12.Bölüm

2.2K 176 32
                                    

Keyifli Okumalar...

•••••

Genç adam, neredeyse her gün sadece kızı uzaktan izlemek için geldiği dükkana, şimdi onu almaya geldiği için mutluydu. Dün korkarak da olsa bir hamle yapmıştı ve bu işe yaramıştı ona göre.

Gülerek karşı caddeye geçerken, yaşlı kadına selam verip dükkana girdi. Genç kız, saksıda bulunan çiçekleri sularken bir yandan da onlarla konuşuyordu. Bu manzarayı bozmamak adına izledi sessizce.

"Sen neden yapraklarını döktün acaba, aşkım? Acaba yerini mi beğenmedin?" Dedikten sonra eline alıp arkasını döndü. Karşısında bir anda Alaz'ı görmeyi beklemediği için korkarak elindekini yere düşürdü.

"Alaz, ödümü kopardın!"

"Özür dilerim. Niyetim o değildi. Dur ilerleme, ayağına batar parçalar." Dedikten sonra kızı uzaklaştırıp yere eğildi. Kız da aynı anda eğilince aralarında tek nefeslik mesafe kalmıştı.

Genç adam, kokusunu uzun süre sonra bu kadar yakından duyunca ne yapacağını bilemedi. Çok özlemişti...

Genç kızın da durumu farklı değildi. Parfümünü değiştirmiş olsa da hala aynı kokuyu alabiliyordu. Alaz'ın hızla toparlandığını görünce kendine gelerek ayaklandı.

"Şey, süpürge var mı? Bu elle olmayacak." Alaz, kafasını utançla kaşırken gözlerini kaçırdı kızdan. İrem de hızla, "Var... Hemen getireyim ben süpürgeyi." Diyerek arka odaya koşar adım ilerledi.

"Kendimi zor tuttum." Sessizce fısıldayarak nefesini verdi güçlükle. Daha sonra, kızın elinden süpürgeyi itiraz ederek alıp temizledi. İşini bitirdikten sonra, "İşin bittiyse çıkalım mı? Okuldan almamız gereken bir prenses var da." Diyerek gülümsedi.

"Bitti, çıkabiliriz"

İkili dükkandan ayrıldıktan sonra, İrem kapıyı kilitleyip onu bekleyen Alaz'ın yanına ilerledi. Arabaya bindikten sonra, güldüğünü belli etmemeye çalıştı genç kız.

"Artık gülebilirsin, İrem. Çatlayacaksın yoksa."

Bunu duyan genç kız kahkahayla güldükten sonra Alaz'a döndü. "Babanın arabasına hala sığamıyorsun."

"Eskiye dair bir tek şu arabayı özlemedim! Hayır bu memlekette uzun insanları düşünen yok mu!" Derken sitemini dile getirdi genç adam.

"Eskiye dair özlediğin şeyler var yani?" Genç kız duyduğu cümle ile ciddileşmişti.

"Şeyler değil... Tek şey." Derken kızın gözlerinin içine baktı. İrem'in gözlerini kaçırmasıyla yola dönüp, okulun önüne park etti.

•••••

"Alaz, bu nasıl?" Defne, girdiği dükkanda çeşit çeşit, daha önce görmediği müzik aletlerinin arasında kaybolurken, Alaz'ın yönlendirmesi ile gitar bölümüne ulaşmıştı. Alaz, onun kendi başına karar verebilmesi için susuyor, sadece o soru sorduğu zaman fikir veriyordu.

O sırada İrem, onların birlikte zaman geçirmelerini sessizce izliyordu. Alaz'ın beklediğinden daha özverili olduğunu gördükçe içi bir miktar da olsa rahatlıyordu.

"O senin ellerine büyük gelir, prenses. Bence şimdilik küçük olanlardan başlayalım." Dedikten sonra üst rafta olan, kırmızı gitarı aldı eline.

"Vay canına, Alaz sen bir numarasın!" Derken gitara büyülenmişçesine bakıyordu.

"Ee alıyor muyuz?"

Sonunda Evde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin