Sana varlıklı bir ailenin tek kızıdır. Üniversiteyi bitirmiş, sadece hayır işleriyle ilgilenen, kendi halindeki Sana'nın hayatı babasının ve halasının onun için uygun gördüğü Jungkook ile evlenmeye karar vermesiyle değişecektir.
"25 yaşındayım, be...
Onu geç aldığım için bana kızgın görünmüyordu, aksine yüzünde hafif bir tebessüm vardı.
-Çok bekletmedim umarım.
+Yoo sıkıntı değil.
Camdan, dışarı gülümseyen yansımasını gördüm. Çok saçma biliyordum ama beni bu denli kıskanmıyor oluşuna bozuluyordum.
Nemli saçlarımı ellerimle karıştırdım, duş aldığımı farketsin istiyordum. Bana bakmadan konuştu.
+Duş almışsın...Sevindim.
Sevinmen değil kıskanman gerekiyordu!
-Eee sen neler yaptın? Sıkılmadın umarım. Yoksa bir arkadaşınla mı buluştun?
Sana'nın yakın arkadaşı var mıydı bilmiyordum, Amerika'da bir arkadaş grubu vardı ama Kore'de ortaokulda da lisede de yalnız gezerdi. Gülümseyerek cevap verdi.
+Aslında baştan yalnızdım ama orada Taehyung'la karşılaştık.
Beni kıskansın isterken, kendimi beni ele geçiren kıskançlık duygusuyla boğuşur halde bulmuştum ama belli etmeyecektim.
-Aaa ne yapıyormuş orda?
+Hiiç... O da yalnız gelmiş, oturuyormuş.
Tabii yalnız geldim demiştir. Ah hyung, demek Rose'nin arkadaşını Sana için ektin... Uzak dur dedikçe kafayı resmen kıza taktı, umursamıyor gibi davranarak konuşmaya devam ettim:
-Taehyung yalnız gezmez aslında, geziyorsa da kolay kolay eve yalnız dönmez. Çocuğun kısmetini kapatmışsın...
Damarına basmak istiyordum.
-Ah Sana-shi erkek tercihlerin hep yanlış. Namjoon'dan da adam olmaz, o da seni yedekte tutuyor, farkındasın, değil mi?
Gülümsemesi yüzünden silinmişti, elindeki peçeteyi parçalamaya başlamıştı. Eve geldiğimizde arabadan beni beklemeden indi, kapıyı sertçe kapatmıştı.
-Sana!!! Hey!!! Kapıya dikkat et!
Arkasından koşarak eve girdim.Doğruca yatak odasına giden Sana, giyinme odasına geçmeye lüzum görmeden üzerindeki kazağı fırlatmakla meşguldü. Üzerinde yarı transparan siyah sütyenine bakmamaya çalışıyordum. Gözlerini bana dikmişti. Bense karşısında yutkunuyordum, pantolonumdaki kabarıklığı farketmemesini umarak...
Birden tedirgin olarak gözlerini benden kaçırdı, giyinme odasına ilerledi. Onu takip ettim ancak kapıyı yüzüme kapattı.
Nasıl bir oyun oynuyordu benimle?
Sana POV
Arabaya bindiğimde aslında keyfim yerindeydi ama Jungkook ısrarla beni sinir etmek ister gibiydi, eli sürekli ıslak saçlarındaydı, burnuma çilekli bir şampuan kokusu geliyordu saçlarını karıştırdıkça. Kız arkadaşının şampuanı olmalı diye düşündüm.
Taehyung'un adını duyunca gerilmişti, bana her seferinde sataşmadan önce yaptığı o hareketi yine yaptı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
