Sana POV
Aklım yerinde miydi? Biraz önce sevgilisi olan biriyle çıkamayacağımı söylememiş miydim? Neden yarın uygun olduğumu söyledim ki?
Aklım kollarından ayrıldıktan sonra yerine gelmişti. Üzerime alel acele bir tişört, altıma bir tayt giymiştim.
-Bir saniye, Jungkook! Çıkma derken arkadaş gibi değil mi? Sevgilin var bunu açıkça belirttim ayrılmadan olmaz.
+Tamam ben seninle vakit geçirmek istiyorum sadece. Adı ne olursa olsun.
-Peki o zaman. Ben bir kaç parça eşya alıp bizim eve geçiyorum.
+Bizim ev??
-Şey yani, babamların yanına, biliyorsun hasta, hazır annenler yok, aynı evde kalmak zorunda değiliz.
Aslında babamların yanına gitmeyi ne zamandır planlıyordu ama asıl az önce Jungkook'la yaşadığımız andan sonra gitmeyi kafamda kesinleştirdim.
Ona güvenmiyor değildim ama aramız iyice tuhaf olmuştu, biraz mesafe koymak ikimiz için de iyi olacaktı.
Yanıma fazla eşya almayacaktım, gözüme kestirdiğim Gucci travel bag'i alarak içine bir kaç parça eşya attım, cilt ürünlerini ve makyaj malzemelerimi aldım.
Öbür tarafta hem eşyalarım vardı hem de halamla aynı beden giyebiliyorduk, işi büyütmek istemedim.
Jungkook'un üzüldüğünü görebiliyordum ama o da karşı çıkmadı. İkimizin de birbirimiz hakkındaki hislerimiz konusunda yalnız kalıp kafa yormaya ihtiyacı vardı.
+Seni götüreyim mi?
-Hayır, kendi aracımla gideceğim. Gerek yok.
Eşyalarımı topladıktan sonra vedalaşma anı geldi, elimi mi uzatmalıydım, öpmek fazla mı olurdu?
Kollarını bağlamış başka yöne bakıyordu, kırgın gibiydi.
-Görüşürüz, ben çıktım.
Vedayı uzatmamak en güzeli, başımla selam vererek çıktım.
Jungkook POV
Ne zaman yakınlaşsak sonrasında kaçacak yer arıyor. Ben kendi hislerimden emin olduktan sonra onun da benden aynı şekilde hoşlandığını varsaymıştım. Ama ya böyle değilse?
Bu şüpheyi aklımdan uzaklaştırmaya çalışarak içeri geçtim. Bilgisayarı açtım ve oyuna girdim.
Aşk hayatım karmakarışık, Rose ile karmaşık bir durumdayız, onu sevmiyor değilim, ama aşk anlamında değil, üzülmesi, ağlaması fikri canımı sıkıyor. Onun için çok önemli olduğumu biliyorum. Beni mutlu etmek istediğini de... Babamın onay vereceği bir kız değildi hele Sana gibi bir gelin adayı varken.
Taehyung'ı aradım, geçen yaşanan olaydan sonra ilk kez arıyordum.
Yarım saat sonra bize geldi, kış bahçesine geçtik, bu bahaneyle büfeden babamın açmaya kıyamadığı scotchlardan birini getirdim.
-Aramana sevindim. Aramız bozulacak diye çok korkmuştum.
+Haklısın, ben de korktum ama seni suçlamıyorum, sana karşı dürüst olmadım.
-Sana konusunda mı? Ona aşıksın değil mi?
+ Aşk çok büyük bir kelime, anlamını bile tam bilmiyorum.
-Peki ne yapacaksın? Rose'den ayrıldın mı?
+Hayır, ayrılmayı denedim ama tam ayrılamadım.
-Bak Jungkook, aşk ne ben de bilmiyorum, sen beni tanıyorsun. Ama Sana ile ilgili düşünürken, biz Sana ile nasıl olabiliriz diye düşünürken farkettim ki o benim en yakın arkadaşımın eşi, insanlar evliliğinizin sahte olduğunu bilmiyor. Ayrılsanız ben onunla bu ülke sınırlarında evlenemem. En başta kendi ailem beni reddeder, sizin ailenizle ilişkim bozulur. Yine de tüm gemileri yakmaya hazırdım, ki benden hoşlanıp hoşlanmadığını bile bilmediğim halde. Amerika'da ya da Japonya'da sıfırdan bir hayat kurabileceğimi düşündüm.
+Bana neden bunları anlatıyorsun?
-Bak tüm lüksü, dostlukları, bağlantıları geride bırakabilirim dedim. Ama Sana için korktum, onu suçlayacaklar diye...
+(Sinirlerim gittikçe geriliyordu) Neyi ispatlamaya çalışıyorsun?
-Sen bana diyorsun ki sevgilimden ayrılamadım. Ben ailem, işim, ülkem diyorum. Aşık mısın diye sordum ya? Hayır değilsin. Ya da çok korkaksın. Birilerinin kalbini kırmadan mı halletmek istiyorsun bu işi? Üzgünüm kalbi kırılacak!
+Korkağın tekiyim sanırım.
-Jungkook kendine gel ve şu işi hallet.
+Ben işi mahvettim, şöyle ki Rose'ye bir cafe açacağımı söyledim.
-Şaka yapıyorsun!!
+Evet sussun, ağlamasın diye o an.
-Ağlayan kızlara karşı bu zaafiyetini ne yapacağız. Of... Hallederim o işi senin yerine.
+Nasıl?
-Tek kuruş harcamam önce onu söyleyim. Kerizliğinin bedelini kendin öde.
+Ya ben sana para harca mı diyorum?
-Cafe konusunda ben ortak olacağım, araştırırım, Yoongi ile konuşacağım, o biliyorsun bu işte. Sen bu işe adını karıştırmayacaksın. Kıza da az bir hisse vereceğiz.İki gün seninle çıktı diye kendi üzerine önce ev aldırmaya çalıştı şimdi de iş yeri, sevmiyorum o kızı hiç...
+Tamam. Teşekkür ederim.
-Sen de onunla buluşmuyorsun bundan sonra tamam mı? Yani hislerinde eminsen..
+Eminim gerçekten eminim ben Sana ile evli kalmak istiyorum, onu seviyorum.
-Tamam Rose ile ben muhattap olacağım.
Telefon çalmaya başladı.
-Rose mi? Açma, sakın açma artık!
Telefonumu elimden çekerek sessize aldı.
-Bu iyiliğimi de unutma.
Elimdeki bardağı kafama diktim, artık emindim, elimden gelenin en iyisini yapacaktım. Taehyung bardağı elinde çeviriyordu, bir yudum aldı ve yüzünü ekşitti.
-Ya alkolsüz bir şey yok mu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Planlanmış Evlilik (J.J.K. x Sana) SAKOOK
Fiksi PenggemarSana varlıklı bir ailenin tek kızıdır. Üniversiteyi bitirmiş, sadece hayır işleriyle ilgilenen, kendi halindeki Sana'nın hayatı babasının ve halasının onun için uygun gördüğü Jungkook ile evlenmeye karar vermesiyle değişecektir. "25 yaşındayım, be...