7.Bölüm " Zamanı Geri Sarmak "
Karanlık bir miğref misali zihnimi koruyor, beni cevapsız sorularımla boğuşmaktan alıkoyuyordu.Karanlığın asil rengi, tutkunu olduğum siyah ilk defa gözümü korkutuyordu. Karanlık beni esareti altına almış bırakmamakta ısrarcıydı.
Boğazım yanıyor ve fazlasıyla acı veriyordu. Grip olduğum zamankinden çok farklı, aldığım nefesleri zehir edecek kadar güçlü bir acı. Boynumda kurumuş kanın kabuklaşmasını hissedebiliyordum. Boğazıma dayanmış bez parçası beni şimdilik hayata bağlıyordu.
Kapalı göz kapaklarımın ardında ki gözbebeklerim görmek için yanıp tutuşuyordu. Gözlerimi açmaya zorlasam da başaramadım. Etrafımdaki sesler boğuk uğultulardan ileri geçemiyor, söylenilenleri algılayamıyordum. Derin bir rüyada ama bir o kadar da ayık hissediyorum.
Bir bilinmezlik girdabının akıntısına kapılmış, sürükleniyordum. Bilinmezlik hiç bu kadar acı vermemişti. Canımın acısına tepki vermek istesem de hareket dahi edemiyordum. Sızlayan gözlerim birazdan akacak damlaların habercisiydi. Bilincimi kaybetmeden önce tek hissettiğim kapalı göz kapağımın kenarından firar edip şakağıma doğru süzülen gözyaşıydı.
Acıya daha fazla dayanamayan vucüdüm iflas bayraklarını çekiyordu. Git gide bulanıklaşan zihnim beni yarı yolda bırakmadan önce tek duyduğum, boş sokaklar yankılanıp çığ gibi büyüyen siren sesleriydi. Kaybettiğim ama asla aramadığım umudumun parçaları birlik olmuş bana savaş açıyordu. Kimin kazanacağı meçhul...
"Dayan Arisya. Sana hiçbir şey olmasına izin vermem."
Bilincimi tamamen yitirdiğimde ambulans sirenleri Asteria'nın sokaklarında yankılanıyordu.
~ Yazar Anlatımı ( Yani ben :D )
Sıraç ve Barlas kafa dağıtmak için Asteria'dan uzaklaşmaya karar verdi. Akşamın ilerleyen saatlerinde şehirden uzaklaşmış olmanın verdiği rahatlık ile bir tepenin kayalıklarıma kurulmuş aldıkları içki şişelerini kayalıkların çıkıntılarına dizmişlerdi.
Daha içmeye başlamadan Barlas'ın çalan telefonu sessizliğe sebep oldu. Cebinden çıkardığı telefona baktığında gördüğü isim ile açmakta kararsız kaldı. Elindeki telefona öylece bakarken Sıraç'ın dikkatini çekmişti. Sıraç gözlerini elindeki telefona çevirdiğinde Barlas'ın açmayacağını düşündüğü için elinden telefonu aldı. Açacağı sırada telefon kapanmıştı. Öfkeli bakışlar eşliğinde telefonunu Barlas'a geri uzattı. Barlas'a fazlasıyla kızgındı Arisya bunları haketmiyordu. Üstüne gitmenin işleri daha da karıştıracağını bildiği için sessiz kalmayı tercih etti. Zihninin boşluklarını konuşamadığı kelimeleri yutarak doldurdu. Dilinin ucu sızlıyordu söyleyemediklerinden. Sessizliğin kol kanat gerdiği uçurumun tepesinde birasını yudumlamaya başladı.Çok geçmeden kendi telefonu da çalmaya başladığında merakla telefonuna baktı. Arayanın Arisya olduğunu gördüğünde içini kaplayan endişeye engel olamadı.
Telefonunu açtığında Arisya'nın Barlas'la konuşmak istediğini düşünüyordu. "Barlas'la konuşmak istediğini biliyorum Arisya. Barlas yanımda ama onun pek seninle konuşmaya niyeti yok gibi." Sözlerini Barlas'ın gözlerine bakarak söylediğinde biraz olsun pişmanlık ya da yumuşama görmeyi dilese de yanılmıştı. Barlas kendisinden birler gizlenmesine ve yalan söylenmesine asla tahammül edemezdi. Ve Arisya'yı kolay kolay affetmeyecekti.
Fakat Arisya konuşmuyordu. Derin nefesler alıyordu. Korkusu aldığı nefeslere yansımış Sıraç'ın içine şüphe tohumları ekmişti. Sıraç bir terslik olduğunu anladığında "Arisya iyi misin? Neler oluyor?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENT ( KİTAP )
Ciencia FicciónYavaşça eliyle sırtıma destek vererek oturmama yardımcı oldu. Elindeki bardağı aldığımda dudaklarıma götürüp yavaşça içmeye başladım. Elini çektiğinde hastane yatağının ucuna oturdu. Kafamı kaldırdığımda gördüğüm yüz ile donup kaldım. İçtiğim suyu y...