4.

4.9K 223 211
                                    

Uh...
Acı çektireyim dedim.


Onunla ilgilenmek güzeldi. Eğilip tekrar dudağından öptüm. Bir süre gözlerimin içine baktı. Elleriyle gözlerini ovmaya başladı.

"uykun mu geldi? "
Kafasını evet anlamında salladı.
" uyuyalım mı? "
Kafasını hayır anlamında salladı.
" peki uyumayalım. "
Bir süre bekledi. Onu izliyordum. Yüzü kızardı gözlerini kaçırdı. Konuşacakmış gibi oldu ama konuşmadı.

" jimin bir sorun mu var? "
Düşünür gibi yaptı. İşaret parmağı ile aletini gösterdi.
" ç-çişim "
" tamam jimin. İşemeye gidelim. "

Kolundan tutup yataktan inmesine yardım ettim. Özel bölgesinde yaraları olduğu için düzgün yürüyemiyordu. Kucağıma alacakken beni durdurdu.

" y-yürüyeceğim. "
Yavaşça adımlamaya başladı. Kolundan tutup destek oldum. Hafif topallıyordu. Tuvalete girdik. Klozetin önüne geldi. Eşofmanını hafif aşağıya indirip aletini çıkardı. İşemeye başladı. Bana baktı.

" u-tanmıyor musun Ö-öğrencini i-işerken i-izlemeye?"
"utanmıyorum. "
Önüne dönüp gülümser gibi oldu. İşi bittiğinde eşofmanını çekip yavaşça  lavoboya yöneldi. Elini yıkayıp bana baktı. Elini uzattı. Elini tutup yavaşça tuvaletten çıkıp odaya geldik. Kendini yatağa bırakıp konuştu.

" u-uyuyamam"
"tamam o zaman instagrama bakalım. "

Tepki vermedi. Yanına gittim. Yattım yanıma gelip kolumun üstüne yattı. Telefonu açıp instagrama girdim. Ana sayfada bakmaya başladık. Bir süre geçti. Okulumda ki edebiyat öğretmeni olan bay Kim jimin in sınıfını lunaparka götürmüş ve çektirdikleri  bir fotoğrafı paylaşmışlardı.

Hızlıca fotoğrafı geçtiğimde jimin durdurmuş fotoğrafa geri gelip incelemeye başladı.
"g-gidelim"
"nereye? "
" l-lunaparka "
" gideriz jimin "

Bir süre sonra jimin hareket etmeyince baktım uyumuştu. Kolumu altından çekip kalktım. Üstünü örtüp anlından öptüm. Aşağıya inip mutfağa girdim.

" bay min bende sizi çağıracaktım. Yemeğiniz hazır ve eve bir kaç posta geldi. "
" tamam "

Masaya oturup bayan soo nun hazırladığı yemeği yedim. Kenarda duran postaları alıp açtım. Okuldan gelmişti.

" iki gün içinde görev yerinize dönüp sorumluluğunuzu yerine getirmezseniz ihraç edileceksiniz. "

Oflayıp kenara bıraktım. Ne yapacaktım? Okula dönmek zorundaydım ama jimin i bırakmak istemiyordum. Yıllarca mesleğim için çabalamıştım. Jimin in iyileşmesini ona bakmayı istiyordum. Ya birinden vazgeçecek ya da ikisini bir idare edecektim.

Ben ne yapacağımı düşünürken bir çığlık sesi duydum. Jimin di bu. Hemen ayağa kalkıp koşarak mutfaktan çıktım. Çığlık sesleri kırılma sesleri geliyordu. Merdivenlerden çıkıp odaya koştum.

Jimin delirmiş gibi etrafı dağıtıyor çığlık atıp tepiniyordu. Ağlıyor tırnaklarıyla yüzüne zarar veriyordu.

"jimin! "

Hızla yanına gidip durdurmaya çalıştım. Bu seferde bana saldırmış vurmaya başlamıştı.
" jimin dur! "

Benden ayrılmış durmuştu. Öylece bakarken birden çığlık atmış elleriyle kulaklarını kapatdı.

" jimin dur!  Lütfen dur! "

Durmamış üstüme gelmeye başlamış gözleri kıpkırmızı olmuştu.

" hepsi sizin yüzünüzden! Beni siz delirttizin! "

Hiç takılmadan söyledi.
" jimin ben hiç birşey yapmadım! "
" beni siz delirttiniz! "

Beni itmiş odadan çıkartmıştı. Kapıyı suratıma kapattı.

" jimin kapıyı aç! "

Ses gelmiyordu. Bir süre geçti. Çıt yoktu. Bir ses geldi. Kapının kilitlenme sesi. Tekrar kapıya vurmaya başladım. İçerden yine ses gelmiyordu.

