25.Bölüm

2K 177 45
                                    

Keyifli Okumalar...

Bölümün anlamlı şarkısı: Naz Ölçal - Tek Nefes

(Bölümde İrem'in kafasından geçen her şeyi şarkıda özetleyen bir şarkı, dinlemenizi şiddetle öneriyorum.)

•••••

Alaz, tüm kırgınlığı ile sakinleşmek için gözden uzaklaştığında İrem'in içine pişmanlık daha fazla işlemişti. Kendine geldikten sonra ne kadar ararsa arasın ulaşamayınca çareyi eve gitmekte buldu.

Sabah geldiğinde konuşup, ne olursa olsun kendini affettirmeye and içti. Eve ulaştığında kızı babasını sorunca, "Çok acil işi çıktı babanın. Ama yarın geleceğini ve seni uyandıracağını söyledi, bebeğim." Deyince kız bir nebze olsun rahatladıktan sonra kendisi de rahat bir nefes aldı.

Gece çöktükten sonra tekrar aramaya çalıştı ancak telefon komple kapanmıştı. Uyuyamayıp kendini nasıl affettirebileceğini düşündü tüm gece. Söylediklerini sakin kafayla düşününce onu gerçekten fazlası ile kırdığını anladı.

Geldiğinden beri kendisini affettirmeye çalışmıştı. Güvenini tekrar kazanmak için kendinden beklenmeyecek bir performans göstermişti. Üstelik kendi ve kızını ne kadar sevdiği ortadayken, ona evcilik oynuyorsun demek cidden ağır olmuştu. Bunu biliyordu.

O başında söylemişti zaten kendisine. Belki asla eskisi gibi güven duyamazsın ama seni asla aldatmayacağımı biliyorsun demişti. Ve o an kendisi de öyle bir şeyin olmayacağını biliyordu.

Güven kazanmak için kendisine dokunmaya bile çekiniyordu. Uzun uzun düşününce gizli iş çevirmesi haklı geldi ona. Sonuçta hangi erkek evlenme teklifi ederken, sevdiği kadına haber verirdi ki? Özellikle yan yana yaşıyorsa, illa ki yalan söylemek zorunda kalacaktı.

Pişmanlığı onu utandırdıkça içi daha çok acıdı. Uyuyamayacağını anlayınca kızının yanına gidip ona sarıldı. Tıpkı sekiz senedir onu her özlediğinde olduğu gibi, ondan bir parça olan kızına sarıldı.

•••••

Sabah olmuştu. Alaz, tüm gece deniz kenarında oturup içindeki kırgınlığı atmaya çalışmıştı. Ama bir türlü başaramamıştı. Eskisi kadar güvenemeyeceğini zaten biliyordu. Ama sözleri fazlası ile ağırdı. İçinde kocaman bir kaya vardı ve milim kıpırdatamıyordu.

İçime bu kayayı koyanın, kendisin çıkarması gerekir diye düşünüp oturduğu banktan kalktıktan sonra, ılımlı olmaya karar verip eve gitmek üzere yola çıktı.

Arabayı park ettiğinde telefonu cebinden çıkardı. Tam otuz beş cevapsız arama ve yirmi iki mesaj görünce adımlarını daha da hızlandırmak istedi. Mahalleye girdiğinde kalabalığı görünce endişelenip aralarına daldı.

Kalabalık grup kavga halinde birbirlerine girmek üzereydi. Çekip gitmek istedi ama arkasından bastıranlar yüzünden aralarından çıkamadı. Bu kez taraflardan birini tanıyınca sakinleştirmek için yanına ilerledi.

Çocuğun omzuna dokundu kardeşçe. "Yağız, derdiniz ne oğlum sizin?"

Çocuk, Alaz'a döndü. "Bu şerefsizler kardeşimi taciz etmeye çalışmışlar abi." Deyince Alaz'da sinirlerine hakim olmaya çalıştı.

Karşı taraftaki, buralardan olmadığı belli olan çocuğa döndü. "İsmin ne senin delikanlı?"

"Seni ilgilendirmez. Zengin bebelerini çizmeyelim burada!" Deyip cebinden bıçağını çıkarınca Alaz, kendisine sabır dileyip tekrar Yağız'a döndü.

Sonunda Evde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin