Bölüm 16

8 0 0
                                    


"Mesaj geldi Kaya!"

"Konuşsana Suat," diyerek Suat'a baktı. Suat birden sırıtmaya başladı. Bunun üzerine Kaya "Bulduk mu?" diye heyecanlı ve umutlu bir şekilde sordu. Suat adımlarını hızlandırarak yürümeye devam ettiğinde sadece başını sallamakla yetindi. Havaalanından çıktıklarında kapıda onları bir araba bekliyordu. Uçakla Adana'ya gelmişlerdi ve Mersin'e araba ile devam edeceklerdi.

Arabada bilgisayarlarını açtılar. Mail ile gelen resimlere baktılar. Araziyi, fabrikayı ve yolun resmini tek tek çekmişler, mail ile yollamışlardı. Kaya bir yandan telefon ile direktifler yağdırırken bir yandan sabırsızlanarak şoföre daha hızlı gitmesini söyleyip duruyordu. Telefonu çalınca ekranda Aylin'in halası Arzu Hanım'ın ismini gördüğünde içinden bir küfür salladı. Suat bunun üzerinde ekrana baktı ve Kaya'ya tek kaşını kaldırdı. Ama bir şey söylemeden bilgisayarına başını gömdü.

Kaya derin bir iç çektikten sonra "Efendim, Arzu Hanım," diyerek telefona cevap verdi.

"Kaya! Aylin'i kaçırmışlar."

"Bunu size kim söyledi?"

"Ne demek bu? Senin haberin var mı?"

"Evet, Arzu Hanım."

"Bunu nasıl gizlersiniz benden? Kim yapar böyle bir şeyi?" diye ardı ardına telaşlı ve endişeli bir şekilde soru sormaya başladığında Kaya kısa kesmeye çalışıyordu. Daha fazla sabredemeden lafını böldü.

"Sakin olun lütfen. Polisler en kısa zamanda bulacakları konusunda kesin konuşuyorlar. Olumlu gelişmeler olmuş. Ama bu bilgiyi operasyonun güvenliği açısından kimse ile paylaşmayın."

"Emin misin? Beni sakinleştirmek için söylemiyorsun, değil mi?"

"Hayır. Size söz veriyorum, birkaç gün içinde onu size getireceğim," derken Suat ile göz göze geldi. Arzu Hanım birden "Teşekkür ederim," dediği sırada şaşırdığı için kaşları çatıldı.

"Ne için?"

"Ondan vazgeçmediğin için..." Arzu Hanım'ın sözlerini devam ettiremese de onun duygulandığı sesinin titremesinden anlaşılıyordu. Aylin'in halasından bu sözleri duymak Kaya'nın uzun zamandır, burukta olsa gülümsemesine sebep oldu.

"Rica ederim. Ondan vazgeçmenin mümkün olduğunu sanmıyorum. Kusura bakmazsanız telefonu kapatmak zorundayım."

Arzu Hanım'ı ikna ettikten sonra telefonu kapatarak arabada, işlere kaldığı yerden devam etti.

***

Yunus geç saatte geldiğinde Aylin'i koltukta kıvranmış bir şekilde uyurken buldu. Onu kucağına almaya çalışırken Aylin uyandı. Uyanır uyanmaz da Yunus'u gördü ve hemen ittirmeye çalıştı.

Yunus "Sakin olur musun? Sadece yatağına yatıracaktım seni. Bak sinir etme, yarını beklemem," dediği an Aylin vurmayı kesti. "Şöyle! Aslında yarını niye bekliyorum, değil mi?"

Yunus, Aylin'i bıraktıktı ve koltuğun karşısında duran büyük, ahşap bir sehpaya oturdu. Yunus'un değişik bir şekilde sırıttığını gören Aylin, duruşunu dikleştirdi ve onu daha dikkatli incelemeye başladı. Yunus "Niye bakıyorsun, bana öyle?" diye sordu. "Sende bir gariplik var... İçtin mi sen?"

"Biraz," dedi ve bir süre bekledikten sonra "Benden niye hoşlanmıyorsun, Aylin?" diye sordu.

İlk başta aniden gelen bu soru ile şaşırdığı için bakakalan Aylin, şoku atlatır atlatmaz kahkaha atmaya başladı. "Hakikaten soruyor musun?" der demez gülmeye devam etti.

ARIZA'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin