Yargıtay Ders Planı sınavdan çıkıp kafeye otururken Harry omzuna yüz tonluk ağırlık konulmuş gibi mutsuzdu. Hasta haliyle ders çalıştığı yetmezmiş gibi, bir de çalıştığı dersin sınavından eksi elli falan bekliyordu, böyle giderse bu seneyi tekrarlamak zorunda kalacaktı.
"Hey, Harry!"
Arkasından kendisine seslenen kişiye dönüp sahte bir biçimde gülümsedi. "Merhaba Matt."
Matt onun sınıf arkadaşıydı, Ed vasıtasıyla tanışmışlardı ve Niall'ın deyimiyle Harry'i yatağa atmak için epey uğraşmıştı. Louis haklı olarak onu hiç sevmiyordu. Harry'e onu bir daha etrafta görmek istemediğini söylemişti.
"Oturabilir miyim?" dedi Matt. Harry başını sallar sallamaz da karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu. "Sınavın nasıl geçti?"
"Fena değildi." Harry huzursuzca yerinde kıpırdandı. Matt bunu hissetmiş gibi kibarca gülümsedi. "Beni yanlış anlama. Evlendiğinizi duydum ve sizin adınıza sevindim, gerçekten. Tebrik ederim. Düğününüzü Londra'da yapmışsınız, Ed söyledi."
"Teşekkür ederim. Evet, yaklaşık iki ay oldu." Düğünden sonraki gün de apar topar Kanada'ya kaçmak zorunda kalmışlardı. Davetlileri salonda bırakıp otel odasında sabahlamanın aileler tarafından ne kadar büyük fırtınalara sebep olduğunu öğrenmiş bulunuyorlardı.
Tabi geri geldikleri için de azar yemişlerdi. Mark ve Robin yinr küsmüştü. Louis de daha yaz tatilinin bitmesine çok var diye iki iş bulup okul dönemine para biriktirmişti.
"Kahve almaya gidiyorum, bir şey ister misin?" diye sordu Matt ayağa kalkarken. Aslında istemeyecekti ama içindeki bitmek tükenmek bilmeyen arzuya karşı koyamayıp "Bana da küçük bir çikolata alır mısın?" dedi.
Matt gülerek "Sabahtan beri dört paket yedin zaten, miden bulanmadı mı?" deyince Harry somurttu. "Almazsan alma."
Sabah kahvaltıyı çok iyi yapmış olmasına rağmen çikolata yiyesi vardı, son sınavdan önce hızlıca iki tane yemişti. Louis'nin haberi yoktu, onun sınavı bitip de okuldan çıktıklarında ondan pasta istemeyi planlıyordu.
Matt alay etmesine rağmen elinde çikolata ve kahveyle geri döndü. Paketi ona uzattı, kendisi de kahvesine şeker atıp karıştırmaya başladı. Ama kahvedeki koku o kadar yoğundu ki, Harry yüzünü buruşturmadan edemedi.
"Bir şey mi oldu?" diye sordu Matt onun yüzünün aldığı şekli görünce. "Rengin değişti. İyi misin, ne oldu?"
Harry elleriyle yüzünü kapattı. "Sanırım koku midemi bulandırdı, biraz hastayım da." dedi. Tabi o kadar çikolata yerse olacağı buydu. Ama yine de Matt'in getirdiği çikolatanın da paketini açıp yemeye başladı.
"Biliyor musun, bana ablamı hatırlattın. Hamile şimdi, onun da midesi bu tip kokular yüzünden bulanıyor, evde yemek bile pişiremez hale geldik. " Aniden duraksadı, yüzünde merak dolu bir gülümseme oluştu. "Hamile olma ihtimalin var mı? Ya sen de o yüzden rahatsız olduysan?"
"Saçmalama!" diye çıkıştı Harry. Ama düşünmeden de edemedi, böyle bir şey olabilir miydi? Korunmayla ilgili hiçbir şey yapmadıklarını fark etti, hiç bunun üzerinde konuşmamışlardı bile. "Yok yok, hamile değilimdir. Hastayım sadece. Midemi üşüttüm sanırım, bilmiyorum."
Matt "Nasıl bir hastalıkmış bu?" diye sordu. "Sabahtan beri çikolata yiyorsun, demek ki aşeriyorsun işte. Koku duyarlılığın da var. Bence test yaptır, hamile olup olmadığını kesin öğren."
Harry bu ihtimali düşününce ürperdi. "Değilimdir." diye fısıldadı.
"Niye bu kadar korkuyorsun ki, minik bir bebeğiniz olmasını istemez misin?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALREADY MARRIED
FanfictionŞimdiye kadarkiler, hiçbir şeydi. Çünkü asıl hikaye her zaman evlilikten sonra başlar. ### Try Not to Get Married'in devam kitabıdır. Mpreg-Harry (Erkek hamileliği içerir, rahatsız olacaklar okumasın) Kapağı, güzelliğinden de anlaşılacağı üzere, @...