Durdum kafamı kapıya yaslayıp beklemeye başladım. İçeriden jimin kapıya vuruyordu.

" yoongi! Yardım et! "
Duyduğum sesle bağırdım.
" kapıyı aç jimin! Sana yardım edeyim! "
" açamıyorum! Beni durduruyorlar! "
" jimin içerde senden başka kimse yok! Aç kapıyı! Yapabilirsin! "
" yoongi! "
Adımı söylemiş ve çığlık sesleri. Sürekli çığlık atıyor kırılma sesleri geliyordu. Kapıyı kırmayı denedim. Ama kıramadım.

Bayan soo gelmiş ağlıyordu. Bayan soo ya dönüp
" ambulansı ara! "
" hemen arıyorum"

Ellerim kanıyordu kapıya vurmaktan. Jimin hala çığlık atıyor etrafı dağıtıyordu. Jimin içerden seslenmeye başladı.

"yoongi! Yardım et! Beni öldürecek! Yardım et! " çığlık sesleri.

" jimin izin verme! sana zarar vermesini izin verme! "

Adımla çığlık atıyordu.
" jimin izin verme! "

" yoongihğğğğ! "

Sesler durdu.
" jimin sakın! Jimin izin verme! Jimin hayır! Lütfen jimin! "

Ses yok. Kapıya tüm kuvvetimle tekme attıp kapıyı kırdım. Jimin köşede ayakta kafasını eğmiş öylece duruyordu. Yaklaştım. Kafasını kaldırmadan konuştu.

" yaklaşma! Dur! "

Durdum. Yüznde tınak izleri vardı. Kolları kanamış boynunu tırnaklamıştı. Etraf darma duman olmuştu.

" jimin"

Kafasına kaldırdı. Bana bir süre baktı. Kafasını sallayıp kollarına baktı. Sanki yeni görüyormuş gibi şaşkınlıkla baktı. Bedenini inceledi. Şaşkınlıktan ağzı açık kalmıştı. Kafasını tekrar bana çevirdi konuşmaya başladı.

"bay min benim ne işim var burda? Bana ne oldu? "
" jimin anlatacağım. Sakin ol "
" bay min bana ne yaptınız? "
" jimin ben sana hiç birşey yapmadım. "
" bay min ben eve gitmek istiyorum. "
" jimin burası bizim evimiz. İkimizin. "
" n-ne? Bay min ne saçmalıyorsunuz? Nasıl olur? Ben ailemle yaşıyorum. Ailem nerde benim? "

Jimin e ne olmuştu?

" bay min cevap verin! "
" bay min yok ben senin eşinim. Ailen yok. Biz burda ikimiz yaşıyoruz. "
Ağlamaya başladı.
" n-ne? Nasıl olur? Ailem öldümü mü?  Ben sizinle nasıl evlendim? "
" hayır jimin hayır "

Üstüme gelmeye başladı ama tökezledi. Durdu. Gülmeye kahkaha atmaya başladı. Uzun süre sonra ilk kez gülüyordu. Çok güzel gülüyordu. Birden durdu. Ellerini kulaklarına götürüp kapattı. Ağlamaya başladı.

" özür dilerim yoongi bunu ben istemedim."

Dedi ve kendini bıraktı. Burnundan kan geliyordu. Hızla yanına gittim.

"jimin! Beni bırakma! "
Ağlıyordum. Gözleri yarı açıktı. Nabzına baktığımda yavaşdı. Ölmemeliydi. Ölmesine izin veremezdim.
" jimin lütfen! "

Ambulan sesi ile jimin i kucakladım. Hızla merdivenlerden indim. Sağlık görevlileri gelip kucağımdan aldı. Ambulansa bindik. Jimin e hava maskesi taktılar bir sürü iğne yaptılar. Ben ise sadece ağlıyordum. Hastaneye geldik. Ambulanstan inip hastaneye girdik. Jimin i  müdahale etmek için yoğun bakıma aldılar.

Öylece kaldım. Susmak bazen iyi geliyordu. Susmak ve ağlamak. Çabaladım. Fedakarlıklarda bulundum. Canım yanıyordu. Boşluktaydım.

Bedenim ayakta durmama bile izin vermiyordu. Başıma giren keskin ağrı ile hastane koridorlarında bulunan sandalyelere tutundum. Görüş açım kaymaya kararmaya başladı.

Gerisi karanlık...

Olmadı değil mi?
Uff aklımda ki sahneleri yazamıyorum.
Sorry

Clamped Hands °yoonmin°✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin