11 / GECE'NİN GÖZLERİNDEN

350 129 49
                                    

Bu bölümde bir farklılık yapıp sizleri Gece'nin duygu dünyası ile baş başa bırakıyorum...

Yıldızı unutmayın lütfen 🙏

Keyifli okumalar ☺️☺️☺️

GECE' den

Birlikte arabalardan indik ve sokak sokak gezmeye başladık . Ah İpek ah. Hep senin yüzünden bunlar. Şu hayatta en nefret ettiğim insanlarla birlikte olmamı sağladınya ...

Yavaş yavaş ilerliyorduk. Bu kızdan ve ailesinden nefret ediyordum. Bana yaptıklarından nefret ediyordum. Hayatımı , hayatımızı mahvetmelerinden nefret ediyordum...

Bir sorun vardı aslında. Ben bu kızdan ve ailesinden nefret ederken bu kız neden çok masum duruyordu işlediği günaha göre? Neden yaralı bir ceylan gibi ürkekti bakışları? Gözleri... Ah o gözleri... Beni ona bağlayan bir şey vardı sanki. Ama ben bir türlü anlam veremiyordum. Ya da saçmalıyordum hepsi bu. Benim içimde büyüyen bir intikam ateşi vardı. Her gün küçük bir rüzgarla harlanıyordu alevleri .

Ben sadece onun ve ailesinin başına gelecekleri düşünüyor bunun için biraz üzülüyordum galiba. Ama bu haksızlık. O, onlar bize acımamıştı. Babamın hayatını mahveden o kız bana acımamıştı. Ben de acımayacaktım kimseye. Özellikle de o kıza. Sera'ya ...

Şimdilik bu konuları bir rafa kaldırmam lazımdı yine her zamanki gibi. Öfkemi dizginlemeliydim. Dışa yansıtmamalıydım içimdeki öfkemi. Kalbi olmayan insanlar için ben de kalpsiz olmalı ve intikamımı almalıydım. Hepsi bu kadardı işte. Hayatlarını mahvedecektim ben de onların. O kızı mahvedecektim...

Onlar ailecek takılıyorlardı . İpek 'de onlara ayak uyduruyordu. Onlara alışamaması lazımdı . Ablamdan sonra bir de onu kaybedemezdim. Buna gücüm yetmezdi. O benim kardeşim gibiydi. Yalnızlığımı anlayan bir tek o vardı hayatımda. Beni anlayan ve yargılamayan bir o vardı...

Uzun bir yürüyüşün ardından durduk. Önümüzde sokak çalgısı vardı. Sera Hanım (!) burda durmak istedi bir çocuk gibi. Neymiş burda durup onları dinlemek istiyormuş. Aman ne kadar güzel (!) . Tabi ki ailesinin prensesi yine istediğini elde etti. Biz de el mahkum durduk burada. Peşlerinde kendimi kuyruk gibi hissediyordum. Beni tanımamaları işime geldi. Geçmişin acısını taşıyordum bu çocuk yüreğimde. Hep bir burukluk vardı geçmişe dair içimde...

Uzun bir süre sadece durduk ve onları dinledik. Ben sadece odaklanmıştım ve Sera' yı seyrediyordum. Onu anlamaya çalışıp ona göre davranmalıydım. Bunun için sadece onu seyretmem yeterli değildi. Ona yakın olmam lazımdı. Bunu da İpek sayesinde başaracaktım. Şimdiden güvenini kazanmış bulunuyorduk . Bana karşı çekingen davranıyordu çünkü ilk başta ona davranış şeklim onu korkutmuştu. Bu yüzden de benden çekiniyordu. Ama bu biraz olsun azalmış olmalıydı çünkü ben düşmanıma kalbimi açmıştım. Onca zaman içimde tuttuklarımı ona anlatmıştım. Bunu neden yaptığımı bilmiyorum bile. Sadece birikmişliklerimi gün yüzüne çıkarmıştım galiba.

Sera daha fazla dayanamadı ve babasının elini tuttu.

"Baba dans edelim lütfen. "

"Sera ciddi misin? "

"Evet, ne olur baba dans edelim. Lütfen lütfen..."

"Tamam meleğim, tamam."

Ne saçma bir kızdı bu. Bu yaşta ne dansıydı şimdi. Hem de çocuk gibi.

Babasıyla dans etmeye başladı şarkıya uyarak. Sadece odaklandım ve onları seyretmeye başladım. Ya da sadece Sera'yı.

O kadar odaklanmıştı ki yaptığı dansa. Kimseyi umursamıyordu. Kendi gibiydi adeta. Saf ve temiz. Ama o bu kadar ne saftı ne de temiz. Onun içi kap karanlıktı. O bir balçığa bulanmıştı ve etrafındakileri mahvetmekten başka bir şey yapmıyordu. Beni de o balçığa çekmişti. Kendi gibi kararmıştı beni. Yüreğimdeki çocuğu, soğuk bir bıçakla deşmişti, katletmişti.

SMERALDO +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin