5. Bölüm -değişik duygular-

3.5K 102 3
                                    

Naz duru kılıç 'dan devam
Eve geleli çok olmuştu yemek yapıp yemek yemistik. Televizyon izleyip çay içmistik . Normal insanların yaptığı gibi yani.. ne tuhaf değil mi . Şimdiyse yattığım odada ışıkları kapatmış güneşliği çekmiş karanlık olan bu odada düşüncelerimi gün yüzüne çıkarıyordum.
Babam..soner.. ne kadar mutluydum onları geride bıraktığım için.
Annem.. ne kadar üzgündüm onu bırakıp geldiğim için.. ona gidemediğim için..
Mirza bey.. ne kadar tedirgindim bu adam için.  Kötü biri değil di elbette bunu ilk beni tanımadığı halde barda bırakmayıp evine getirdiğinde anlamıştım. Tamam beni koruyordu. Tamam bana iyi davranıyordu. Ama karşılığında neden birşey istemiyordu.. bu devirde kim kime karşılıksız iyilik yapardı ki..
Ne yapacağımı bilmiyodum.
Kıyafetlerimi çıkarıp geceliklerimi giymek istiyordum ama her gece olduğu gibi yaralarimdan korkuyordum. Onları görmekten.. o acıları iliklerime kadar hissetmekten.. hiç bi zaman sevmemisti soner beni sadece takıntıydım onun için . Ve onun katı kuralları vardı. Uymadığım zamanlarda (her zaman ) yediğim dayak lar ve babamın bunlara sessiz kalışı annemin feryatları benim ruhumun çığlıkları vardı..
Kurtulmuştum belki , belkide bu kısa süreliğine bi molaydı benim için. O cehenneme daha hızlı bi dönüş yapacaktım belkide.. kim bilir. Düşündüğüm zaman babam gelip alabilirdi beni sonuçta 18 yaşından küçüktüm. Polisle gelmediği sürece alamazdı belki ama . Polisle geldiğinde gitmemek gibi bi şansım olmazdı.
Göz yaşlarımın yüzümü yıkamasına izin verdim.
Gitmek istemiyordum. Ne için olursa olsun gitmek istemiyordum. Mirza nın beni bırakmamasını istiyordum. Ona mecburdum. Kurtuluşum olarak görüyordum onu.. peki o beni ne olarak görüyordu.. yanında niçin tutuyordu..?
Göz yaşlarımın hıçkırıklara dönüşmesine izin verdim..
Üstümdeki kıyafeti çıkardım. Bu izler oluşurken ne kadar yanmıştı canım .. hiç acımışmıydı bana.. yalvarmıştım. Aglamistim.. Babam duymuş muydu sesimi.. yoksa gelip birde omu vurmuştu.. yakmislardı canımı.. fazlasıyla hemde. Hak etmemiştim ki bunları  . Ama ah ımı almışlar dı elbette çıkardı mazlumun ahı.. Annem ne yapsındı her araya girdiğinde birde o dayak yerdi . Git annem derdim bu benim kaderim benim acım.  Sen git.
Yaralarımın yanı sıra ruhum daha çok acıyla doluydu.  Ruhumu öldürmüştü onlar. Küçücüktüm. Ben. Oyuncaklarımı aldılar. Yerine yaralar bıraktılar. Büyüdüm ben. Yaralarımın yanı sıra ruhumu sakat bıraktılar..
Yaraydı bunlar geçerdi elbet. Fakat Ruhumdaki izler ne olcak?
En çok sitemim babama .. o sevseydi beni .. en başta o sevseydi bu acıları yaşar mıydım?
Göz yaşlarımın çığlığa dönüşmesine mani olamadım. 
Gözlerim çoktan kıpkırmızı olmuştu eminim.. biliyordum çünkü alışkındım. Ağlamadan uyuduğum tek bi gece bile yoktu ki.  Şimdi başımı yastığa koyup nasıl huzurla uyurdum..
Kapının sert bi şekilde açılmasıyla ışıkta açıldı hâlâ ağlıyordum mirza bey yanıma geldi ne olduğunu anlamaya  çalışır gibiydi.
Elimle çıkardığım kazağı uzerime doğru  bastirdim o da yanıma gelmişti.
-ne oldu sana böyle.. Şşt sol bakalım o gözlerindeki incileri.. yapma böyle ne olur. Dayanamıyorum seni böyle görünce. Sen agliyorsun ve ben bişey yapamıyorum..
-beni neden sevmediler. Küçücüktüm sevmediler büyüdüm yine sevmiyolar. Canım çok yanıyo. Bunca şey oluyor ve benim başımı huzurla yaslayıp benim babam var o beni korur diyebileceğim bir babam yok.

Ağlamaya devam ediyordum başımı omzuna yaslamıştı. Saçlarımı seviyordu.  Işte böyle bu kadarcık.  Yemin ederim fazla değil sadece şu kadar bi sevgi görsem babamdan yeterdi. Ama ben bi yabancıdan huzur buluyordum.  Ondan merhamet görüyordum.

-geçti. Bak artık beraberiz. Koricam ben seni söz veriyorum sana seni bırakmicam. Seni onlara vermicem.
-neden.. niye beni koruyorsun neden bana merhamet ediyorsun.. neden babam dahi bana bu sevgiyi göstermemisken sen gösteriyorsun. Neden babam bile yapmamisken sen saçlarımı okşuyorsun.
- Ben bu acıları hak etmedim..
-hak etmedin. Sen hiç birini hak etmedin.
-ama yinede sevmediler beni . Hep nefretle yaklaştılar.. çok acı çektirdiler ..
- onlar seni sevmesin. Ben severim.

Ne demişti bu adam. Ben severim. Nasıl severdi. Arkadaş olarak mı kardeş gibi mi yoksa başka bi anlamı mı vardı..
Kafamı omuzundan kaldırıp yüzüne baktım oysa gözlerimin en derinine bakıyordu.. yüzüme yaklaştığında gözlerimi kapattım. Oysa anlımdan öptü. Daha sonra yatağa oturup beni yan tarafa çevirdi o yatakta oturuyordu bende sırtım ona dönük oturuyordum. Buna hazır değildim. Yaralarımı birine göstermeye hazır değildim ki..
Eli sırtımı kapatan saçlarıma gittiğinde ancak sesimi bulabilmiştim.
-dur.. bakma.. lütfen istemiyorum..
Beni dinlemeyip saçlarımdan öptü sonra yavaşça saçlarımı omzumun üstün e attı.  Gözlerimi sımsıkı kapatmıştım sanki gözlerimi kapatınca o beni görmezmiş gibi..
Mirza.. yaralarımı öpüyordu.. sanki yaralarım sarılmış gibi hissettiriyordu.. nazikçe,  daha da kırmadan acıtmadan öpüyordu.. daha sonra arkamdan sarılmıştı..
-tüm yaralarını sarıcam. Söz veriyorum. Tüm acılarını dindiricem. Sana hak ettiğin hayatı vericem.
-neden yapıyosun bilmiyorum ama söylediğin şeyler o kadar iyi geliyor ki.   Keşke seni daha önce tanısaydım.
-keşke seni daha önce bulsaydım..

Alaz mirza ubeyli'den devam
Küçük kızı kendime çevirdim. Üstümdeki tişörtü çıkarıp üstüne geçirdim. Başını göğsüme koyup saçlarını sevmeye devam ettim.Söylediğim sözleri seçerek söylememistim. O an icimden gelmisti. Ve dudaklarimdan dökülmesine izin verdim. Bu kıza doğru çekildiğimin farkındaydım.  Ama tam olarak adını koyamıyordum. Hem çok küçüktü. Ister miydi beni.. hem belkide sadece vicdanımi rahatlatmak için yapıyordum. Bundan emin olmadan bişey söylemek istemiyordum.
Hem ben sevebilir miydim?
Kırmadan dökmeden sevebilir miydim?
Kendimden emin olmadan nasıl bi yola çıktığımın henüz farkında değildim elbette.
Göğsümde uyuyan kıza baktım öyle güzeldi ki. Öyle masum du ki. Ve öyle acı doluydu ki..
Rahat yatsın diye pantolonunu çıkardım. Ama bakmamaya özen göstermiştim. 23 yaşında herşeyi görmüş ve geçirmiş bi insandım masum bi kızdan faydalanacak halim yoktu. Bi kıza nasıl bakılır onu da iyi biliyordum. Yatağa güzelce yatırıp üstünü örttüm. Alnına öpücük kondurup misafir odasına döndüm. Uyku vakti gelmişti. Düşünmekten uyuyabilirsem tabii. Çok fazla düşünceyle boğuştuktan sonra
En sonunda gözlerim uykuya yenik düştü.
                   *************
Naz duru kılıç'dan
Gözlerimi yüzümde gezinen elle açtım  gözlerimi açar açmaz yüzüme inen tokatla doğrulamadım bile ama tokatın sahibini tanıyordum. Bu acı nerde olsa tanırdım çünkü..
-seni almaya geldim. Hadi artık gidiyoruz bu masal burda sona erdi.
Ve iğrenç bi kahkaha .
-bırak beni. Istemiyorum. Uzak dur benden!
Ben bağırmaya devam ederken sonerin yüzü silikleşmeye başladı.  Karşımda mirza bey vardı.
-Şşt tamam kabustu bak geçti. Ben burdayım. Kötü bi rüyaydı tamam mı geçti..
-a-ama gerçek g-gibiydi aynı..
-ama değil. Bak uyandın burdasın işte. Benim yanımda..
-her acı çektiğim de böyle koşup gelicek misin Sen?
-elbette. Bundan sonra her acında yanında olucam. Nedenini sorma küçük kız çünkü henüz bende bilmiyorum. Şimdi güzelce uyu. Eğer birşeyden korkarsan yada kâbus görürsen yattığım odaya gel veya seslen duyar gelirim.
-Peki. Teşekkür ederim.
Mirza bey gittikten sonra uyumaya çalıştım ama uyuyamıyordum ki bu gece olanlar aklıma gelince tuhaf oluyordum.. yaralarımı öpmüştü. Her acında yanında olurum demişti,  yaralarını saricam demişti.. ama bunlar ne demek oluyor söylememişti.. düşüncelerimde boğuşurken uykuya dalmışımtım. Sabah olacak felaketten habersiz..

RUHU REVANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin