Kan

2.1K 182 227
                                    

             Who would you live for?

~    Who would you die for?     ~   

And would you ever kill? 


Part-1

~Marinette 'den

Kafamdaki iğrenç peruktan eve girer girmez kurtuldum.

Bu kadarı da yeterli olmuştu sanırım .

Sis dağılınca beni kaçırdığını farketmişti, suratını görmeyi çok isterdim.

Yatak odasına kıkırdayarak geçip üstümdeki bütün kıyafetlerden ve lenslerimden kurtuldum.

Evin girişine fırlattıgım peruğu alıp yatak odasına kaldırdım.

Sinirlerim çok bozuktu, Luka'nın yaptığı şeyleri unutamıyordum.

Ben onu bu kadar severken, onu bu kadar düşünüp onun için her şeyi göze alırken yaptığı şey beni hiçe sayıyormuş gibi gösteriyordu.

Canımı çok yakmıştı. Bu işlere bulaşmasını istemiyordum çünkü ona hiçbir yarar getirmeyecekti.

Sıkıntıyla derin bir nefes aldım, buna çok ihtiyacım vardı.

Gözyaşlarımın akmasına engel olmak istercesine ellerimi alev alev yanan göz kapaklarıma bastırdım.

Elime gelen ıslaklıkla bir iç çekip üzerime rahat bir pijama , rahat ve bol omuzlarımı açık bırakacak şekilde, bir tişört giyip saçlarımı yarıdan topuz yaptım.

Şimdi yapacağım şey içeri geçmek köpeğime sarılıp ağlayabileceğim bir film seçmek ve koltukta uyumaktı.

Bu akşam yapabileceğim bir şey olmadığından bu film fikri çok cazip geliyordu.

Battaniyeni ayarlayıp salona gectim.

Abur cuburlarımı bulmak için mutfağa yürürken aynadaki tipim gözüme ilişti.

Batmaya başlayan güneş evin içinin loş bir ortama dönüşmesine sebep oluyordu.

Kendime bir kez daha baktım. Soluk yüzüm, kızarmış gözlerim ağlayacağım zaman şişen o kırmızı dudaklarım..

Kilo vermiştim, zaten zayıftım iyice incelmişti bileklerim.

Yanağımdan çeneme doğru süzülen bir damla yaşı da sildim.

Mutfaktan aldığım patlamış mısırı büyükce bir kaseye doldurup tekrar koltuktaki yerime dönecektim ki,

tezgahta bana gülümseyen bir paket sıcak çikolata beni kendine doğru çekiyordu.

Mısırı bir kenara bırakıp dolaptan sütü çıkardım ve ısıtmaya başladım.

Büyükçe bir kupaya doldurduktan sonra sütün içine çikolatayı ekledim. Kokusu o kadar güzeldi ki .

Tam içiyordum ki çalan zil kapıyı açmam gerektiğini söyledi.

~Adrien

Marinette'nin kapısında elimde valizle bekliyordum.

Çünkü bu gün katılın benim evimi bildiğini öğrendim ve bu cok canımı sıktı

Ne olursa olsun, bende canımı düşünmek zorundaydım.

KİLLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin