1.Bölüm

4.6K 193 71
                                    

Keyifli Okumalar...

•••••

20 Temmuz 2012

"Damadın yeni şarkısını duydunuz mu?" Nikah salonunda her masaya dolaşan orta yaşlı kadın her klasik düğünde olduğu gibi dedikodu yapmaya başlamıştı. Masadaki herkesin hep bir ağızdan beğendiklerine işaret eden sesleri duyulunca kendi yorumlarını katmaya girişmişlerdi.

O sırada gelin odasında bir karmaşa hakimdi. İrem ve en yakın iki arkadaşı aynı zamanda şu an nedimeleri olan Selen ve Beliz ile makyaj tazeliyor ve son hazırlıklarını yapıyordu. Beliz eline aldığı şeftali tonlarında doğal ruj ile yaklaşırken gülüp, "Bunu da sürersek son zamanların en güzel gelini olacaksın." Deyip kızın dudaklarına sürüp yayması için işaret verdikten sonra memnun gülümsemesi ile geri çekildi.

Kız, aynada kendine bakıp görüntüsünden hoşnut kalınca arkasından seslenen abisine döndü. "Alaz hergelesi seninle evleneceği için çok şanslı." Deyip kardeşine sarıldı genç adam. Ayrıldıklarında kızın gözlerinin dolduğunu görünce şakayla kaşlarını çatıp, "En güzel gelinin ağlayıp pandaya dönmesine izin veremem. Hemen o yaşları akıtmadan def ediyorsun." Diyerek yanaklarına öpücük kondurup, iyi olduğuna emin olduktan sonra koltukta didişen yaşlı teyzelerine döndü.

"Önce ben evleneceğim!"

"Hayır ben evleneceğim!" İkiz teyzeleri yaşlarına rağmen evlenememişlerdi ve hala inatla bu konu hakkında didişmekten usanmıyorlardı.

"Hanımlar bu didişmeniz yüzden yıllardır damat adayları kaçtı ama. Hem eğer evlenseydiniz bu gece böyle yakışıklı bir kavalyeniz olmayacaktı." Deyip yanaklarını tek tek sıktı. Odadaki herkes gülmeye başlayınca kadınlarda aynı şekilde karşılık verdiler.

"Kızlar ben çok heyecanlıyım." Günlerdir bugün için bekleyen genç kızın heyecanı tavan yapmıştı. Sakinleşmek için ellerini yelpaze yapıp yüzüne doğru sallıyordu.

"Bizde çok heyecanlıyız. Yılların aşıkları sonunda evleniyor. Kasabanın en gözde çifti sizsiniz, herkeste heyecan var yani." Selen de arkadaşının heyecanına ortak olup duygularını dile getiriyordu. Beliz de aynı şekilde karşılık verirken kapıya Barış gelmiş ve eli ile gelmesini işaret etmişti. Barış hem Beliz'in erkek arkadaşı hem de Alaz'ın sağdıcıydı.

"Hemen geliyorum canım." Diyerek kapıya yöneldi. İrem de dışarıda onları izlerken Beliz'in gülen yüzünün git gide solmasından bir şeylerin kötü gittiğini anlamıştı. Yanında duran Selen'e baktığında, onun da merakla dışarıyı izlediğini gördü. Beliz en sonunda ayrılıp yavaşça içeriye gelirken, genç kız yalnızca korku ile yüzüne bakıyordu.

Beliz'in yüzü hala alabildiğine asıktı ve aldığı haberi arkadaşına nasıl söyleceğini düşünüyordu. Ama eninde sonunda söylemesi gerekiyordu ve o böyle bakarken daha çok zorlanıyordu. Kızın söylemesi için uyarısının ardından kafasını toparlayıp tek seferde söylemeye koyuldu.

"Alaz gitmiş." İrem duyduğu iki kelimeyi idrak etmek için kaşlarını çatıp bekledi. O ufacık iki kelime kafasının duvarlarında yankılanırken ne yapacağını bilemedi. Ne demek gitmişti? Şimdi bırakıp nereye gidebilirdi ki?

"Beliz ne diyorsun sen? Nereye gitmiş?" İrem'in abisi Kerem yerinden hışımla kalkıp olan biteni anlamaya çalıştı.

"Gitmiş işte. Bir adam gelmiş, onunla konuştuktan sonra odasına dönüp eşyalarını toplamaya başlamış. Barışlar napıyorsun diye sorunca da, hayallerim var demiş."

"Bu kadar mı yani! Çocuk oyuncağı mı bu! Başka bir şey söylememiş mi?" Kerem sinirlerine hakim olmaya çalışırken hala anlam veremiyordu.

Sonunda Evde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin