31 | İkra

3.9K 289 138
                                    

5 YIL SONRA

"İreem! Siyah çoraplarımı bulamıyorum!" diye yukarıdan bağırdığında gözlerimi devirdim.

"Nereye koyduysan ordadır bitanem!"

Kaseye kırdığım yumurtaları çırpmaya devam ettim. Kahvaltı hazır olmak üzereydi.

"Ayye! Dudaklarım oymuş mu?"

Güzel kızımın sesiyle arkamı döndüm.

"İkra! Kızım kaç defa dedim rujlarımı sürme diye." Tezgahın üstünde duran kağıt havludan koparıp yavaşça dudaklarını temizledim.

"Ama ayye!"

"Ama yok! Hadi otur sofraya. Baban da iner şimdi."

Dudaklarını büzdü ve kollarını göğsünde birleştirdi. Kıyamayıp onun boyunda eğildim.

"Bitanem, çimen gözlüm. Sende büyüdüğün zaman sürebilirsin. Ama şimdi çok küçüksün."

"Söj mü?"

"Söz!"

Gülümseyerek kollarını bana sardığında saçlarından öptüm. İkra 3 yaşındaydı. Hem çok bilmiş, hem de çok akıllı bir kızdı.

"Günaydın prenseslerim!"

Ulaş'ın sesiyle benden ayrılıp ona koştu.

"Babaaa!"

"Prensesim." diyerek kucağına aldı ve boynunu öptü. Bende omletin başına geri döndüm.

Çırptığım yumurtaları tavaya döktüm. O sırada Ulaş belime sarıldı.

"Bitanem." diyerek fısıldadı ve boynuma bir öpücük kondurdu.

"Canım."

"Bu gece geç gelebilirim. İş yemeği var."

Ona döndüm.

"Nasıl bir yemek bu?"

Kollarını belime sardı ve burnunu kıvırdı.

"Sıkıcı bir toplantı. Katılmam gerekiyor."

"Çok geç kalmayacaksın değil mi?"

Yanağımdan öptü. "12'yi geçirmem."

"Tamam."

Omleti yapıp masaya götürdüğümde İkra çoktan başlamıştı bile.

"Ayye, işe ditmesen olur mu?"

"Gitmem gerekiyor kuzum. Hem Eslem ablan gelecek ya."

"Tamam." dedi ve kahvaltısına döndü. Memnun olmadığı belliydi. Ama bakıcısı Eslem'le iyi anlaşıyorlardı.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra Ulaş ceketini giyip ayaklandı.

"Ben çıkıyorum. Görüşürüz." diyerek beni ve İkra'yı öptü.

Onu gönderdikten sonra bende üzerimi giyindim ve hafif bir makyaj yaptım.

MÜPTELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin