Sabah erkenden kalkıp, söylendiği gibi siyah tişört ve siyah şort giyerek aşağı indim.
Ben: Papatya hazır mısın tatlım
Papatya: Bilmem ki, etek mi giysem diye düşündüm bir an
Ben: Olabilir, tek şart siyah düz olması zaten. Yakışıyor da sana
Güneş: Hadi Melodi!Merdivenden yukarı bağıran Güneşten sağır olmuş kulaklarımızın vebalini ödemesini isteyecektik. Yamaç mutfaktan çıkıp Güneşe baktı, sonra içeri geçti. Papatya yukarı çıkıyordu
Güneş: Papatya şu Melodiyi de çağırır mısın?
Tugay: Gitmişken Toprağı da çağırırsan iyi olur. Bizi çağırmadılar henüz işe, bari gelsin pes atalımKısa bakışmalarından sonra Papatya kafasını olumlu olarak sallayıp yukarı çıktı. Birkaç dakika sonra üçü birlikte aşağı indiler. Papatya şortunu değiştirip siyah mini bir etek giymişti.
Güneş: Sen böyle mi gidiceksin?
Papatya: Evet
Güneş: Çok yakışmış kuzu
Ben: Laf ediceksin sandım
Güneş: Yok be, değiştirme böyle güzel diyicektim
Tugay: Hayır sizin iş kıyafetiniz etek mi? Hem de böyle etek mi, mini?
Ben: Hayır aslında kesin bir kural yok ama etek çok tercih edilmiyor sanırım. Papatyaya çok yakıştı değiştirtmem. Böyle gelicek.Papatya mahçup olmuş ifadesiyle yanağıma bir öpücük kondurdu.
Papatya: Hadi gidelim o zaman
Ben: Arezi bekleyelim, gelir şimdiMerdivenden Arezin inmesiyle Papatya kapıya yöneldi. Bense, Arezin, üzerine yapışan ve kaslarını ortaya çıkaran siyah tişörtüne bakıyordum. Bu böyle mi gelicek şimdi...
Arez: Hadi çıkalım
Yamaç: Biz de çıkıyoruz dimi
Melodi: Evet, evet çıkalımHepimiz kapıya yöneldikten sonra Toprak Melodiyi yavaşça kolundan tutup kendine çevirdi ve alnına bir öpücük kondurdu
Toprak: Öpmeden gidilir mi?
Melodi ve Toprak birbirlerine sarıldılar. Tugay Papatyaya acı bir şekilde baktı
Tugay: Öpmeden gidilir mi? Gidiliyor işte
Tugay kafasını kaldırıp, arkasını döndü, içeri geçti. Papatya derin nefes alıp kapının dışına çıktı. Bu sırada Melodi ve Toprak'ın veda faslı bitmişti. Dışarı çıktık. Durağa doğru yürüyecektik ki Nevra Teyze'nin sesini duyduk. Arkamıza dönüp baktığımızda bizi yanına çağırıyordu. Yanına gidip bir şey olup olmadığını sorduk. Sadece boşuna otobüslerde yorulmamızı istememiş ve arabasına davet etmeyi düşünmüş. Yanlış anlamayalım diye ne şekilde söylesem diye düşünüşü yüzünden belliydi. Melodileri de yol üstünde bırakabileceğini söyledi ve bindik. Melodileri yol üstünde atıp cafeye geçtik. Nevra Teyze cafe'nin kilidini açıp içeri girdi, biz de arkasından. Yapmamız gereken işleri söylediğinde, işe koyulduk. Masaların üstünü sildik. Arez de bu sırada kapıya gelen kamyondan kasaları indiriyordu.
Nevre Teyze: Çocuklar eğer ferahlamak isterseniz, istediğiniz kadar içecek içebilirsiniz
Arez: Teşekkür ederiz Nevra Teyzecim ama çalışmaya gelip bundan faydalanmış olmak istemeyiz
Papatya: Kesinlikle
Ben: Evet
Nevra Teyze: Çocuklar sorun değil, size güvendiğim için söylüyorum
Ben: Teşekkür ederizResmen gözlerimden kalpler çıkartarak Nevra Teyzeye bakıyordum. İşe tekrar devam ettik
Melodi'den🎵
Dolunaylardan ayrıldıktan sonra işyerimize adımımızı attık. Mükemmel işyeri sahibimiz Devrim Beyin gülcemalini görmeye hiç niyetimiz yoktu aslında ama katlanıcaz artık. Girer girmez kollarını açarak bizi beklediğini gördük. Yamaç adamın elini tutarak aşağı indirdi ve el sıkıştı. Biz de elini sıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Yaz Bükücüler||Tamamlandı✔
Novela JuvenilHepimizin ortak noktası acıydı,acı bizi güçlendirir sanıyorduk. Çok sonra öğrendik bildiklerimiz yanlış,zayıf gördüklerimiz güçtü.