Multimedia ;Karen
Bölüm şarkısı; bırakma kendiniKEYİFLİ OKUMALAR
Şehvetle karışan hızlı bir gecenin sonunun, duvarları aşınmış bir malzeme deposunda cansız bedenin kan gölüne dönen cesetinin başında cinayet üzerine teori üretmekle biteceğini asla düşünmezdim. Denize bakan odamın yatağında bitebilirdi. Ya da arabanın kaputunda devam edebilirdi. Hiç olmadı yerde bile. Fakat bir ceset başında değil.
Üstüm başım dağınık bir halde aldığım telefon ile buraya gelmiş, daha şehvetin teri alnımdan silinmeden öfkenin ateşi ile kavrulmaya başlamıştım.
Sencer, bir yandan telefonla konuşuyor bir yandan gözlerini uzak tutmaya çalıştığı cesete kaçamak bakışlar atıyordu.
Ali'nin gözleri benim suratımı incelerken onun da benden farklı olmadığını hissediyordum. Saçları darmadağın, kıyafetleri bozulmuş, kaşları çatılmış bir şekilde burada olmak istemediğini.
Ben ise. Ben ise şaşkındım. Kafamı eğdiğim yerde kan havuzuna anlamdıramadığım duygular ile bakıyor, kim olduğunu, ailesini, yaşadıklarını hatırlamaya çalışıyordum.
Yüzükoyun yatan cesetin fal taşı gibi açılmış gözlerine bakarak pişmanlık duyuyordum.
Eğer benimle tanışmış olmasaydı şuan ne yapıyor olacaktı?
Ailesi ile yediği güzel bir yemeğin ardından, çocuklarını yatağına göndermiş, ve karısı ile uyuyor olacaktı muhtemelen.
Bana ne olmuştu? Bana ne olmuştu da gözümü kan bürümüş, aldığım nefeste bile öfkeyi ciğerlerime çekiyor olmuştum? İnsanlar benim adıma, benim yüzümden ölüyorlardı ve oturduğum yerden sinirlenmekten başka, onları korumak adına ne yapıyordum?
Hiçbir şey.
"Lanet intikamım yüzünden masum insanlar ölüyor." dedim fısıldayarak. Ali'nin hareketlendiğini görsem de ondan önce bir el omuzlarımı sıktı.
"Vazgeçemeyiz Karen. İçimizden biri ölene kadar asla durmayacağız. Sen, ben, Ali, Tuna. Sen ya da ben ölürsem diğeri bu oyuna devam edip kazanmalı. Bak anlıyorum. Evet, inkar edemem. Senin yüzünden öldü. Fakat daha yolun başındasın. Değişeceksin. Acıtmayacak. Bunu yapan kişi senin böyle etkilendiğini görürse hepimizi kurşuna dizer biliyorsun. Duygularını kendine sakla. Sadece öfkeni istiyorum. Ağlak bir kız çocuğu ile yoluma devam etmektense kendimi düşmanımın elinde ölüme terk ederim daha iyi."
Acımasızdı sözleri. Fakat her zaman beni düşündüğünü hissedecek kadar kalbini tanımıştım. Sert yüzünün aksine o koca kalbinde iyilikle atan her yerde benim adımın kazılı olduğunu biliyordum. Ölsem asla ağlamazdı. Biliyordum ki mezarımın başında sessizce dikilir, kendi kafasının içinde dönen çarklar birbirine sürtünür ve beni öldüren kişiyi bulup öldürürdü. Sessizce toprağa baktığı yere geri gelip deli gibi güler, gülerken ağlardı.
Delirirdim. Durduk yere ona bağırır çağırır, yaptığımı fark edince kısa bir özür diler, beni anlamasını umardım.
Anlardı da. Saatlerce bir kelime etmesem bile... Ardından güzel bir açıklama ile dolu azar yer daha sonra sımsıcak bir sarılma ile beni uyumam için evime gönderirdi.
Güldüğümde güler, samimiyetsizlik mi yapıyorum diye gözleri ile suratımı incelerdi. Sesimin tınısından anlardı nasıl olduğumu. Gözlerimden bilirdi kimsenin göremediği duygularımı. Yine aynısını yapıyordu. Boş bakışlarımın ardından kendimi suçlayışımı o kadar iyi biliyordu ki. Nasıl pişman olduğumu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRİNİN KATİLİ
Mystère / Thrillerİki ruh birbirini basit bir kazayla bulamazdı. Kırmızının en koyu tonuyla kaplanan ellerim bedenini sarmalarken gözümde endişeli parıltılar dolaşıyordu. Kana bulanmış bedeni bana da kendi rengini sıçratıyordu. Aslında bakarsanız, bu bir tesadüf de...