Harry yatakta gerinerek gözlerini açtığında kendisine film izler gibi pür dikkat bakan bir Louis bulmayı beklemiyordu. Gözlerini ovuşturdu, şaşkınca ona baktı. "Lou, ne yapıyorsun?"
"Sabah Zayn bana bir yazı gönderdi. İşte hamilelerin uyurkenki solunum sayıları, nabızları falan nasıl olmalı onu anlatan bir şey. Ben de solunumunu ve nabzını saydım, gayet sağlıklısın."
Harry halsizce kıkırdadı. "Sabah sabah uğraştığınız şeylere bak." diye söylendi. Önceki gün, ultrason videosunu izlediği andan itibaren Zayn de Louis gibi olmuştu. Hatta Harry'i aramış, sık sık su içmesi gerektiğini hatırlatmıştı. Tuhaf olan araması değildi, tuhaf olan bu aramanın gece saat üçte yapılmış olması ve Louis'nin de ona hak vererek Harry'e bir litre su içirmesiydi.
Harry ayağa kalkacak gibi oldu ama Louis onu tekrar yatırdı. "Niye kalkıyorsun, kalkma, dinlenmen gerek."
"Hamileyim diye dokuz ay yatmam mı lazım?" dedi Harry huysuzca. Louis gülümsedi. "Teknik olarak, minik bezelyemiz şimdi iki buçuk aylık olduğuna göre sadece altı buçuk ay yatacaksın."
Harry gözlerini devirip ayağa kalktı. "İşemem lazım." dedi. "Ayrıca yemek yemek, televizyon izlemek, banyo yapmak için mutlaka ayağa kalkacağım zaten. Okula da gitmeye devam edebilirim, şimdilik bir sorun yok."
Louis onu merdivenlerden aşağı inene kadar takip etti. "İşin bitince yine yatağa dön, kahvaltını yukarı çıkaracağım. Tamam mı? Televizyon izlemek istediğinde birlikte salona inebiliriz ve banyoda da yanında olabilirim! Okul konusuna gelince, düşündüm bir şeyler, sen tuvaletten çıkınca anlatırım."
Harry mecburen ona itaat edip tuvalete girdi. O kapıyı kapattığı anda Louis mutfağa döndü, önceden hazırladığı tepsideki tabakların üstlerindeki streçleri açtı. Hala kaynıyor olan ıhlamur çayından da bir bardak doldurup tepsisiyle birlikte merdivenlere yöneldi.
Uyandığı andan itibaren hamilelikte beslenme hakkında yüzlerce şey okumuştu. Örnek tüm beslenme listelerini incelemiş, bunlara göre yapması gereken yemekler, çaylar, çorbalar hakkında resimli ve tarifli bir dosya hazırlamıştı.
Ondan birkaç dakika sonra Harry de odasına geri döndü. Louis onun için yorganı bile açmış, yastığını düzelmişti ki, Harry mutluluktan delirebilirdi. Şimdiden onun harika bir baba olacağını hissedebiliyordu.
"Bebeğimiz bize sarılmanı istiyor." deyip onun kollarının arasına girdi. "Ve beni öpmeni istiyor."
"Bunu bezelyem mi istiyor yoksa çileğim mi?"
"İkimiz birden." dedi Harry şımarıkça. Louis gülerek onun dudaklarının üstüne hafif bir öpücük bıraktı. Sonra da tişörtünü kaldırıp göbeğini öptü. "Memnun musunuz?"
"Çok!"
Louis inanamıyor gibi kendi kendine mırıldandı. "Bebeğimin bebeği oluyor, aman Tanrım..."
İkisi de kıkırdadı. Louis tepsiyi Harry'nin bacaklarının üstüne bıraktı. "Çaya bal döküp karıştırdım, şeker kullanmaman daha iyi olur diye düşündüm. Azıcık bekle soğusun." deyip çatalla bir parça yumurta aldı. "Aç bakayım ağzını."
Harry'nin kendi başına yemek yiyebileceğini tabi ki biliyordu. Ama o karnında bebeklerini taşırken, Louis de bir şeylere faydasının dokunmasını istiyordu. Bunun en iyi yolu onu kendi elleriyle besleyip ilgiye boğmaksa, zevkle yapardı.
Harry onun düşüncelerini çok iyi bildiği için hiç sesini çıkartmadan kendisine yemek yedirmesine izin verdi. Bir elini Louis'nin yanağına koydu ve gülümsedi. "İkimiz de seni çok seviyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALREADY MARRIED
Fiksi PenggemarŞimdiye kadarkiler, hiçbir şeydi. Çünkü asıl hikaye her zaman evlilikten sonra başlar. ### Try Not to Get Married'in devam kitabıdır. Mpreg-Harry (Erkek hamileliği içerir, rahatsız olacaklar okumasın) Kapağı, güzelliğinden de anlaşılacağı üzere, @...