XXIX/sana ihtiyacım var

3.3K 273 244
                                    

"Yuvarlanıp duruyorum, neden geri dönmeye devam ediyorum?
Bu noktada dibe batmaya devam ediyorum, sadece bir aptalım.
Ne yaparsam yapayım, yardım edemem.
Bunlar tamamen benim kalbim ve duygularım,
Ama neden beni dinlemiyorlar?"

*

Daha önce hiç hissetmediğim hisler vardı şimdi göğüs kafesimin tam ortasında. Adı şimdiye dek konulmamış, kimse tarafından tanımı tam anlamıyla yapılmamış bir şey. Aşk değil, sevgi değil, sadakat değil, bunların hepsi belki ancak hiçbiri değil.

Çok başkaydı hislerim. Geçmişe dair uzanan en yakın hatıramda yer alan kişinin kollarındaydım şimdi. Bir zamanlar oyun arkadaşım olarak gördüğüm kişiyi öpüyor, onunla uyuyor, onunla uyanıyor, ona nefesi kadar yakın oluyordum günün çoğu vakti.

Çok başka ve tanımsızdı işte. Bazen minnettarlık gibi geliyordu, bazen severken ölüyor gibi hissedesim vardı. Ellerinden tuttuğum an uçsuz bucaksız havalanıyordu yüreğim. Gökyüzünün yedi kat tepesine kadar tırmanıyor, kanadındaki tüyler bitene kadar çırpınıp geri dönüyordu yerine. 

Bazen adına bağlılık diyesim geliyordu, bağlılık hem de sonsuza dek oluşturulmuş bir gönül bağı. En yakını buydu belki de, tüm hissettiklerim bu bağın ucuna tutunmuş birer silsileydi. Yine de eksikti. Ona bir kere baktım mı, parmak uçlarımdan kalbime kadar giden her yol uyuşuyordu. Eksikti işte, böyle güzel bir adamı sevmek, severken hislerini paylaşmak, nereden bakarsan bak eksikti.

Şimdi öylece, çırılçıplak, onun yatağında güzel bir akşamüstü uzanıyorduk. Gün bittiğinden, odasına yavaş yavaş karanlık çökmeye başlamıştı. Günlerden cumartesiydi, saatten haberim yoktu. Uzandığı göğsümde parmaklarıyla tenimi bir ileri bir geri hareket ettiriyor, daha bu saatte mayışmamı sağlıyordu.

"Uykumu getirmeye mi çalışıyorsun?" Dedim dakikalar önce yaşanan anlardan dolayı çatallaşan sesimle. 

"Hayır, sadece seni seviyorum." Kafasını, saçları göğsüme sürtüne sürtüne çevirdi ve sol göğsümün tam ortasını hızlıca öperek eski pozisyonuna geri geldi. Beline sarmalanmış elimi daha da aşağı indirdim ve kalçalarını okşadım.

"Ama uykumu getiriyorsun. Bu gece güzel bir uyku çekmesi gereken sensin, ben değil." Kıkırdadı ve uykum anında açıldı. Ne de güzel gülüyordu, göz kapaklarım görevini unutana dek açık tutabilirdim gözlerimi. O güzel gülümsemesini görebilmek için. Ve kulaklarım emrine amadeydi, yeter ki sesini hep duyabileyim. Nahif, tatlı, yumuşacık, öpülesi sesini...

"İyiyim ben, Jungkook. Abartmasana."

"Az önce seviştik farkında mısın? Kalçan falan ağrımıyor mu? Ne bileyim, bitkin değil misin?" Bu sefer cılız kıkırtılarının yerini güçlü bir kahkaha aldı. Dönüp bana baktı ve şaşkın yüzümü görünce yeniden kahkaha attı. Boynundan omzuna uzanan elimi tuttu ve ensesini omzuma yaslayarak gülmeye devam etti. "Ne?" Dedim sırıtarak anlamsızca. "Komik bir şey mi söyledim?" Kahkahaları kısık gülüşlere ve ardından da iç çekmelere döndü. Tuttuğu elime parmaklarını geçirdi ve ellerimizi sıkı sıkı birbirine kenetledi.

"İyiyim ben, Jungkook." Bedenini çevirerek göğüslerimizin birbirine değmesini sağlayarak yüz yüze gelmemize sebep oldu. "Çok mutluyum ayrıca, ağrı falan umurumda değil." Dudağımın kenarını öptü, elini elimden çekmesine mızmızlanacağım sırada uzandı ve saçlarımı okşadı. Bacağını bacağımın üzerine atıp tam anlamıyla kucağıma yerleştiğinde az önce öptüğü yerden kaydı dudakları ve tam dudaklarımın üzerine kondu. Sulu, uzun ve hareketsiz bir öpücükten sonra saçlarımı çekiştirerek geri çekildi. Kalçalarını öne doğru ittirerek oyuncu bir şekilde gülümsedi ve zaten sersemlemiş olan beni, zihnimin tam ortasından vurarak bir aptal haline getirdi. Yeniden uyuşmuş ve ne derse yapabilecek konumdaydım. Temasıyla titrerken yeniden ileri geri hareket etti.

baisemain ¦ jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin