8.Bölüm-deniz-

2.8K 87 3
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda mirza yoktu. Ama çok rahat uyumustum. Gerçii gece ki öpücüğü saymazsak.. neymiş iyileştiriyomuş.. neymiş vıdıvıdı..
Utancımdan nasıl aşağıya inicektim ben şimdi. Acaba ölü taklidi mi yapsaydım.  Ben yorganı kafama bastırmış boğuşurken. Içeriye biri girdi tam vakti yani
-hop hop napıyosun küçük. Kendini mi boğuyosun.
-hee yok canım desenini anlayamadım da pikenin ona bakıyodum..
-ya tabi çok iyi anladım. Hadi kahvaltıya gel .

Oflayarak tuvalete girip işimi halledip  aşağıya indim. Fakat indikten sonra fark ettim ki üstümde sadece mirza kas adamının tişörtü vardı. Hızla geriye döndüm ki
-nereye ufaklık çayın soğicak
Demesiyle kaldım.
-üstümü şey yapmaya gidiyorum.
-kalsın otur.
-yok ben gidi-
-otur dediysem otur . Kahvaltını bitir gidersin. Değiştirirsin.

Oflayarak hazırladığı masaya  oturdum . Kahvaltımızı yapıp orayı topluyordum. Kas adam da bana yardım ediyordu.
-Soner e ne olacak .?
-bugün alp onu başka bi depoya götürücek onu biz hallederiz. Bu arada onun adını bu evde duymak istemiyorum bi daha. Anlaştık mı?
-tamam. Ama ne yapacaksınız ona?
-orası bizde ufaklık
-öldürücek misin?
-hayır.
-ne yapacaksın peki?
-çok soru soruyorsun ufaklık.
-Sende hiç bir soruma cevap vermiyorsun kas adam. Hem hiç bi soruma cevap vermiyosun hemde aklımı daha da bulandırıyosun.
-kas adam?
- şey yani kas adam derken o şey tabi
-güzelmiş
-Ya gülmesene ya
-tamam gülmüyorum. Hadi git üstünü giyin alp sen uyurken sana kıyafet aldı yattığın odadaki dolaba yerleştirdim. Hadi git yoksa kas adam seni yicek.
O hâlâ benle dalga geçip gülerken ben odaya çıktım. Gerçekten de yerleştirmişti . Yeni kıyafetleri. Bana yer açmıştı. Dolabında.
Sevdiğim bi eteği ve üstüne  bi badi giydim saçlarımı tarayıp aşağıya indim. Beni gören kas adam gözlerini dikmiş bana bakıyordu.
-ne oldu niye öyle bakıyosun.  Kötü mü olmuş. Ben çok beğendim çok teşekkür ederim.
-güzel. Olmuş.

Alaz mirza ubeyli 'den devam
Bu kiyafetle onu dışarıya çikaramazdım o eteğin yarısı nerdeydi allah aşkına ama gözleri öyle parlıyodu ki bana yapıcak başka bişey bırakmıyordu.
-hadi gidelim seni güzel biyere götürücem
-nereye?
-sürpriz
-ya söylesene lütfen çok merak ederim ben.
-hayır olmaz sürpriz. Ufaklık.
-bana niye ufaklık diyosun.
-küçüksün çünkü ve ufaksında.
-sende çok büyüksün ve kocamansın ne kadar zıt iki insanız.
-ama şöyle düşün siyah la beyaz da zıt ama zıt oldukları kadar da yakışıyorlar birbirlerine..

Söylediklerimi düşünür gibi yaptıktan sonra açtığım arabaya bindi .
Aslında onu evden çıkarmamın bi sebebi de alpin gelip soneri alıcak olmasıydı.
-dudağındaki yara geçti mi bakalım?
-e-e hee geçti canım
- Güzel

Utanıp koltukta daha da aşağıya indi ve saçıyla yüzünü kapatıp cama yaslandı.

- utanınca çok şirin oluyosun domates
-Niye utandırıyosun daha fazla..
-utanmamayı öğren..
-Nedenmiş o öğrenmicem işte hep utangaç olucam böyle.
-huysuz
-kaba
-gıcık
-uyuz
-minnak
-kas adamı

Son söylediklerimiz e gülerken koluma yumruk attı. Hani sinek ısırsa daha fazla acırdı tepki vermediğimi görünce kolumu ısırdı.  Şöyle şeyler yapmasa iyi olurdu. Ağır tahrik edici hareketleri vardı.
-uslu dur minik
-oslo dor monok
-tipe bak dudaklara bak ya
Kendimi diğer yanımı bulmuş gibi hissediyordum. Arabayı deniz kenarına çektim özel biyerdi burası denize giriliyordu ama pek keşfedilmiş değildi.
-hadi in bakalım.
-burası harika ama ne yapacağız burda
-denize giricez.
-ama kıyafet almadık ki
-Ben aldım Ikimizede. şurada bi tane tuvalet var orda giyeriz .
-Neden durup dururken denize geldik ki.
-hani sen demiştin ya denizi çok seviyorum ama hiç girmedim diye o yüzden getirdim gel bakalım.

Bana biraz baktıktan sonra peşimden geldi. Önce ben girip giydim sonra o ama giydiği halde çıkmıyordu. Alpe sırtı kapalı bi mayo almasını istemiştim o yüzden yaraları da görünmezdi.
-gelsene güzelim bi sorun mu var ?
-ben böyle çıkamam utanırım.
Kolundan tutup dışarıya çıkardım
-minicik eteği giyerken utanmıyodun ama küçük hanım
-ya uf ya senin benim eteğimle alıp veremediğin şey ne
Sorduğu soruya cevap vermeden denize ilerlemeye başladım gelip elimi tutunca gözlerim gözlerini buldu
-ya derinse bi anda çiuu diye düşersem..
Büyük gözleriyle bana bakmaya devam etti. Küçük bi kız çocuğu diye düşündüm.
Elinden tutup suya doğru ilerledik
-uff çok soğukmuş yaa
Öyle diyince kıyamayıp kucağıma aldım benim belime gelicek şekilde girmistik onunda vücuduna deymeye başlamıştı su bu arada siyah mayo çok yakışmıştı ama etrafta kimse olmadığını bildiğim için getirmiştim yoksa başka türlü bu şekilde giremezdi.
Ikimizde hafiften titremeye başlamıştık derine geldiğimizi fark ettim. sıkıca kavrayıp suyun altına daldım koala gibi yapışmıştı sonra geri çıktık.
-ay napıyosun ya insan bi haber verir su yuttum bir sürü
- şimdi seni bırakıcam tamam mı
-dur hayır bırakma burası çok derin boğulurum ben
-kucağım rahat galiba he?
-tamam bırak ya
Gülerek bıraktım ama benim omzuma gelen yer onun kafasinı geçmişti direk bacaklarından tutup kucağıma aldım.
Şuan o güzel çilek tadında ki dudakları öpmek istiyordum ama bişey der miydi ki. Içimde tereddütle dudaklarına yöneldim. Öptüm.
Evet öptüm. Ben bu küçük kızı öptüm. Şaşkınlıkla bakmakla yetindi. Bende şaşırmıştım. Bu cesareti nerden almıştım ben. Tutamamistim işte kendimi. Belkide bi daha yüzüme bakmicaktı.. Ben onun tepki vermesini beklerken o kafasını omzuma koydu ve fısıltı gibi çıkan sesiyle
-eve gitmek istiyorum.'dedi.

RUHU REVANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin