Sana POV
Geçen son bir kaç aydır babamın rahatsızlığı gittikçe ağırlaşmıştı, bu dönemde sık sık babamın yanında kalmaya başlamıştım.
Mrs Jeon'un tedavisine de ara verilmişti, kan değerleri çok düşmüş, iyice zayıflamıştı. Mr Jeon yurtdışında başka hastanelerle ve doktorlarla iletişim halindeydi, İngiltere'de tedaviye devam etme kararı almışlardı, biraz bünyesi dinlendikten sonra gideceklerdi.
Jungkook ise evde değil daha çok sevgilisinin yanında durmaya başlamıştı. Aynı şirkette çalışıyorduk güya, bulunduğu ortamlara girmiyor, gerekmedikçe karşılaşmamaya özen gösteriyordum. Yanında sürekli "asistanı" vardı, yapışık ikizler gibi geziyorlardı.
İnsanlar bu konuda şüpheleniyor mu bilmiyordum, çünkü hemen hemen tüm yöneticiler asistanlarıyla bu kadar yakınlardı. Dışarıdan bakınca bir şey belli olmadığı sürece benim için sorun olmamalıydı.
Ama sinir oluyordum.
Kız resmen bana üstünlük taslıyordu. O bakışlarındaki kibri görebiliyordum.
Uzaktan onları her gördüğümde yönümü değiştirip kaçıyordum bu yüzden. Kendi şirketimde bu kadar ezilmem gururumu incitiyordu.
Bu saçma duruma ne kadar katlanacaktım.
Şirketin yanındaki kahve dükkanına gidiyordum, içeri girdiğimde Rose ve Jungkook'u görmemle arkamı dönüp çıkmam bir olmuştu.
Birden bir el hafifçe dokunarak beni durdurdu:
-Miss Lee, pardon Mrs Jeon!
+Ah merhaba Miss Yoo değil mi?
-Evet, Yoo Jeongyeon. Nasılsınız? Kahve içer misiniz? Sizinle konuşmam gereken bir durum var.
İnsan Kaynaklarında yönetici olarak çalışan Miss Yoo'yu az da olsa tanıyordum, boş muhabbetlere katılmayan, mesafeli bir kadındı. Jungkook ve Rose'ye baktıktan sonra bana döndü:
-Biraz ileride yeni bir kahve dükkanı açıldı, isterseniz oraya gidelim, çok güzel macaronları olduğunu duydum. Tabii eğer vaktiniz varsa?
+Çok sevinirim.
Biraz yürüdükten sonra kahve dükkanına gelmiştik:
-Bir iced Americano, siz Miss Lee?
+Soya sütlü Latte.
-Kusura bakmayın alışamadım sürekli Miss Lee diyorum.
+Önemli değil Sana da diyebilirsiniz.
-Babanız nasıl? Umarım daha iyilerdir.
+İyi olacak diye umuyoruz.
Bir süre havadan sudan konuştuktan sonra Jeongyeon söze girdi:
-Bunu nasıl demeliyim bilmiyorum, haddime mi onu da bilmiyorum...Sizi çok tanımıyorum, ama duruşunuzu, yaptığınız işleri çok beğeniyorum. Beni yanlış anlamayacağınızı varsayarak... Gerçekten bunu söylemek çok zor...
+Buyrun Jeongyeon-ssi, ben sizi yanlış anlamam.
-Biliyorsunuz ben İK departmanındayım, yeni alınan yönetici asistanı, referansla alındı biliyorsunuz.
Yüzüm yanmaya başlamıştı, kızı durdurmalı mıydım yoksa konuşmasına izin vermeli miydim bilmiyordum, devam etti
-Ben onun doğru bir tercih olduğundan emin değilim, bu şirket sizin, lütfen ama lütfen gözlemleyin, eğer içinize siniyorsa devam etsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Planlanmış Evlilik (J.J.K. x Sana) SAKOOK
Hayran KurguSana varlıklı bir ailenin tek kızıdır. Üniversiteyi bitirmiş, sadece hayır işleriyle ilgilenen, kendi halindeki Sana'nın hayatı babasının ve halasının onun için uygun gördüğü Jungkook ile evlenmeye karar vermesiyle değişecektir. "25 yaşındayım, be...