemeyi başarmışlardı. Tugay ve Papatya bildiğimiz gibi, Tugay salak, Papatya saf. Biz ise mutluyduk. Biz bir aileyiz ve Arezle ben bu ailenin anne babası gibiydik. En oturaklı olanları bizdik öyle değil mi?
Ben: Arez hadi ver şunu!
Arez: Vermem!
Ben: Arez kaşınma, ver dedim!
Arez: Ben de vermem dedim! Benim çikolatam o Dolunay!
Ben: Ilk ben gördüm!
Arez: Ilk ben aldım elime!Arez koca bir çikolatayı tek seferde ağzına soktu
Ben: YA NEDEN YAPTIN Kİ BUNU ŞİMDİ HAYVAN!?
Arez: SAVA SE, VENİM DOĞEL MÜ!?
Ben: Ne?Ağzındakini yutmak için ekstra bir çaba sarfetikten sonra konuştu
Arez: Sanane benim değil mi diyorum
Ben: Benimdi oKavgamızı mutfağa giren Tugay böldü. Buzdolabını açıp bir şey aradı. Bulamayınca bize döndü
Tugay: Ben sabah buraya çikolata bırakmıştım, soğuduğunda yerim diye. Nerde, göremiyorum. Siz görüyor musunuz?
Arezle gözgöze geldik. Gözlerim Arezin göbeğine kaydı, çünkü çikolata şuanda orda bir yerlerde mide asidiyle eriyordu.
Ben: Bilmem ben görmedim
Arez: Dolunay yediGözlerimi kocaman açıp Areze baktım. Tugay kızgınca bakıyordu. Kaşlarını çattım ve inkar ettim tabiki!
Ben: Hayır tam tersi!
Tugay: Tamam Dolunay anladım yalan söylemene gerek yok, alırım biraz sonra
Ben: Ama yalan söylemiyorum Tutu gerçekten!Tugay göz devirip mutfaktan çıktı. Arezin omuzuna hafif bir yumruk indirdim. Kurnaz kurnaz gülüp bakıyordu sadece. Sinir ediyor bu çocuk beni, sinir! İçeri geçtim. Melodi ve Toprak rastgele hareketlerle dans ediyorlardı. Yamaç Güneşe sözel ders anlatıyordu, Papatya ve Tugay ise ortalıkta yoktu. Masaya oturdum ve dersime odaklandım.
******
Mezuniyete yakın...
Eveet mezun olma çabalarıyla çırpınıyorum. Senelerdir sorunsuz geçiriyor, stajlarımda harika işler çıkarıyorum ama şu lanet fakülteyi bitiremiyorum, bitmiyor ya bitmiyor! Ya ben çıldıracağım ya da bu fakülteden bu yıl mezun olunacak! Yanımda eşşşek kadar kitapları okuyup bir şeyler çözen Melodi ve Toprak oturuyordu. Hukuk ve Tıp... deli bunlar. Düşüncelerimi savuşturup kitaplarıma odaklandım.
Mezuniyet kutlaması...
Okulun balosundan sonra kendi mezuniyet kutlamamızı yapıcaktık, bir nevi after party. Yıllardır bunun için bekliyor sayılabilir miyiz?
Evet, bence öyle
Arezin papyonunu takmasına yardımcı oldum. Zaten mükemmel olan kol düğmelerini düzeltti. Bana dönüp iki adım geri attı ve beni baştan aşağı süzdü. Gözünde sadece şefkat vardı. Yaklaşıp konuşmadan, sadece sarıldı. "Çok güzelsin Dolunay" dedi.Saçlarımın arasına kokulu öpücüklerinden birini bıraktı. İstemeye istemeye geri çekildi, elini uzattı. Uzattığı elini tuttum ve birlikte kuaförden çıktık. Biraz daha sonra diğerleri de çıktı. Kampüslerimize gidip yapmamız gerekeni yaptık. Deliler gibi eğlendik, bir sürü fotoğraf çektirdik. Daha sonra kendi partimiz için Umay Teyze'nin bize bir jest olarak tahsis ettiği antika dükkanına gittik. Yaşını almış kadın; hayattaki birçok şeyi iyi gözlemlemiş ve bir gencin neye ihtiyacı olabileceğini güzelce öğrenmişti. Bizim için dükkanı düzenlemiş, gününü birçok eşyayı arka tarafa kaldırmakla uğraşmıştı. Bizim için dükkanı bugün açmamış ve bunlarla uğraşmıştı. Yaptığı bu iyilikler yetmezmiş gibi birde masayı meyveler ve bazı alkol ürünleriyle donatmıştı. Bizi yanlız bırakıp yanımızdan ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Yaz Bükücüler||Tamamlandı✔
Teen FictionHepimizin ortak noktası acıydı,acı bizi güçlendirir sanıyorduk. Çok sonra öğrendik bildiklerimiz yanlış,zayıf gördüklerimiz güçtü.