Bölüm 1

100 8 3
                                    

b

"Neden ben Çetin Bey?"

Çetin duyduğu soru karşısında hayranlıkla omuzlarını dikleştirdi ve Aylin'e daha dikkatli gözlerle bakmaya başladı. Ayağa kalkıp yürüdü ve Aylin'in tam karşısındaki koltuğun koluna yan oturdu. Bir yandan da Aylin'in bakır kızıllığındaki kıvırcık saçlarını ve hâkim olmak için nasıl ördüğünü inceledi. Az makyaj yaptığı için gizlemek istemediği burnunun üzerindeki çilleri, hâlâ hangi tonda olduğuna karar veremediği mavi gözlerini süzdü. O anda Aylin'in büyüleyici gözüktüğünü fark ederek gülümsedi ve konuşmaya başladı.

"Aylin Hanım, iş başvurusunda bulunmuşsunuz. Ayrıca özgeçmişiniz ve bize sunduğunuz yazılar, kullandığınız üslup, sizi çalıştırmak istediğimiz bölüm için oldukça uygun geldi. Bu cevap sizi tatmin etti mi?" diye sorarken sırıtıyordu.

Aylin "Evet Çetin Bey, teşekkür ederim. Herhalde neden böyle bir soru sorduğumu merak ediyorsunuzdur," derken sesindeki ciddiyet kadar dik duruşunu da bozmadı.

"Aslında Evet! Çünkü iş başvurusunda bulunan genç yazarlarımız, genelde bize kendilerini kabul ettirmeyi isterler. Siz ise kararımızı sınamamızı ister gibi sordunuz."

"Bu nedenle mi cevabınızı verirken düşündünüz?" der demez Çetin küçük bir kahkaha attı. Yerinden kalktı ve tekrar masasındaki koltuğuna oturdu. Aylin'e gülümseyerek bakarken "Hayır Aylin Hanım, o an sizin görünüşünüzü inceledim. Ama eminim siz de bunu fark ettiniz ve şu anda siz beni sınıyorsunuz,"dedi.

Aylin tek kaşını kaldırarak ayağa kalktı. Tokalaşmak için elini uzattığında Çetin Bey de kalktı. Tokalaşırken "O zaman işe alındığıma göre masamı bulmaya gideyim," dediğinde Çetin Aylin'in elini uzunca sayılabilecek bir süre bırakmadı.

"Odanı ben sana göstereyim," diyerek masanın arkasından kapıya doğru yürüdü. Odaya giderken bir yandan Aylin'in duyabileceği bir sesle dergiyi tanıtıyor, bir yandan da yan yan Aylin'e bakarak onun tepkilerini izliyordu.

Binanın koridorları yuvarlak balkon şeklinde oluşuyordu. Tüm bina onlara ait olmasına rağmen her katta farklı departmanlar ve Aylin'in çalışacağı dergi dışında da farklı dergiler bulunuyordu. Orta kısımdan aşağı bakıldığında bina girişi görülüyordu. En tepede de devasal büyüklükte dört adet monitör, her monitörde de derginin reklam video çekimleri ve haberleri oynatılıyordu.

Aylin odasına giderken bir yandan Çetin 'nin söylediklerini dinledi, bir yandan da binanın içini inceledi. Odası, yönetici odaları ile karşılıklı yer alıyordu. Tabi bina yuvarlak olduğu için balkonun etrafından dolanmak gerekiyordu. Odasının cam duvarlarının tüm mahremiyetine engel olması Aylin'in yüzünü ekşitmesine sebep olsa da kendine ait oda fikri hoşnutsuzluğunu aklından silmesini sağladı.

"Yolda da söylediğim gibi sen derginin önemli bir köşesini yazacaksın. Daha çok feminist bir çizgi ile kadınların erkeklere bakış açısını kaleme alacaksın. Her ay bir yönden bakacak, yazında ister mizahi ister eleştirel bir dil kullanacaksın. Ama tabii ki her ay yaptığımız toplantılarda onayımızı ve beğenimizi almış olman gerekiyor. Bunu başaracağından da şüphem yok!"

Çetin 'nin güvendiğini söylemesi Aylin'i şaşırttı. Tek kaşını kaldırarak nedenini sormak istediğinde bir anda vazgeçip susmayı ve ilk günden çok fazla dikkat çekmemeyi tercih etti.

"Toplantılar ayın kaçında yapılıyor? Yani bir sonraki yazı için kaç günüm var?"

"Maalesef sana bu konuda iyi haber veremeyeceğim. Çünkü toplantı Cuma günü, bugün de pazartesi olduğunu düşünürsek çok fazla vakit kalmıyor."

ARIZA'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin