11: Cramps

5.8K 431 997
                                    

Televizyondaki reklam arası bitmek üzereyken Louis mutfaktan elinde tepsiyle çıktı. Uğraşmış olsa da pastayı eşit dilimlere bölememişti. Bu yüzden dört tabaktaki dilimlerin de boyutları farklıydı. En büyüğünü Harry'ye uzattı. Sonra annesiyle teyzesine verdi, küçük olanı da kendine aldı. Zaten çok fazla yemek gibi bir niyeti yoktu.

Tabağını sehpaya bıraktı, koltukta kendisinin olan yere, eşinin yanına geçti. Çok yer kaplamamaya özen göstererek uzandı. Başını Harry'nin bacaklarının üstüne koydu ama televizyona doğru değil, eşinin karnına doğru döndü. Elini onun tişörtünün altından geçirdi, hafifçe okşadı. Oğlu, filmden daha çok ilgisini çekiyordu.

Harry tabağındaki pastayı yemeye başlarken Louis'ye gülüyordu. Aylardır bebeğine karşı o kadar sevgi doluydu ki, yeryüzünde ondan daha mükemmel bir baba olması imkansız gibiydi. Daha doğmamışken onu bu kadar seviyordu, kim bilir kucağına aldığında neler yapacaktı.

Reklamlar bitip de film tekrar ekrana geldiğinde Harry büyük bir hızla yemiş olduğu pastadan kalan tabağı kenara bıraktı, boştaki elini Louis'nin saçlarının arasına geçirdi.

Onun dokunuşunu hisseden Louis başını kaldırıp eşiyle göz göze geldi. Sadece dudaklarını oynatarak onu sevdiğini söyledi. Harry'nin yüzünde güzel bir gülümseme oluşmasına sebep olunca tebessüm etti. Bunu yapmaya bayılıyordu.

"Biz artık yavaş yavaş dönelim, geç oluyor." dedi Jay onlara bakarken. Anne de hemen kardeşini onayladı. "Aynen aynen, hava kararıyor zaten."

Birkaç sokak ötede, bir pansiyondan oda tutmuşlardı. Sadece geceleri kalmaya gidiyorlardı, onun dışında hep Harry'nin yanındalardı zaten. Akşamları da yemeği çocuklarıyla birlikte yiyor, doğrudan pansiyona dönüyorlardı.

Louis kendisini eşi ve oğlundan ayırmayı başarıp annesine döndü. "Anneciğim, bugün kalsanıza burada."

Anne itiraz etmek istediğinde Harry araya girdi. "Evet, kalın lütfen. Her akşam gidiyorsunuz zaten, bugün burada kalın. Biliyorsunuz, sabahtan beri ağrım var. Yanımda olun bugün."

"Hatta..." dedi Louis. "Harry annesiyle yatsın yukarıda, biz de seninle koltukta uyuyalım, olur mu?"

"Harika olur!" Harry hevesle cıvıldayınca Anne ve Jay başka çare olmadığını anlayarak bu durumu onayladılar. Onlar da çocuklarıyla bir gece geçirmeyi isterlerdi elbette. "Kalalım bari."

Anne "Mutfağı bir toparlayalım o zaman?" diye önerdi Jay'e. İkisini en azından uyumadan önce biraz yalnız bırakmayı amaçlıyordu.

"Boşverin ya, yarın ben de yardım ederim üçümüz yaparız. Oturuyoruz işte ne güzel, yorulmayın şimdi."

Louis itiraz etse de Johannah kız kardeşininin gayesini anlayarak ayağa kalktı. "Yok yok, hallederiz biz. Sonra yine otururuz, rahat bırakın bizi, aa!"

Anne de ayaklanıp kardeşine katıldığında Louis omuz silkti. "Siz bilirsiniz." diye mırıldanıp az önce uzanıyor olduğu yere geri döndü. Bu sefer sadece elini değil, kafasının tamamını Harry'nin tişörtünden içeri geçirdi. "Selam ufaklık, baban geldi. N'aber?"

Harry hem gıdıklanarak, hem de eğlenerek kıkırdadı. "Babasının gelmesi için önce gitmesi lazım. Göbeğimden ayrılmıyorsun ki!"

"Ayrılamıyorum!" Louis tişörtün altında olduğu için boğuk çıkan sesiyle isyan etti. "Mucizevi değil mi? Sana geri dönülemez bir şekilde aşığım ve Tanrı bana senden bir tane daha yolluyor. Senin bebekliğine tapıyorum, biliyorsun. Şimdi senin gibi bir bebeğim olacak."

"Sana da benzeyebilir." Harry yavaş yavaş onun saçlarını okşarken alt dudağını ısırdı. Louis sonunda başını tişörtün altından çıkarttığında saçları darmadağın olmuş, havaya dikilmişti.

ALREADY MARRIEDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin