22.Bölüm

1.9K 162 34
                                    

Keyifli Okumalar...

•••••

Akşam yemeği yendikten sonra ailecek yürüyüşe çıktılar. Defne, bisikleti ile önden ilerlerken çiftimiz el ele hafif esintinin tadını çıkarıyorlardı. Alaz'ın telefonunun çalması ile durakladılar.

"Efendim, Bora?" İrem kim diye kaş göz yapınca Alaz, Bora'nın ismini vurgulayarak söylemişti.

"Ben evde değildim ki." Dedikten sonra Bora neredesin diye sorunca, "Uzun hikaye. Eşinle beraber mi geldin sen?"

Karşı taraftan evet cevabı alınca, "Tamam, biz de yürüyüşe çıkmıştık. Sahildeki kafede buluşalım." Dedikten sonra konuşmayı sonlandırıp kendisine merakla bakan sevgilisine baktı.

"Bora, ailesi ile beraber gelmiş. Beni evde bulamayınca da meraklanmış işte."

"Neden merak etmiş ki?"

"Buraya gelmem baya olaylı oluştu da." Dedikten sonra sinsice gülüp yürümeye devam etti. İrem arkasında ne oldu diye dolansa da daha çok gülüp onu gıcık etmeye devam etti.

•••••

Bora'nın oğlu ve Defne yine birbirlerini bulunca ailelerini bırakıp sokaktaki diğer çocuklarla oynamak üzere yanlarından ayrıldırlar. Alaz, arkadaşlarını sevgilisi ile tanıştırdıktan sonra koyu bir sohbete daldılar.

"Hiç sorma İrem. Bu kadar senedir tam bir gerizekalıydı. Kırk yılda bir de olsa aklı çalıştı işte." Bora, Alaz'ın eve dönüşünü anlatırken son kısmında Alaz hariç herkes gülüyordu.

"Çok eğlendiniz bakıyorum. Sinem hala deli gibi arıyor, onunla uğraşınca bu kadar komik olunmuyor."

"Sinem kim?" İrem bir anda gülümsemesini silip kıskanmaya başlamıştı.

"Sinem, Alaz'ın reklamcısı. Benim yakın arkadaşım olur İremcim. Kırklı yaşlarında bir bayan." Bu kez Bora'nın eşi, İrem'in kıskandığını anlayıp olaya el atmıştı.

Aldığı cevapla rahatlayan İrem, Alaz'ın korkulu bakışlarını görünce yanağından öpüp tekrar konuşmaya geri döndü.

"Seni ilk kez görmeme rağmen kırk yıldır tanıyor gibiyim. Alaz o kadar çok bahsetti ki."

Bora, bıyık altından gülerek eşine döndü. "Tabii sarhoşken."

"Hiç ayık gezdiğini gördün mü hayatım?"

"Aa, Meltem siz buraya beni batırmaya mı geldiniz? Biraz iyi bahsetsenize." Derken gülerek İrem'i gözleri ile işaret etti.

"Tamam demedik bir şey. Ama o kadar kötü şeyin arasında neredeyse tüm servetini çocukların eğitimi için harcaman en önemlisiydi."

"Sen bağış mı yapıyordun?" İrem gülümseyerek Alaz'a döndüğünde Alaz tebessüm ederek kafasını salladı.

O sırada Defne ve Bora'nın oğlu Efe koşarak yanlarına geldiler. "Baba bizim canımız dondurma yemek istedi."

"Emrin olur prensesim. Sana çikolata ve damla sakızlı." Kızının en sevdiklerini söyledikten sonra, "Sen neli yersin paşa?" Diyerek Efe'ye döndü.

"Alaz amca, hala ezberleyemedin... Ben senin gibi ne bulsam yerim." Dedikten sonra gözlerini devirdi.

"Aldın mı cevabını?" Bora da arkadaşına takıldıktan sonra Defne'yi İrem'in kucağına bırakıp dondurmaları almaya gitti.

Sonunda Evde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin