Sana varlıklı bir ailenin tek kızıdır. Üniversiteyi bitirmiş, sadece hayır işleriyle ilgilenen, kendi halindeki Sana'nın hayatı babasının ve halasının onun için uygun gördüğü Jungkook ile evlenmeye karar vermesiyle değişecektir.
"25 yaşındayım, be...
Rose'nin evinde film izliyorduk. Rose bekar gibiydi, ben de farklı sayılmazdım. Namjoon'a trip atmıştım ama mesaj göründü olmamıştı henüz, gözlerim sürekli telefondaydı. Birden ekran aydınlandı
Bilinmeyen numara:
Jisoo? Konuşabilir miyiz?
Yine mi o "Çinli Prens" diye söylenerek mesajı incelemeye başladım, ama Korece mesaj atmamıştı bundan önce, herhalde yeni bir yöntem deniyor diye düşünerek numarayı engelledim ve filmi izlemeye geri döndüm.
Bir süre sonra Rose mesajlaşmaya başlamıştı. Yüzünde kocaman bir gülümseme sürekli yazışıyordu.
+Hayır, hayır, Taehyung, kafeyle ilgili bir kaç şey yolladı bir de yarın cafeye gidelim tadilat başlamadan önce bir görelim diyor.
Yüzümü ekşittim, gerizekalı, kibirli herif. Kendini ne zannediyordu ki.
+Şey diyor, arkadaşın da gelsin, başka birinden fikir alalım. Yarın müsait misin?
-Değilim.
+Tamam değilmiş diyorum o zaman.
-Çok biliyor o başka görüşlere ne gerek var, beni karıştırmayın.
+Siz bir şey mi yaşadınız kuzum? "Arkadaşın yanında mı?" yazdı şimdi.
-Yok ya ne yaşayacağım.
+Evet, yani o gün açıkcası sen yokmuşsun gibi davrandı. Asıldı desem değil.
-Saçmalama! Sevmedim enerjisini.
+Tamam anladım. Ama bu kafe işinde onunla birlikteyim, alışsan iyi edersin.
Rose telefonunu kenara fırlatmış, içeri geçmişti
-Hey Rose!! Gel devam etmiyor muyuz? Ben devam ediyorum.
Bir süre sonra üzerinde kısa spor bir elbiseyle gelmişti Rose. Saçlarını yana atarak girişte duran aynada kendine çeki düzen veriyordu.
-Rose napıyorsun?
+Taehyung kahve içmeye geliyor, az önce konumu attım. Yakınlardaymış.
-Ne?!! Niye demiyorsun. Ben çıkıyorum o zaman.
+E hani bu gece burada kalacaktın? Saçmalama! Senin için geliyor değil ya, hem evde yalnız buluşmam hoş olmaz, sen varsın diye rahat geliyor.
Ayağa su alma bahanesiyle kalktım, kendime aynadan çaktırmadan baktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üzerimde oversized bir hoodie, altımda şort ve peluş ayakkabılar vardı. Tepeden özensizce toplanmış saçlarımı açmalı mıydım? Böyle kalması daha iyi olacaktı, en azından zengin koca avcısı gibi görünmüyordum.
