+"Onları neden öldürdün abi? Onlar bizim ailemizdi."
-"Onlar senin ailendi. Benim değil. Onlar beni seneler önce gözden çıkardı. Ben gerekeni yaptım. Gerektiği gibi."
+"Vicdanın rahat mı? Beni kimsesiz bıraktın."
-"Ben vicdana sahip değilim."
+"Uyuyabiliyor musun geceleri? Ne kadar acı çektiğimi biliyor musun?"
-"Ben uyumaya ihtiyaç duymuyorum. Ayrıca ne kadar acı çektiğin umurumda değil. Benim çektiğim acının milyonda birini çekemezsin. Diri diri yakılmak nedir bilemezsin. Sadece bana yaşattıklarını yaşamalarını istedim."
+"İntikam gözünü kör etmiş."
-"Çok cüretkar konuşuyorsun."
+"Kaybedecek neyim kaldı? Karşında duruyorum işte."
-"Sana zarar vermeyeceğimi söyledim. Ayrıca kaybetmekten korkman gereken arkadaşların var."
+"Hani vicdan sahibi değildin?"
-"Değilim zaten. Sadece onları öldürmek için can attığımı bilmeni istedim."
+"Hayır! Hayır lütfen! Artık kimseye zarar verme. Yalvarırım konuşup orta yolu bulalım abi. Masum insanların zarar görmesine gerek yok."
-"Gerçekten uzlaşmak mı istiyorsun?"
+"Seni dinlemek istiyorum. Seni anlamak istiyorum. Ailemin sana çektirdiği acıları biliyorum. Bunları öğrendim ve seni intikam konusunda suçlamadığımı bilmeni istiyorum."
-"Aileni öldürdüğüm için beni suçlamıyor olduğunu düşünmüyorum."
+"Baştan suçlamıştım. Ama aynısının bana yapıldığını düşündüğüm zaman sana hak verdim. Ben de olsam bunu hazmedemezdim." Artemis abisine yaklaşıp yüzünü sağ eliyle tuttu. Aşırı derecede çukurlu ve izli tenini parmaklarının arasında hissedebiliyordu.
+"Sana yaptıkları şey canice. Seni canavar olarak tarif etmişlerdi. Asıl canavarın onlar olduğu bariz ortada. Çok acı çektiğinde ortada."
-"Artık bir şey hissetmiyorum."
+"Seni anlıyorum. Her ne yaşanmış olursa olsun, biz kardeşiz."
-"Sana hiç bir zaman zarar vermememin de sebebi bu zaten."
+"Peki bana gerçeklerden bahsedeceğini söyledin. Gerçekler neydi? Ne anlatacaktın bana."
-"Sana ne anlattılar biliyorum. Hepsini biliyorum. Ben her şeyi bilirim."
+"Her şeyi bildiğinin farkındayım." dedikten sonra Artemis koltuğa oturdu."
+"Oturmaz mısın. Yorulacaksın."
-"Ben yorulmam. Konuma geri dönüyorum. Teyzen sana bir takım şeylerden bahsetti. Öncelikle komşu kızının gözüne kalem sapladığım hikayesi tamamen uydurmaca. Sana en başından anlatmaya başlıyorum küçük kardeşim. Beni iyi dinle.",
+"Dinliyorum."
-"Daha küçücük bir çocukken benliğimin farkına vardım. Diğer çocuklardan çok farklıydım. Henüz 3 yaşımda olduğumu hatırlıyorum. Gazeteleri okuyabiliyordum. Bir iki sene içerisinde zekamın yaşıtlarımın çok üzerinde olduğunu fark etmiştim. Lakin bir eksik vardı. Bir şeyler hissedemiyor gibiydim. Çevremdeki çocuklar aileleri olmadan bir şey yapamıyordu. Ben ise onlara ihtiyaç duymuyordum. Onlar gibi aileme karşı sevgi besleyemiyordum. Biraz daha büyüdüğümde fark ettim ki hiç bir şeyden korkmuyorum. Hiç bir şeyi sevemiyorum. Hiç bir endişe duyamıyordum. Acaba deli miyim diye defalarca kez denemelerde bulundum. Sokakta bulduğum kedilere işkence ettim. Üzülüp üzülmeyeceğimi görebilmek için. Hiç bir değişiklik yoktu. Hiç bir şekilde üzülmüyor ve pişman olmuyordum. Beni bir doktor ile randevuya götürdüler. Doktor ile el sıkıştığımda çok garip bir duyguya büründüm. Gözlerimi kapattığımda çok garip şeyler gördüğümü fark ettim."
+"Nasıl yani? Ne gördün?"
-"Bazı şeyler işte. Bir kız ile teknede gördüm kendimi. Kız on ile on beş yaşları arasındaydı. Bana gülümseyip "Baba ben acıktım dedi." ben de ona "Tamam yağmur. Kenara döndüğümüzde sana en sevdiğin hamburgerden alacağım" dedim."
+"Ne anlama geliyordu bunlar?"
-"Sonra kenara dönerken dalgalar başladı. Direniyordum kurtulmak için. Ama başaramadım. Küçük kız denize düştü. Kurtaramadım. Dakikalar sonra onun cansız bedenini suyun içerisinden çekip aldım."
+"İzin verirsen sigara içeceğim."
-"Tabi içebilirsin."
+"Seni dinliyorum."
-"Sonra ben doktora; "Yağmur kim?" diye sorduğumda yüzü değişti. Yağmurun küçük kızı olduğunu söyledi bana. Sonra "Teknen var mı? Balık tutar mısın sık sık" dedim. Adam bembeyaz oldu. Sanki bir hayalet görmüş gibiydi. "Evet ama sen bunu nereden biliyorsun?" cevabını aldım ondan. Ona o sahil kasabasında sevdiği hamburger olup olmadığını sorduğumda ayağa fırladı. Beni görmek istemediğini söyledi. Ona kızının tekneden düşüp boğularak öleceğini söyledim. Beni odasından dışarıya kovdu. Babana ne anlattığını zaten biliyorsun. Sözde ben ailemi öldürmek istiyormuşum. Onları nasıl öldüreceğimi açık açık anlatmışım. Bu aslı olmayan hikayeyi zaten dinledin."
+"Yani doktor senin doğruları söylediğine inanmak istemediği için sana şeytan muamelesi yaptı."
-"Aynen öyle."
+"Peki ya babamla gittiğiniz doktor, orada neler yaşandı?"
-"Ona da tam üç sene sonra koşu bandındayken yüksek tansiyon sonucu oluşan kan basıncı nedeniyle beyin kanaması geçirip öleceğini söyledim. Karısının doktorun abisi ile öldükten sonra ilişki yaşayacağını söyledim. Bu güne kadar kazandığı bütün paraları abisi ile beraber nasıl yiyeceğini de."
+"İnanılır gibi değil."
-"Onlar da inanmadı zaten. Herkes benim şeytan olduğum konusunda hem fikirdi. Ben ise bana bahşedilen şeyin ödül mü yoksa lanet mi olduğunu düşünmeye başlamıştım."
+"Peki ya sebahat? Babaannem yani."
-"O akşam onun elini tutmuştum. Gördüğüm şey karşısında bir şeyler yapmam gerekiyordu. Babaannemiz ekmek yaparken kabartma tozu sanıp ekmeğe fare zehiri karıştırıyordu. Hepimizin ölümüne yol açıyordu, kendi dahil. Aslında ailemi kurtarmak için bizi öldürmek üzere olduğu günden iki gün önce onu zehirledim. Bunu onlara da açıkladım. Ben bunu yapmasaydım hepimizin öleceğini söyledim. Yüksek doz kullanmamıştım. Öldürecek kadar olmadığını biliyordum. Zaten sonra öldü gibi gösterip onu bizden uzaklaştırdılar. Gece yalnız kaldığında karşısına dikilip sürekli Bursa'daki evin adresini söyledim ona. Sürekli. Bu sayede seni oraya yönlendirebilecekti. Zaten bir süre sonra kafayı sıyırıp başka bir şey söyleyemez oldu. Bu sayede o resimleri bulup benim kim olduğumu sorgulamaya başladın."
+"Zekice. Senin hakkında yanıldıklarını çok iyi görüyorum."
-"Kurtarmak istediğim ailem benim sonumu hazırlamaya başlamıştı."
+"Peki o gece. Yetimhanedeki yangın."
-"Yetimhane görevlilerinden birinin üzerine çok gittiler. Kadıncağız yurdun ortasında çırılçıplak kaldı ve aşırı derecede rencide oldu. O çocuklar kabus gibiydiler. Kadını odasında teselli etmeye gitmiştim. Ona anlamını bile bilmediğim sevgi sözcükleri kullandım. Hiç bir şey hissetmeden. Sonra benim yüzümü sevdi. Ben de onun elini tuttum. O an onun rencide olmasına sebep olan tüm çocukların boğazını kestiğini ve sonrada onları ateşe verdiğini gördüm. Ne yazık ki gösterdiğim tüm çabalara karşılık onu engelleyemedim. Olayın olacağı gece beni yatakhaneden çıkartıp yurdun önüne bıraktı. Gitmemi söyledi. Sadece git dedi. Benim hayatımı bağışlamıştı. Dönebilecek hiç bir yerim yoktu. Olgunlaştığımı kanıtlamak için. Sonra babam beni kapıda karşıladı. Onunla tokalaştım. Beni nasıl ilaçla uyutacağını ve nasıl bedenimi ateşe vereceklerini gördüm. Bende bu olayı hızlandırmak için yetimhanede çıkan yangının ve ölen çocukların sorumlusunun ben olduğumu söyledim. O kadını temize çıkarmak için böyle bir itirafta bulundum. Korktuklarını anlamıştım. Onların korktuklarını görmek bana zevk vermişti."
-"Peki ya evindeki yangın? Ondan nasıl kurtuldun?"
. . .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ MİSAFİR (TAMAMLANDI)
Mystery / ThrillerTek başına yaşamak Artemis'in hayaliydi. Aileden uzak ve edinilecek bir sevgili ile rahatça geçirilebilecek bolca zaman bu hayalin en büyük etkeni. Bu hayali üniversiteyi kazanmasının ardından gerçek oldu. Fakat bir süre sonra hayalinin aslında bir...