22 | Kırgınlık

4.5K 335 60
                                    

Hızlıca kahvaltımızı yapıyorduk. Uçağa yetişecektik. Ben tabağımı bitirmeye çalışırken Öykü aradı.

"Efendim?"

"Napıyorsunuz?"

"Kahvaltı yapıyoruz, siz?"

"Temizlik yapıyorum."

"Ne! İnanamıyorum! Şaka değil mi?"

"Atomu parçalıyorum demedim İrem. Temizlik yapıyorum işte. Seni görende beni çok üşengeç biri zanneder."

"Üşengeçsin tabii. Benim sabahtan dersim olduğu zaman sen kendine kahvaltı bile hazırlamıyorsun. Oruçlu muamelesi yapıyorsun kendine."

"Neyse ya." dedi sıkıntılı sesiyle.

"Öykü, senin moralin mi bozuk?"

"Biraz."

"Nolmuş benim fesat pandama?"

"Sinan'ın annesi."

"Şu mesele."

"Aynen, boşver şimdi. Gelince uzun uzun konuşuruz."

"Tamam canım, Sinan'a selam söyle."

"Dersi vardı sabahtan, gelince söylerim."

"Tamam öptüm."

Telefonu kapatıp Ulaş'a döndüm.

"Artık kalkalım mı?"

"Kalkalım."

Otelden çıkış işlemlerimizi yapıp havaalanına geçtik. Uçağa bindiğimizde telefonumdan şarkı açıp kulaklığın birini kendime birini Ulaş'a taktım. Kafamı omzuna yasladım ve gözlerimi kapattım.

Yanağımda hissettiğim baskıyla gözlerimi araladım. Ulaş öpmüştü.

"Geldik bitanem. İniyoruz şimdi."

"O kadar uyumuş muyum ya?"

"Kaslı kollarıma dayanamadın tabii."

"O kollar benim." dedim böbürlenerek.

"Senin tabii. Benim olan senin." diyerek saçlarımdan öptü. Uçaktan inip valizlerimizi alıp havaalanından çıktık. Valizleri Ulaş taksici bir arkadaşıyla eve gönderdi. Öykü alacaktı.

Ben öylece gözlerine bakarken nazikçe çenemi tuttu.

"Noldu bitanem? Neden öyle bakıyorsun?"

"Aklıma bir şey geldi."

"Ne geldi?"

"Ya o uçakta ben tek olsaydım? Seni bulamasaydım. Tek başıma dönmek zorunda kalsaydım?"

"Düşünme bunları. Bulduk işte."

"Şöyle geçmişi düşündüm de, ne kadar çok yaraladık birbirimizi."

"Benim yaramı sen sardın. Gerisi hiç önemli değil."

"Aklına gelmiyor mu hiç? Sana bağırdığım, sana vurduğum zaman. Üzülmüştün."

"Geliyor, ama geçmişi geri getiremeyiz." dedi sıkıntıyla denize dönerek.

"Haklısın. Neyse gidelim artık. Öykü'nün canı sıkkın gibiydi. Bir an önce konuşmak istiyorum."

"Artık tek uyuyacağım yani? Senin kokun olmadan."

"Ara sıra uyuruz tabii."

"Neyse, dayanacağız artık."

MÜPTELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin