VIII/yeniden başlamak

3.9K 506 534
                                    

"Sadece kollarımı sıvamak,
Ve yeniden başlamak istiyorum."

*

Bazen hiçbir şeyi hatırlamamanın nasıl hissettirdiğini merak ediyordum. Tüm o acı dolu anıları bir çırpıda zihnimden yok edebilecek olmak, güzel olurdu.

Tıpkı Jimin gibi.

Belki de olmazdı.

Sahip olduklarımı hatırlayamamak, o anlarda bana tutunan şeyi, umudu ve o küçük ellerini unutmak belki da hayatımda bir daha yerini hiç dolduramayacağım boşluklar yaratacaktı. Bir şeylerin eksik olduğunu hissedecektim fakat o eksikliğin ne olduğunu asla bilemeyecektim.

Çevremdekiler tahmin yürütmeye çalışacaktı, boş şeylerle aklımı doldurup düşüncelerimi bulandıracaktı. Belki işin içinden çıkamaz derecede aptallaşacaktım, uyuşacak ve eksikliğini hissettiğim bir şeyi özleyecektim.

Nasıl bir şeye ya da birine benzediğini bilmeden... Özleyecektim.

On gün olmuştu.

Ve ben özlemiştim.

Jimin'i görmeyeli tam tamına on gün oluyordu ve ben cidden de onu özlemiştim. Üzücü ve acınası bir haldeydim. Kafamı kurcalayan sorulardan kurtulabildiğim de yoktu, onu görmek için uyduracak bir bahanem de. Hoseok hyung, işine gidip gelmeye devam ediyordu. Annem her zamanki gibi evinde, babam da işinde gücündeydi. Herkesin günlük rutini devam ediyordu ve görünen o ki, herkes hayatından son derece memnundu.

Stajımın başlamasına iki hafta vardı. Evde bütün gün oturup yatmaktansa bir iş bulmayı düşünsem bile iki haftalığına hiçbir yerde çalışamazdım. Ayrıca bende çalışacak o disiplinin olduğuna da pek emin değildim zaten.

Hava kararmak üzereyken annem aşağıdan seslendi ve yemeğin hazır olduğunu söyleyerek tüm ev halkını yemeğe çağırdı. Oflayarak yatağımdan kalktım ve kapıyı açıp hole çıktığım esnada Hoseok hyungu gördüm.

"Hey," Dedi üzerinde günlük olmaktan epey uzak tişörtünü düzeltirken.

"Selam." Dedim. Onu işten geldiği zaman görmemiştim çünkü yatakta o kadar çok hareketsiz yatmıştım ki sonunda uykuya dalmıştım. Uyanır uyanmaz da her gün düşündüğüm şeyleri düşünüp biraz daha kendi kafamı ütülemeye devam etmiştim.

"N'aber?" Dedi omzuma vurup zıplaya zıplaya merdivenleri inmeye başlarken.

"Aynı, sen?"

"İdare ediyoruz işte." Onu takip edip tam mutfağa giriyordum ki kapı çaldı. Hoseok hyung çoktan mutfağa girdiğinden bana bağırdı.

"Kook, kapıya bakar mısın?" O esnada holün gerisinden, yüksek ihtimalle banyodan, çıkan babam ellerini birbirine sürterek bana gülümsedi ve ben kapıyı açmaya giderken o da mutfağa geçti.

Kapıyı açmamla karşımda dikilen Yoongi hyungu gördüm.

"Selam, Kook."

"Hyung, geleceğinden haberim yoktu." Kaşlarımı kaldırıp onun içeri geçmesini izlerken zaten darmadağın olan saçlarımı eliyle iyice karıştırdı gözden kayboldu.

"Bayan Jung çağırdı beni de, ani oldu." Hepimiz mutfağa doluştuğumuzda annemin çoktan Yoongi hyung için bir tabak daha koymuş olduğunu gördüm.

Ve ah, herkesten önce onun tabağını doldurduğunu.

Kısa bir sohbet ve babamın Yoongi hyung ile olan sohbetinden sonra birkaç dakikalık bir sessizlik hakim oldu sofrada.

baisemain ¦ jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin