BÖLÜM 12

8 0 0
                                    


"Hayır," diye bağırarak ayağa fırladı. Hem Aylin'e hem de Onur'a kızgınlıktan ateş püsküren gözleriyle delici bir şekilde bakıyordu. Onur ellerini pes der gibi kaldırıp "Ben sana söylemiştim," dedi. Ama Aylin'in pes etmeye niyeti yoktu.

"Neden cicoşum? Beni gelinin olarak yakıştırmıyor musun?" diye sorunca kendide sorduğu sorunun garipliğini fark ederek suratını ekşitti. Ama soru ağzından bir kere çıktığı için geri alamadı. Ayşe Hanım'ın gözlerinin dolduğunu fark edince Onur'a bakmadan "Sen biraz çık, Onur. Bizim biraz yalnız konuşmamız lazım," diyerek uzaklaştırmaya çalıştı. Ama Onur kalkmayınca ona döndü ve "Hadi, lütfen!" dedi.

Uzunca sayılabilecek bir süre hiç konuşmadan oturdular. Aylin artık sessiz kalmaya dayanamayarak direk konuya girdi. Birden ağzından "Annem olduğunu biliyorum," sözleri döküldü.

Ayşe Hanım anında bakışlarını Aylin'e çevirdi. Gözlerinde telaş, korku, endişe ve bir o kadar da hüzün vardı. Kalp atışlarının hızlandığı kıyafetlerinin üzerinden bile belli oluyordu.

"Dedem ölmeden önce, hasta yatağındayken bana her şeyi anlattı. Hikâyenin kalanını da halamdan yeni öğrendim. Yani Onur'un kardeşim olmadığını da biliyorum. Yaşadıkların için çok üzgünüm," dediğinde Ayşe Hanım ağlamaya başladı. Aylin yanına giderek hemen elini tuttu. "Gerek çocukken gerekse daha sonrasında bana bakarken candan olmanın, beni gözünden sakınmanın, devamlı benim için endişelenmenin sebebi, annem olman değil mi?" diye sorduğunda Ayşe Hanım Aylin'in boynuna sarıldı.

"Çok üzgünüm kızım," derken titreyen gözlerle Aylin'e bakıyordu. "Elimden başka bir seçenek gelmedi. Ailem bu utanç için beni suçlamıştı. Ama deden Atıf Bey, o çok iyi bir insandı. Beni korudu. Ailemden bile..." Yanağından şelale gibi süzülen gözyaşlarına aldırış etmeden anlatmaya, içini dökmeye devam etti. "Çok gençtim ve o zamanlar babandan hoşlandığımı inkâr edemem. Ama o gece mutfakta karşılaştık. Geç saatti, çok sarhoştu. Eve yeni gelmişti..." Bir süre konuşamadı. Boğazı düğümlenmişti. Hazır hissedince tekrar derin bir nefes aldı ve devam etti. "O da bana daha sonra âşık olduğunu söyledi. Ama karısından ayrılamayacağını, iki dünürün iş ortağı olduğunu ve babasının izin vermeyeceğini söylediğinde dünyam başıma yıkıldı. Yine de inandım! Sesimi çıkaramadım. Ta ki sana hamile kalana kadar..."

"Evet devamını biliyorum. Ali amcam ile evlendirilmeni ve bana bugüne kadar bakmanı..."

"Ah kızım, bunca zaman bunu bile bile bana nasıl söylemedin!" derken Ayşe Hanım Aylin'in yüzünü avuçlarının arasına aldı. Sanki ilk defa annesi gibi bakıyordu. İlk defa kendine buna hakkı var gibi doya doya yüzünü okşuyordu. Aylin yüzünde gezinen annesinin elini alarak içini öptü ve ellerini arasında tutmaya başladı.

"Senin üzülmeni, eskiyi hatırlamanı istemedim. Ama Onur bu hikâyeyi bilmiyor. Öyle de kalmalı," der demez kapı çaldı. Aylin, Ayşe Hanım'ın elini sıkarken yanağına bir öpücük kondurdu ve ayağa kalktı. "Onur'dur. Ben açarım," dedi.

Kapıyı açtığı an karşısında Kaya'yı görmeyi beklemediği için kısa süreli bir şok yaşadı. Dudaklarından zorlada olsa "Senin ne işin var burada?" sorusu çıkarken kalp atışının hızlanmasını kendinden bile saklamaya çalışır gibi kontrollüydü.

"Senin ile konuşmam gerekiyor!"

Aylin, Kaya'yı ilk defa böyle çaresiz, bitkin ama bir o kadar da kararlı gördüğü için şaşkın gözlerle inceliyordu. Bu haline üzülse de merakına ve için için kendisini yiyip bitiren kırgınlığına engel olamıyordu. "Benim burada olduğumu nereden bildin? Dur, sakın söyleme! Takip ettin..." dediği sırada Ayşe Hanım ağlamaktan kızarmış ve şişmiş gözleriyle yanlarına geldi. "Kim gelmiş?" diye sorarken bir Kaya'ya bir de Aylin'e bakıyordu.

ARIZA'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin