Keyifli Okumalar Gece'nin Kızları 🖤
4.Bölüm "Zehir"
Sabahın erken saatlerinde uyanmış hastahaneye gitmek üzere hazırlanıyordum. Olaylı geçen futbol maçında sonra hastaneye kaldırılan arkadaşlarımızdan bazıları bünyesi zayıf olduğu için hastanede uzun süre kalma ihtimalleri vardı. Neyse ki Barlas bunlardan biri değildi. Yapılan bazı tetkiklerin ardından ayaklanmıştı. Hastanede diğerlerinin yanındaydı. Bugün onları ziyarete gidecektik. Dün geceden beri aklım ondaydı. Doktorların gözetimi altında tedavi olurken diğer yandan da içtikleri suya ne katıldığı henüz tespit edilememişti. Testin sonuçlanması 1-2 haftayı bulurmuş. Futbol Federasyonu ise sessizliğini koruyor ellerinde bir kanıt olmadığı için harekete geçemiyorlardı. Ama bu olayın sessiz sedasız kapatılmasına göz yummayacaktım. Kendimi tehlikeye atarak da olsa kanıtlayacaktım.
Küçükken süper kahramanlara özenir büyüdüğümde onlardan birisi olabileceğime bütün kalbimle inanırdım. İnsanlara yardım etmek, onların hayatlarını kurtarmak bana mucizevi geliyordu ki hâlâ öyle. Fakat artık bir süper kahraman olmak istemiyordum. Ama bunu arkadaşlarıma ve toplumuma borçluydum.
Hiçbir suçlu yeniden suç işleyecek özgürlüğe sahip olmamalı. Hiçbir suçlu cezasız kalmamalı.
Daldığım düşüncelerden sıyrılarak acele etmeye çalıştım. Zerda'ya kısaca mesaj atarak diğerlerini durumdan haberdar etmesini istedim. Hastahaneye hep beraber gitmemiz daha iyi olurdu. Son olarak çantama telefonumu ve her ihtimale karşı ses kayıt cihazını koydum. Şimdi lazım olur muydu bilmiyorum ama birgün olmak zorunda. Ve o zamana dek yanımda taşıyacaktım. Gerçekler açığa çıkacak. Ve bunu ben başaracağım. Belki süper kahraman olmaya inancım tükendi ama kendime inancım hâlâ sağlam.Evden çıkıp spor ayakkabılarımı giydikten sonra kapıyı kilitleyip merdivenlerden inmeye başladım. Apartmanın ağır çelik kapısını çekip kendimi dışarı attığımda yavaş adımlarla bizimkilerle genellikle buluştuğumuz banklara gidiyordum.
Banka oturduğumda evden son anda almayı akıl ettiğim ceketimi ve çantamı bankın köşesine bıraktım. Zamanın geçmesi için oyalanırken gökyüzünün huzur veren maviliğini seyre daldım. Her zaman olduğu gibi yine göz kamaştırıcıydı. Beni büyüleyecek kadar hemde. Gökyüzünün açık mavi rengi ne kadar eşsiz olsa da ben Gece'nin kızıydım. Gece'yi sever karanlığında huzur bulurdum. Çünkü gece benim bütün kusurlarımı örter asla beni yargılamazdı. Olduğum gibi kabullenirdi. Issız sessizliğinde benim için mutlaka yer vardı. Geceyi benim için vazgeçilmez kılan tam olarak buydu.Oturduğum banktan kalkarak ilerlemeye başladım. Zaten Zerdanur ile burada buluşmayacaktık. Daha fazla oynamakta gerek yoktu. Dolmuş durağına doğru ilerledim. Uzaktan bakıldığında bile gözüken uçsuz bucaksız kuyruk adeta yetişemeyeceksin diye bağırıyordu. Sıraya girip etrafı seyretmeye daldım, bu sıranın bana geleceği yoktu.
Aradan geçen 20-25 dakika sonra nihayet sıra bana geldiğinde binebilmiştim. Bu saatten sonra tek umudum bir de trafiğe yakalanıp oyalanmamaktı. Geç kalmak istemememin sebebi bizimkileri bekletecek olmam değildi. Savaş Toplumunun erkekleri gelirse ya da bir gelişme olursa kaçırmamaktı. Ve gideceği her yere dakikasında yetişen ben buraya geç kalmıştım. Süper...
Dolmuştan indikten sonra hızlı adımlarla hastaneye ilerledim. Giriş kapısından girdikten sonra Barlas'ı aradım. "Barlas ben hastaneye geldim. Kaçıncı kattasınız ?"
"3. Kat 61 numaralı odadayız."
Telefonu kapattıktan sonra asansöre doğru yürüdüm. Asansörün gelmesini beklerken aklımda plan kurmaya çalışsam da ne yapacağım hakkında bir plan oluşturamıyordum. Çünkü daha Savaş toplumundan birilerinin gelip gelmeyeceğini bile bilmiyordum. Ama onları birazcık tanıyorsam mutlaka gelip sebep olduklarını görmek isteyeceklerinden ve bundan gurur duyacaklarından emindim. Umarım bir şeyler öğrenebilirim. Asansör geldiğinde kalabalık olmamasına şükür ederek girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENT ( KİTAP )
Science FictionYavaşça eliyle sırtıma destek vererek oturmama yardımcı oldu. Elindeki bardağı aldığımda dudaklarıma götürüp yavaşça içmeye başladım. Elini çektiğinde hastane yatağının ucuna oturdu. Kafamı kaldırdığımda gördüğüm yüz ile donup kaldım. İçtiğim suyu y...