*
Şimdi kim olduğunu bilmiyorum. Nasıl biri oldun, neredesin, nasıl görünüyorsun?
Yaşıyor musun?
Beni hatırlıyor musun?
O günü, birbirine sıkıca sarılmış o küçük bedenlerimizi hatırlıyor musun?
Benim gibi kabuslar görüyor musun sen de? Ağlayarak uyanıyor musun? Kaburgaların sızlıyor mu hâlâ? Nerede olduğumu, yaşayıp yaşamadığımı merak ediyor musun?
Belki de yoksun, hiç var olmadın günden sonra. Ya da hiç hatırlamıyorsun beni. Ara sıra aklıma düşüyor bu da, belki de beni arıyorsun.
Tüm bunların bir önemi yok aslında, biliyor musun? Sadece hayatta olduğunu, iyi olduğunu duymaya ihtiyacım var. Vicdanım beni hiç rahat bırakmıyor hyung, lütfen iyi olduğunu söyle bana. Hiçbir şeyden emin olmasam da yaşadığını umuyorum, bir his sadece belki de. Ve düşünüyorum, düşünüyorum da hâlâ aynı kişiler olabiliriz seninle.
Belki büyüdük, belki koca birer adam olduk. Fakat hâlâ aynı düşlerimiz olamaz mı? Hâlâ korkudan tir tir titrediğimiz çift kişilik yalnızlıklarımız olamaz mı birbirini bekleyen? Birer yıldız olamaz mıyız, hep gökyüzüne baktığımızda birbirimize mırıldandığımız?
Senin ne düşündüğünün pek bir önemi yok aslında. Bana göre biz, hâlâ aynı çocuklarız.
Biz o küçücük boşlukta birbirine tutunan iki çocuk, enkazını hâlâ çıkaramadığımız koca birer yıldızız.
Aynı gökyüzüne bakar, farklı düşler kurarız. Sen bilmezsin belki kim olduğumuzu.
Boş ver, ben de bilmiyorum zaten. Benimkisi imkansız bir rüyanın o samanyolu gözlerine düşen gölgesi sadece.
Şimdi bana son verdiğin o dokunuşu düşünüyorum da... Elime dokundun, hyung. Her ne olursa olsun beni kurtacağını söyledin. Şimdi keşke burada olsan, keşke yanımda olsan da bu sefer ben tutsam elini. Bana güven veren o eline bir öpücük kondursam usulca. Ve desem ki sana, kurtardın beni. Beraber sarılarak sığındığımız o enkazdan, ellerini uzatarak kurtardın beni. O gün değil belki, fakat rüyalarıma girerek ellerini bana uzattığın her gece kurtardın beni.
İşte bu yüzden ellerini öpmek istiyorum, gerçekte nasıl olduğunu bilmediğim, düşlerimde yumuşacık olan o ellerini.
Nasıl bir his bilemem belki, hiçbir zaman da bilemeyeceğim. Fakat olur da bir gün karşılaşırsak bu dünyada ya da farklı diyarlarda, sana bu mektubu okuyacağım. Nereden geldiğimizi, kim olduğumuzu ve bir zamanlar sana olan hislerimi unutma diye.
Yıllar sonra bile sana olan özlemimi unutmayayım diye.
O enkaz altında bana tutunan ellerini... O yumuşak, küçük, sıcak ve tatlı ellerini...
Seni orada o gün, o enkaz altında saatlerce, günlerce bekledim. Hep beklerim, bir ömür de olsa seni hep beklerim. Ellerinin beni yeniden bulacağını bilsem, yeniden dünyaya gelip yine seni beklemek isterim.
Seni hep aynı masum hislerse seven, derinden özlem duyan ve her zaman senin için küçük bir çocuk olarak kalan, en parlak yıldızın,
-Jungkook.
*
merhaba,
çiftimi çok özledim, dayanamadım.
ilk bölümde bazı açıklamaları yapacağım, beklemede kalınız.
ilk bölüme kadar güzel de kalınız, öpüldünüz.
baisemain: ele kondurulan öpücük.
*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baisemain ¦ jikook
Fanfiction"İşte bu yüzden ellerini öpmek istiyorum, gerçekte nasıl olduğunu bilmediğim, düşlerimde yumuşacık olan o ellerini." 01.05.19/16.02.20 *uyarı: bu kurgu, deprem anına dair travmalar ve deprem sonrası yaşananları içermektedir.