3.Bölüm "Hile Hurda"
Birbirini kovalayan akrep ve yelkovanın ardından zaman hızla geçti. Maça çok az bir zaman kalmış bizim fotbol takımı ise son hız antremanlara devam ediyordu. Biz de kızlarla atıştırmalık ve içecek götürerek onlara destek olmaya çalışıyorduk. Bugün sıra bendeydi sabahın erken saatlerin de kalkmış kara kara ne yapacağımı düşünüyordum. Mutfağa giderek annemin tarif defterini ele geçirdikten sonra mutfak masasına kurulmuş seçim yapmak için sayfaları kurcaladım. Hava çok sıcak olduğu için kurabiye tariflerini direk elemiştim. Pasta türü daha iyiydi. Sayfayı çevirdiğin de önüme çıkan mozaik pasta tarifi ile işe koyulmaya başladım.
Dolaptan aldığım kabın içerisinde bisküvileri kırmaya başladım. Diğer yandan tencere de erittiğim tereyağına kakao ekleyip karıştırdım. Süt ve toz şekeri ilave ettikten sonra bir süre daha karıştırdım. Şekerin eridiğine ve kıvam aldığına emin olunca ocağın altını kapatıp soğuması için balkona koydum. Bu sıcak hava da ne zamana soğursa artık. Telefonu elime alıp sosyal medya hesaplarımda gezindim. Zerda'ya mesaj atmıştım ama bakmamıştı. Büyük ihtimalle uyuyordu çünkü saat daha 7 olmuştu. Öğleden önce kalkmazdı. Balkonda soğuttuğum sosu yavaşça bisküvilerin üzerinde gezdirdim. Aleminyum folyoyu masaya serdikten sonra üzerine döküp silindir şekli verip sardım. Nihayet bittiğinde geriye sadece dondurmak kalıyordu. Buzluğa koyup mutfağı toparlamaya başladım.
İşim bittiğinde ben de bitmiştim. Saat daha erken olduğu için odama gidip uyumaya karar verdim. Tam mutfaktan çıkacakken olası bir tehlikeye karşı buzdolabının üstüne " Sakın pastayı yemeyin !!!" Yazısı yapıştırdım. Önlemimi aldıktan sonra odama gidip kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Uyandığımda saat 2'ye geliyordu. Biraz daha uyumak istesemde telefonumda ki cevapsız çağrılar beni korkutuyordu. Zerdanur ve diğerleri beni defalarca aramış. Muhtemelen Zerdanur birazdan kapıma dayanırdı. Banyoda elimi yüzümü yıkayıp hafif bir makyaj yaptım. Maşayı prize taktıktan sonra saçlarıma iri dalgalarla hacim verdim. Gardolabımın karşısına geçip giyeceklerime karar verdim. Banyoya geçtim kot şort ve Stranger Things yazan sıfır kol tişörtümü giyip tişörtün uçlarını şortun içine soktum.
Telefonumun zil sesini duyduğumda hızlı adımlarla odama geçip telefonu aldım. "Efendim Zerdi." bir yandan da aksesuar kutumu kurcalıyordum. "Ne yapıyorsun?" Kutudan saatimi alıp bileğime takarken kolyemi arıyordum. "Hazır sayılırım pastamı yaptım. Hazırlandım da kolyemi arıyorum bulunca çıkacağım. Bu arada yolda markete uğrar içecek alırız." Takı kutumun altını üstüne getirmeme rağmen bulamıyordum. En son banyoya bakmak aklıma gelince telefon kulağımda banyoya ilerledim. "Tamam ben de birazdan çıkarım seni meşgul etmeyeyim. Çabuk ol geç kalmadan gidelim." Telefonu kapattığımda banyo dolabını karıştırırken kremlerin arkasında kolyemi bulabilmiştim. Duş almak için koyup sonrasında unutmuştum muhtemelen. Kolyem boynumdaki yerini aldıktan sonra aynanın karşısında saçlarıma son şeklini verip odamdan çıktım.
Mutfağa gidip dolaptaki Mozaik pastamı aldıktan sonra dilimleyip pasta tabağına koydum. Anahtarımı ve telefonumu cebime sıkıştırdım ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Merdivenleri dikkatle indikten sonra tam telefonumu alıp Zerdanur'u arayacakken kapıda olduğunu görüp vazgeçtim. Hızlı adımlarla yanına gidip pastayı eline tutuşturdum. "Sen pastayı tut ben markete gidip geliyorum hemen." dediğimde bana en masum bakışlarını atarak "Bana da çikolata alır mısın?" dayanamayıp gülmüştüm. "İstediğin çikolata olsun." Markete ilerlerken Zerdi'nin arkamdan "Sen varya birtanesin." niğdalarını duyuyordum.
Markete girdiğimde içecek bölümüne ilerleyip içecekleri aldıktan sonra çikolata reyonunu da es geçmedim. Aldıklarımı ödeyip marketten çıktığımda karşı kaldırımda Ecmel'i görmek beni huzursuz etmişti. Ecmel Sıraç'ın saplantılı aşığıydı. Yıllardır onu seviyordu ve Sıraç'ın bizimle bu kadar samimi olmasını kaldıramadığı için bizden pek haz etmiyordu. Tabi biz de ondan. Sıraç için yapamayacağı şey yoktu ki bunu bize defalarca kez ispatlamıştı. Bana attığı kötücül bakışlara aynı şekilde karşılık verdikten sonra Zerdanur'u daha fazla bekletmemeye karar vererek ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENT ( KİTAP )
Science FictionYavaşça eliyle sırtıma destek vererek oturmama yardımcı oldu. Elindeki bardağı aldığımda dudaklarıma götürüp yavaşça içmeye başladım. Elini çektiğinde hastane yatağının ucuna oturdu. Kafamı kaldırdığımda gördüğüm yüz ile donup kaldım. İçtiğim suyu y...