1. Bölüm "Madalyon'un Ters Yüzü"
Gece gözlerimi açtığımda zifiri karanlık karşısında ürperirken derin bir nefes aldım. Yavaşça gerindikten sonra birkaç gündür düzensiz uykularım yüzünden ağaran başımı parmaklarımla ovup şakaklarıma masaj yapmaya başladım. İşe yaramayacağını anlayınca uğraşmadan yataktan kalktım. Bu saatten sonra tekrar uyuyabileceğimi sanmıyordum. Bu yüzden kafamı dinleyebileceğim bir yere gitmeye karar verdim. Başımı kaldırıp duvardaki saate baktığım da saat gece üçü gösteriyordu. Bu saatte bizimkilerin uyuduğunu düşündüğüm için onlara haber vermeden bizim mekâna gitmeyi seçtim. Yalnız kalmaya ve biraz düşünmeye ihtiyacım vardı.
Her ne kadar son zamanlardaki olaylar yüzünden tek başıma gitmeye çekinsem de evde daha fazla duramazdım biraz temiz hava almaya, zihnimi toparlamaya ihtiyacım vardı. Benim lügatımda ki karşılığı ; sessizliğimde boğulmaya gidiyordum. Hemen koridora çıkarak odamın yanındaki banyoya olabildiğince sessiz adımlarla girdim. Ayılmak için yüzümü buz gibi suyla yıkayıp kuruladıktan sonra hızla saçımı tarayıp yukarıdan sıkı bir atkuyruğu yaptım.
Aynadaki görüntüm ben olmaktan oldukça uzaktı. Kızaran gözaltları, soluklaşmış bir cilt ve donuk bakan gözler. Makyaj malzemeleri ile kapatabilecek olsam da vazgeçtim. Bu bendim kabul etsem de etmesem de. Gizlemeye gerek yok. Odama geçtiğimde sessiz olmaya özen gösteriyordum. Yavaş adımlarla odamın kapısına ilerlerken kapıyı yavaşça araladım. Mutfağa gideceğim sırada annemlerin odasının kapısının açılmasıyla benim kapımı kapatarak yatağıma ışınlanmam aynı saniyelerde gerçekleşti. Hızla yatağımın içine girerek gözlerimi sıkıca kapattım.
Odamın kapısı aralandığında kalbim hızlı atmaya başladı. Annem her zamanki korumacı tavrıyla kontrol edip, uyandırmamak için sessizce çıktı. Birkaç dakika sonra annemlerin odasının kapısının kapandığına dair gelen sesi duyduktan sonra hemen kalktım. Dağılan yatağımı düzenledikten sonra hazırlanmaya başladım.
Dolabımın gıcırdayan kapaklarını yavaşça açarak içinden siyah kot pantolonumu, gri bluzumu ve siyah hırkamı aldıktan sonra tekrar ses çıkarmamak için kapakları kapatmadan üstümü değiştirdim. Yavaş ve sessiz adımlarla ilerlerken anneme yakalanmamak ve sorguya çekilmemek için sessizce çıkmaya uğraşıyordum. Zaten beni yakalarsa dışarı çıkmama izin vermeyeceğini biliyordum.
Son zamanlarda olan cinayet ve tecavüz olayları annemi ve babamı korkutup, daha temkinli davranmalarına neden olmuştu. Üstelik suçlular hala bulunamamıştı. Tabi biz Savaş Toplumu'nun bu işin içinde olduğuna emindik. Ama kanıtlayamıyorduk.
Bazı suçlar vardır faili meçhul kalmaya mecburdur. Para, şan, şöhret yeterince makul sebeplerdir. Suçluyu gizlerler gerekirse yakalanmaması için delilleri yok ederler. Ve kendilerini para ile avuturlar. Ta ki korudukları suçlu yeni bir suç işleyene kadar.
İşte o zaman da gözleri devreye girer, yumarlar.
Kulakları devreye girer, duymazlar. Dudakları devreye girer, konuşmazlar.Benimse bazı planlarım vardı sadece doğru zamanı bekliyordum. Kendi adaletimi sağlamak için sadece pusuya yatıyordum.
Evden çıkarken neyse ki anahtarı almayı unutmamıştım sanırım bu yüzden kendimi şanslı sayabilirdim. Ama ne yazık ki yapılacak seçimi düşündükten sonra bu kadar erken konuşmamaya karar verdim. Kaderlerimizin belirlendiği gün olacaktı. Yaptığımız en özgür seçimdi belki de, istediğimiz elementi seçme hakkımız vardı. Bize düşense hangi elementi seçeceğimize karar vermekti. Ömür boyu güçlerini taşıyacağımız elementi seçmek... Ben hala ne istediğimi, hangi elementi seçmem gerektiğini bilmiyordum. Ve bu bilinmezlik canımı sıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENT ( KİTAP )
Science FictionYavaşça eliyle sırtıma destek vererek oturmama yardımcı oldu. Elindeki bardağı aldığımda dudaklarıma götürüp yavaşça içmeye başladım. Elini çektiğinde hastane yatağının ucuna oturdu. Kafamı kaldırdığımda gördüğüm yüz ile donup kaldım. İçtiğim suyu y...