"Selam."
"Selam Alexander."
Magnus kapıdan çekilip Alec'e yer açtığında Alec hızlıca içeriye girmişti. Burada olmayı nedensizce istiyordu şu an.
"Geç bakalım, anlatacak şeylerin var gibi."
Magnus Alec'in yanından geçerken Alec de peşinden yürümeye başlamıştı.
"Evet aslında var." Deyip Magnus'un koltuklarından birisine oturdu. "Tabii dinlersen var."
"Seni dinlemeyi seviyorum Alec, o yüzden devam et."
Alec bardaki olayları ve devamında gelişen her şeyi detaylıca Magnus'a anlatmıştı. Magnus ise nedenini bilmediği üstün bir dikkatle onun her sözünü dinledi.
"Anlıyorum Alexander, kötü bir olay yaşamışsın ama yaptığın davranış takdire şayan. Bu konuda senin arkanda durmaya hazırım."
"Ben sadece... birilerine anlatmak istemiştim."
"Çok iyi yapmışsın, sana destek olacağım. Avukatımı senin davana bakması için yönlendireceğim. İnan bana ülkenin en iyi avukatlarından birisidir."
"Hey ben... parasını karşılayamam." Dediğinde Magnus alaycı bir şekilde gülmüştü.
"Sence senden para mı isteyeceğim?"
"Karşılığını almadan bunu yapacak mısın yani?"
Alec şaşkındı. Kimse ona şu ama kadar karşılıksız bir şey yapmamıştı.
"Benimle çalışıyorsun, bir şekilde senin işverenin konumuna geldim. Bunu yapmayı seve seve kabul edeceğimi bilmelisin. Ayrıca yüzde yüz haklı olduğun bir konuda tabii ki yanında olacağım."
Magnus ayaklanıp yandaki içki tezgahına ilerlerken Alec'in yüzüne bir gülümseme yayılmıştı.
"Teşekkür ederim."
"Önemli değil, içki ister misin?"
"Çok iyi olur, sert bir şeyler içmek istiyorum şu an."
Magnus ikisine de birer viski doldururken Alec kendini biraz daha rahatlamış hissetmişti.
"Modellikten bir süre para almam, o şekilde ödeşiriz."
"Alec, sorun değil dediğimi hatırlıyorum. Hem paraya da ihtiyacın olacak, artık burası hariç çalışabileceğin bir yer kalmamış çünkü."
Alec bu üzücü duruma kafa sallamakla yetinmişti. Ne ara bu hale geldiğini kendisi de bilmiyordu.
Sonrasında Magnus'un ona uzattığı içkiyi elinden alıp arkasına yaslandı.
"Benden daha önce yardım istemen gerekiyordu Alec. Yani beni arayabilirdin ve bu olayı anlatabilirdin."
"Açık olacağım Magnus." Dedi Alec içkinin bardağını biraz çalkalayıp oyalanarak. "Bana karşı o şekilde tavır sergilediğin zaman, yani bir süre görüşmeyelim tavrı, aramızdaki her ilişkinin tamamen bittiğini düşünmüştüm. Ki bence bitmişti, yani bitirmiştin. Neden beni tekrar çağırdığın konusunda bir fikrim yok, merak da ediyorum aslında ama sorgulamayacağım çünkü bu işe ihtiyacım var."
Magnus, Alec'in bu açık sözlü tavrı karşısında ufak çaplı bir şok yaşamış olsa da gülümsemesi geç olmamıştı.
"Bu yönünü seviyorum, düşündüğünü anında söylüyorsun. Evet aslında o gün ilişkimizi tamamen bitirmek yönünde bir şey yapmıştım ama sonra fark ettim ki.... seninle çalışmak bana ilham veriyor."
Magnus oturduğu koltuktan kalkıp Alec'in yanına geldi ve onun yanına oturdu. İşaret parmağını Alec'in yüzüne koyduğu zaman Alec bir süre onun eline bakmıştı. "Yüzün Alec, çok hoş ve karakteristik bir yüz yapın var. Ama bunun ötesinde içinde gerçekten iyi bir insan taşıyorsun. Sanırım senin tavrından etkilendim ve bu da resimlerime yansıyor."
"Olabilir." Dedi Alec Magnus'un elini çekmesini beklerken.
"Ve bir de, bu seni korkutmasın ama, senle tanışmadan önce seni rüyalarımda görüyordum. Başta beni korkutmuştu ama geçen zamanlarda düşündüm ve hafızamı zorladım. Seninle daha önce de karşılaşmıştık."
Alec birkaç saniye düşündü ama nerede karşılaştıkları konusunda bir fikri yoktu.
"Bardaydık ve ben ayyaşlar kadar içmiştim. Tek hatırladığım gerçekten güzel yüze sahip bir adamın beni oradan çekip çıkarması ve taksiye götürmesiydi. O kişi sendin Alec. Işıklar yüzüne parladığı için aklımda sadece o görüntün kalmış."
"Olabilir, sürekli barlardaki kişileri taksiye taşıdığım olmuştur. Sana denk geldiğimi hatırlayamadım çünkü çok fazla incelememişimdir."
"İnceleseydin..." dedi Magnus Alec'e gereğinden fazla yaklaşarak. "Bu yüzü asla unutmazdın."
Egoist tavırla söylediği şeyden sonra birkaç saniye ikisi de sessiz kalmışlardı. Aralarında kesinlikle inkar edemedikleri bir çekim vardı.
Ve sanırım bu çekime yenilmeleri an meselesiydi.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You're art
FanfictionMagnus çizimleri çok satan ünlü bir ressamdır. Ve bu aralar sürekli kehribar gözlü, kuzguni renkli bir gencin portresini çizmeye kendini kaptırmışken o gencin bir sergisinde karşısına çıkacağını nereden bilebilirdi ki... *Kısa bir hikayedir*