Sana POVErtesi gün sabah güzellik salonunda randevum olduğu için neredeyse öğle saatlerinde işe gidebildim. Öğle vakti benim gecikmemden dolayı normalde daha erken saatte yapılmış olması gereken bir toplantıyla geçmişti, öğle yemeğini geçiştirmiştim.
Lavaboya girdiğimde benden hemen sonra giren, seslerini tanıdığım iki kız içeri girmişti.
-Saçları ve tırnaklarıyla uğraşacağına azıcık erken kalkıp gelseydi insan gibi öğle yemeğine gidebilecektik. Yemek bitmiştir değil mi?
+Bitmiştir, saat neredeyse üç oluyor. Hiç dışarıda ekstradan yemeğe para verecek değilim, maddi olarak göçmüş durumdayım. Ne zannediyor ki? Tırnaklarına taş taktırdığı zaman kocası asistanıyla aldatmayı bırakıp ona mı bakacak.
Sesimi çıkarmamaya çalışarak tırnaklarıma baktım, nude renklerinde olan tırnaklarımın sadece ikisinde swarovski taş vardı, o da salondaki kadının ısrarıyla olmuştu, sökmeye çalıştım.
-Acıyorum kıza, o kadar zengin ol, o kadar yakışıklı kocan olsun ama adam seni kadın yerine koymasın. Rose'nin anlattıklarını biliyorsun...
+Ya kimse yok burada değil mi? Çok tehlikeli şeyler konuşuyoruz.
Tedirgin olarak ayaklarımı havaya kaldırdım. Aşağıdan bakacak olurlarsa beni görsünler istemiyordum.
-Rose de bir sürü şey anlattı ama acaba kaçı doğru, sonuçta onu da attılar.
+İyi de kıza cafe açıyormuş, bu patronun kızı ağlamasın diye istifa ettirmiş ama ona cafe açıyor ve nehir manzaralı residans tuttu.
-Şaka yapıyorsun!! Oha yalnız biz ay sonunu zor getirelim patronun altına yatanlar nehir manzaralı rezidanslarda oturup cafe açsın.
+Valla ne yalan söyleyim öyle patronla yatmak için bana daire almasına gerek yok. Her şekilde yanii!
-Ay evet üstüne para veririm orası ayrı, aşırı iyi değil mi?!
Birden burnum kaşınmaya başlamıştı, hayır, hayır , lütfen....
"Hapşu!!!!"
-Kim var orada?
Kapının kilidini yavaşça açarak dışarı çıktığımda iki kızın da ağzı bir karış açılmış şekilde bana bakıyorlardı:
-Joee-sii, Taeha-sii, merhaba!
Kafamla hafif selam vererek elimi yıkamak için ilerledim. İkisi de bir şey söylemiyordu.
-(Tırnaklarıma bakarak) Şu taşları çıkarsam iyi olacak sanırım. Yemekhaneyi arıyorum, size yiyecek bir şeyler hazırlasınlar.
Ofise geçtiğimde ikisi de yanıma gelerek özür dilemeye başladılar. İşten atılmalarını istemiyordum ama iş yerinde dedikodu iş etiği kuralları ihlali demekti. Onları şimdilik görmezden gelmek istiyordum, konuyla ilgili insan kaynaklarından Yoo Jeongyeon ile görüşecektim.
O sırada kata Jungkook geldi, iki kız da başlarını öne eğerek ellerinden geldiğince eğilerek selam vererek kaçtılar.
-Selam Sana, noldu? Çalışanlarını azarlamış gibi görünüyorsun, senden hiç beklemezdim.
Söylediği cümleyi duymazdan gelerek önümdeki bilgisayarla oyalanmaya devam ettim.
-Hey Sana! Benimle konuşmayacak mısın? Bu arada çok güzel olmuşsun. Yoksa bugün buluşmamız var diye mi böylesin?
+Ne var ki halimde? Hoş, insanlar boşuna uğraştığımı eşimin bana bakmak yerine sevgilisine cafe açmakla uğraştını söylüyor...
-Ne?!!! Kim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Planlanmış Evlilik (J.J.K. x Sana) SAKOOK
Hayran KurguSana varlıklı bir ailenin tek kızıdır. Üniversiteyi bitirmiş, sadece hayır işleriyle ilgilenen, kendi halindeki Sana'nın hayatı babasının ve halasının onun için uygun gördüğü Jungkook ile evlenmeye karar vermesiyle değişecektir. "25 yaşındayım, be...