Bölüm 19

6 0 0
                                    


Aradan geçen on gün içinde Aylin işlerine çekidüzen verdi. Halası ve avukatı ile dedesinin devrettiklerini toparladı. Bir ara babası ile bir araya gelerek işlerinin birçoğunu devraldı. Bunların içinden yayın kolunu seçti. Artık kendi dergisinin başında çalışıyordu. Ayşe Hanım ve ailesi başta olmak üzere evlenmeden aynı evde yaşamalarına ilk başta tepki gösterseler de Aylin, sadece evi paylaştıkları konusunda onları ikna etti. Mert ile araları hiç olmadığı kadar huzurluydu. Mert artık Aylin'e evlilik konusunu açmıyordu. Her ne kadar Aylin'e baktığında gözlerinde bu istek bariz bir şekilde belli olsa da Aylin'in hazır olmasını beklemeye karar verdi. Bunda Aylin'in Yunus ile yaşadığı kötü anılarında etkili olabileceğini düşünüyordu.

Aylin Onur, Suat ve Defne'yi buluşmak için eve çağırdı. Mert'in yine şehir dışında olduğu bir gün bu buluşmayı ayarladı. Kapı çaldığında ilk olarak Suat ile Defne kapıda göründü. Aylin baktığında onlarda bir değişiklik fark etti.

"Siz niye hep aynı anda geliyorsunuz? Bu kadar rastlantı olamaz, değil mi?" der demez aslında sorusunun cevabını onların gözlerinde gördü. Heyecanını gizlemeyerek elleriyle ağzını kapattı. "Hadi canım! Siz?" dedi ve Defne ile Suat'ın konuşmadan birbirine kıpkırmızı olmuş yüzleriyle bakmaya başladılar. Aylin onlara baktığında düşündüğünün doğruluğunu anladı.

"Aylin, lütfen ağabeyim bilmiyor."

Suat Defne'yi kendine çekti ve elini omzuna attı. "Evet, bir süredir, Defne ile beraberiz. Ama ilk önce Mert'in seninle evlenmesini ve bize karşı onu sakinleştirecek gücün, yanında olmasını bekliyoruz. Yani seni!"

"Hımmm! Ne diyebilirim! O zaman sizin için buna bir son vermeliyim. Benim yüzümden ayrı kalmanıza gönlüm el vermez," dediği an Defne çığlık attı. Aylin'in boynuna sarıldı.

"Sen şimdi ağabeyim ile evlenmeyi kabul ettiğini mi söylüyorsun?"

Aylin kahkaha attı. "Aslında bundan onun haberi yok. Sizin yardımınızla," derken kapı çaldı. Aylin kapıyı açmaya yöneldiğinde Suat ile Defne'ye göz kırparak koltuğu gösterdi.

Onur "Nasılsın bakalım? Mert'e hayatı zindan etme görevin nasıl gidiyor," dedi.

Aylin gözlerini kısarak çok komik, der gibi bakıyordu. Herkes koltukta oturmaya başladı. Aylin kısa süren sesliği bozmaya karar verdi. Ufak bir öksürükle dikkatleri üstüne çekti. "Sizlere nasıl teşekkür etsem az... Ne zaman başım sıkışsa ve yardıma ihtiyacım olsa, hemen geliyorsunuz. İleride de aynısını size karşı bir görev bileceğimden emin olabilirsiniz. Şimdi... Amacıma ulaşmış bulunmaktayım," derken her ne kadar ciddi konuşsa da mimikleri, gülümsemesi ve rahat oturuşu ile diğerlerinin eğlendiğini görebiliyordu. "Mert'in gerçekten benimle evlenmeye ve benimde artık onunla evlenmeme hazır olduğumu söyleyebilirim," der demez evde çığlıklar koptu. Aylin de kahkaha atarak elleri ile ateş alan yanaklarını soğutmaya çalıştı. Sakinleştikten sonra başını salarak konuşmaya devam etti. "Şimdi... Mert'e sürpriz yapmak istiyorum. Aslında bunda benim düğün ve kalabalık istememin de etkisi var, kabul ediyorum. Bu nedenle sadece sizlerin olduğu ve ailemizin toplu bir şekilde nikâhımıza şahitlik edeceği bir organizasyon yapmak istiyorum."

"Niye? Düğün istemiyorsan bir nikâh yaparız. Tüm bu gizliliğe ne gerek var?"

"Ah Onur! Sen bilmiyor musun? Bunu kabul ettiğimi duyduğunda herkes benim iradem dışında düğün hazırlıklarına başlayacak. Buna bir kez izin verdim," derken ona, sen ne zaman olduğunu biliyorsun, der gibi bakıyordu. "Bu nedenle nikâhtan sonra sadece onunla yalnız kalmak istiyorum. Bir de onun nikâhtan haberi olmasın, ona sürpriz olsun istiyorum."

ARIZA'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin