Bölüm şarkısı: Lil Happy Lil Sad-Lil Numb
Ölüm nefes ve kursak arasında kalır.
"Henüz kesin olmasa da uzmanlar çok sayıda ölü olduğunu düşünüyor. Araştırmalardan sonra kesinleşecek bilgilere rağmen bunun bir çete içi hesaplaşma olduğu öne sürülüyor."
Televizyonu kapatıp elimdeki kumandayı masanın üzerine fırlatırken keyifliydim. Keyfimin belli bir sebebi olmasa da aklımda dönen tilkilerim karmakarışık yollardan geçiyordu. Hiçbirinin birbirine teması olmadığı gibi gereksiz aceleleri vardı.
Düşüncelerim birbirlerinden kaçıyor, bir galip arıyordu. Kaçarak galibiyet olur muydu oysa ki?
Olurdu. Yıllarca kaçıp, teker teker öldürerek başlamıştım bu işe. Sineye çekilip, güçlenmeyi beklemiştim sabırla. Ve şuan buradaydım.
Çekildiğim inimde ruhumu sözlerim ile perçinleyip, hırçınlayarak saldırıyordum. Tilki gibi sessiz hareketlerimi anlayamadıkları için kudurmuş olmalılardı. Sonuçta 24 yaşındaki bir kız çocuğu yılların tecrübesini yavaş yavaş kazımıştı satırlardan. Kazımaya da devam edecekti.
Altın yaldızlı koltuklarındaki yenilmez güçleri sarsılacaktı. Babam nasıl öldüyse bin misli ile öleceklerdi.
Öldürmediğim insan, ödetmediğim bedel kalmayacaktı.
"Günah böyledir." dedim sakince. Ali'nin gözleri halı desenlerinden ayrılıp bana döndü.
"İşlemekten korkarsın. İlkinde pişman olur, sonra alışırsın. Tatlı gelir günah olan herşey. Yaptıkça yapmak istersin. "
Gri gözlerinin içine diktim bakışlarımı. Ruhunu görmek isterdim karşımdaki adamın.
"Ben öldürdüm. Bir bebeğin çığlıklarını, kafamın içindeki ailenin seslerini bastırabildiğim zaman daha fazlasını istedim. İlk kez tanrının adaleti yanımda olsun, canımı yakanların canını yakayım istedim." Derin bir nefes aldım. Ciğerlerime dolan nefes göğüs kafesimi sızlattı.
"Bu bana yetmezdi Ali. Benim canım yanıp küle dönmedi ki." Sesim bir fısıltıyla dönüştü.Elimi kalbime götürdüm "Gün geçtikçe şuramda alevlendi babamın yokluğu." Elimin sıradaki durağı kafam oldu. "Alevler burayı bile yaktı. Bu acı dinmiyorsa, sesim babama ulaşmıyor, baba dediğimde gözümün önüne beton üzerindeki kan lekeleri geliyorsa aynısını yaşatacaktım. Yaşatıyorum da."
"Sen Karen Canıtez. Sen intikam kelimesinin ete kemiğe bürünmüş halisin."
Güldüm.
"İntikam bu değildir. Ben, ben sadece her öldürdüğüm adamda, içimdeki alevlerin altındaki korları okyanusa fırlatıyorum."
"Yanacaksın Karen. Yaktığın gibi yanacaksın."
Omuzlarımı silktim. Dudaklarımı aralamıştım ki beni susturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRİNİN KATİLİ
Misterio / Suspensoİki ruh birbirini basit bir kazayla bulamazdı. Kırmızının en koyu tonuyla kaplanan ellerim bedenini sarmalarken gözümde endişeli parıltılar dolaşıyordu. Kana bulanmış bedeni bana da kendi rengini sıçratıyordu. Aslında bakarsanız, bu bir tesadüf de...