9: Cuddle Me

5.9K 438 1.3K
                                    

Louis yorgun bir şekilde evin kapısını açmaya çalışırken, ona gerek kalmadan kapı açıldı ve Jay kocaman gülümsemesiyle onu karşıladı. "Hoşgeldin bebeğim."

"Asıl sen hoşgeldin." dedi Louis şaşkınca. "Bugün geleceğinizi bilmiyordum. Söylemiş miydiniz, ben mi unuttum?"

Okula gitme ve iki işte birden çalışma dolayısıyla kafası kazan gibiydi. İnsanların söylediği şeyleri unutmaya, karıştırmaya başlamıştı.

"Söylememiştik de, gel bakayım sen buraya." diye seslendi Anne içeriden. "Sen ne kadar zamandır uyumuyorsun, kuzum benim? Gözlerin kızarmış."

Louis ayakkabılarını çıkartıp içeri girdi, annesiyle teyzesinin aynı anda kendisine sarılmasına izin verdi. "Uykuda sıkıntı yok da, çok yoruluyorum. Neyse, boşverin beni. Siz ne zaman geldiniz? Harry nerede?"

Jay "Uçağımız sabah indi. Biraz mutfak alışverişi yapıp geldik." diye açıkladı. Yavaşça Louis'nin montunu çıkarttı. "Harry yukarıda, telefonla konuşmak için yukarı çıkmıştı ama uyuyakalmış. Normal tabi bunlar hamilelikte."

Louis gözlerini ovuştururken onun uyuyuşunu düşünerek gülümsedi. "Çok güzel olmamış mı? Sizce de hamilelik çok yakışmamış mı?"

"Hem de nasıl..." dedi Anne. Oğlunu ve şişkin karnını görür görmez ağlamaya başlamıştı. O ağlayınca Harry'nin de gözleri dolmuştu. Sonrasında Jay de onlara katılmış, üçü birlikte birkaç dakika ağlamıştı.

"Hadi sen çık yukarıya, Harry'yi de uyandır. Biz sofrayı kuralım, olur mu? Size lazanya yaptık."

"Siz varya, tam anlamıyla kurtarıcı meleklerimizsiniz. Harry'nin artık hiçbir işi yapmasına izin vermiyorum, ama ben de tek başıma yetişemiyorum. Çoğu zaman bana ihtiyacı oluyor, biliyorum. En azından artık gözüm arkada kalmayacak."

Anne ve Jay'in yanaklarına birer öpücük bırakıp merdivenlere yöneldi.

Odasına ulaştığında karşılaştığı manzara içini hem ısıtacak, hem parçalayacak türdendi. Harry üzerine Louis'ye ait bir forma giymiş, Louis'nin yastığına başını koymuş uyuyordu. Eli karnındaydı. Bu hareketi her gece yapıyordu, alışkanlık olmuştu.

Louis çok çalışıyordu ve Harry de onu çok özlüyordu. Hormonal dengelerinin bozulmuş olması durumu daha da kötüleştiriyordu. Louis yanında değil diye sürekli oturup ağlıyordu ve Louis'nin bu ağlamalardan haberi bile yoktu. Çünkü hamile olsa bile Harry hala Louis'yi kendinden daha çok düşünüyor, onu üzmemek için elinden geleni yapıyordu.

Louis dikkatlice yatağa oturdu, sevgilisinin başını okşadı. Yanaklarına, dudaklarına, burnuna ve alnına öpücükler sıraladı. "Hazzy, aşkım, ben geldim."

Harry ağır ağır kıpırdandı ama gözlerini açmadı. Louis dudaklarını bir kez daha onun dudaklarına bastırıp saçlarının kokusunu içine çekti. "Harry, uyan bebeğim, hadi."

Louis'nin seslenmesi sonunda işe yaramış olacak ki, Harry yorgunca gözlerini araladı. "Lou?" diye sordu. Emin olmak için elini uzatıp onun yanağına dokundu. "Gerçekten gelmişsin."

Bunu söylemesiyle Louis'nin kendisini berbat hissetmesi bir oldu. Niall Louis'ye Harry'nin gün içerisinde onu çok özlediğini söyleyene kadar Louis bunun bu kadar ciddi bir problem olduğunu fark etmemişti bile. Ama şimdi görüyordu ki, tatlı eşi buna cidden üzülüyordu.

O doğrulduğu anda Louis bir elini onun sırtına, diğerini dizlerinin altına koyup kucağına çekti. Harry anında yan bir şekilde onun bacaklarının üstüne oturdu, yanağını Louis'nin göğsüne yaslayıp gözlerini kapattı.

ALREADY MARRIEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin