17.Bölüm

1.9K 183 48
                                    

Biraz beklettikten sonra yarım da olsa toparlanmış bir ruh hali ile tekrar aranızdayım. Yazarken az biraz tıkanıklık yaşasam da bölümü tamamlayıp beğeninize sunabildim. Umarım beğenirsiniz. Ayrıca tıkanıklık yaşamamak için satır aralarında bol yorum bekliyorum. Bu görmek istediğiniz sahneler olur, beğenmediğiniz noktalar olur... Aklınıza ne gelirse. Sizlerle konuşmak bana iyi geliyor. Diğer bölüme kadar kendinize iyi bakın.

Keyifli Okumalar...

•••••

Çiftin eve dönmelerinin ardından kızları Alaz'ın evinde olduğu için ilk olarak oraya gittiler. Kapıyı çalmaları ile Defne'nin "Annemle babam geldi!" Diyerek bağırması ve ardından koştuğunu belirten seslerin gelmesi bir oldu.

Kapıyı sırıtarak açtı ve halihazırda diz çöküp ona sarılmasını bekleyen babasını görünce boynuna atladı.

Alaz, kızının kokusunu içine çekerken, "İşte şimdi evimdeyim." Dedi ve kendisini öpmeye başlayan kızını kucaklayarak ayağa kalktı.

İkilinin halini gülerek izleyen İrem, gülümsemesini bastırmaya çalışarak ciddileşti. "Ee, anneye öpücük yok mu?"

"Senin öpücüğünü evde de verebilirim ama babamla her zaman beraber olamıyorum." Derken istemsizce yüzünü düşürdü.

Bunun üzerine ikisi de sessiz kalırken, Mehmet Bey de kapıya gelip onları içeriye davet etti. Defne hemen derdini unutup dedesi ile yaptıklarını babasına anlatırken şekilden şekile giriyordu suratı.

"Siz neler yaptınız?" Dedi ve merakla ikiliye bakmaya başladı.

"Bebeğim şu an ikimiz de çok yorgunuz. Bence baban biraz dinlendikten sonra akşama bize gelsin sana uzun uzun anlatalım olur mu?"

"Aa olur olur. Yeter ki babam gelsin de." Dedikten sonra babasına son kez sarılıp, "Hadi babacım sen biraz uyu. Akşam için sana kendi ellerimle yemek hazırlayacağım." Dedi.

"İşte buna hayır diyemem prenses." Dedikten sonra İrem ve kızının ayaklanması ile onları geçirmek üzere peşlerinden ilerledi.

Defne, kapıya çıktıktan sonra karşı sokakta bisiklet binen arkadaşlarını görünce kendi bisikletini de alıp yanlarına koştu.

İrem kızının haline gülüp, "Çok uzaklaşmayın annecim! Yemeğe kadar evde ol!" Diye seslendikten sonra kendisine bakan Alaz'a döndü.

"Akşam görüşürüz o zaman." Dedikten sonra arkasını döndü.

"Hey, nereye?"

"Eve, Alaz. Hani konuştuk ya."

"Onu demiyorum." Dedikten sonra çarpıkça gülümseyerek aradaki mesafeyi kapattı. "Öpücük vermeden mi gideceksin?"

İrem, bir adım geriye gittikten sonra, "Fazla alışma istersen." Dedi.

"O kadar kolay değil diyorsun?"

"Aynen öyle canım. Akşamı unutma." Dedikten sonra arkasını döndü ve ilerlerken gülmeye başladı.

Alaz, kızın arkasından bakarken, "Ah, güzelim ah. Kolay olmayacak ama bunu hakettim zaten." Dedi ve kafasını kaşıyarak eve girdi.

•••••

Alaz, akşam yemeği için İrem'in evine gittikten sonra keyifli bir yemek geçirmişlerdi. Kerem'in iş için evde olmaması herkes için en sağlıklısıydı. Yemekte yaptıklarını ve gezdikleri yerleri anlattıktan sonra Defne'nin, Alaz'ı çekiştirerek odasına götürmesi ile yemek sonlanmıştı.

Sonunda Evde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin