[ Text & Instagram & Texting ]
Yanlış anlaşılan bir fotoğrafla başladı herşey. Belki o fotoğraf olmasa bir daha birbirlerini hatırlamayacaklardı, görmeyeceklerdi, aşık olmayacaklardı...
-Kim Taehyung-
"Noona kapıda şapkalı ve küpeli bir görevli var. Onun yanına git. Söyledim seni götürecek."
"Tamam kapattım bay."
Jungkook'un söylediği gibi adamın yanına yürüdüm. Geldiğimden beri birçok Army fotoğraf çektirmek istediği için devamlı fotoğraf çekiliyorum.
Adamın yanına gittim ve kendimi tanıttım, onu takip etmemi söyledi. Konserin yapılacağı stadyumdaydık. Nereye gideceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Adam bir kapının önünde durdu, girmem için işaret yaptı. Kapıyı açıp içeri girdiğimde ise grubu gördüm. Jungkook beni sahne arkasına mı getirmişti? "Noona! Geldin mi?"
"Hayır."
Jungkook "Tamam o zaman." dedi ve arkasına dönüp geldiği yere gitti. Cidden hiçbirimiz normal değildik. Biz ne yaşıyorduk böyle?
"Ah Hwa Eul?"
Kafamı çevirdim ve Namjoon'u gördüm. Diğer üyeler gibi o da yakışıklıydı. Ama hepsi aynı komik t-shirti giymişti. Üzerinde Taehyung'un resmi olan. Çok tatlıydı. Bir tek Taehyung'u görememiştim. Bendeki şansta buydu zaten.
Hoseok koltuktan kalktı. "Burada ne işin var?" Diğer üyeler de başıma toplandığında Hoseok'un sorduğu soruya cevap verdim. "Dimi ya, benim burada ne işim var! Jungkook! Bana gönderdiğin adam beni sahne koltuklarına değil sahne arkasına getirdi!"
"E hani sen gelmemiştin?"
"Jungkook!"
"Noona bugün burada bizimle ol diye çağırdım. Bilet de var aslında ama zaten kalabalık sevmiyorsun bize buradan destek ol. Hem çok eğleniriz."
Elimle şakaklarımı ovdum. O kadar gelmiştim ve sahne önünde çığlıktan kulaklarımı kaybetmektense burada oturmayı tercih ederdim.
Kabul edecektim. Ama şuan tek merak ettiğim şey Taehyung'tu. Onu görmek için sabırsızlanıyordum. Çaktırmadan sorsam olabilirdi bence. "Tamam kabul, burada olacağım. Bir de... siz altı kişi misiniz sanki. Kim eksik? Aaa Taehyung yok. O nerede?"
Hepsi bıyık altından güldüğünde çaktırmama işini pek beceremediğimi anladım. "Eul'cum, Taehyung giyiniyor. Bu kadar sabırsızlanma."
Jimin'in dediğini gayet anlamıştım fakat bunlar niye ima yapıyordu. Yerin dibine giriyordum ama anlamamış gibi yapıp koltuğa geçecek ve oturacaktım. "Ne? Aman neyse yoruldum ben. Dur şöyle oturayım." Acilen gülmeyi bıraksalar güzel olacaktı.
Kısa bir muhabbetin ardından. Gözüm giyinme kabininden saçlarını savurarak çıkan Taehyung'a takıldı. Onun da gözleri benle buluştuğunda önce afalladı ve sonra güldü. Onun da üzerinde aynı t-shirtten vardı. Çok tatlıydı. "Eul! Uvaaa cidden gelmişsin!"
Güldüm ve ayağa kalktım. Yoksa kalkmamalı mıydım? Yok yok kalktım artık oturursam rezil olurum. "Jungkook sağ olsun." derken Jungkook'a hafif bir tane geçirmiştim.
Bunun üzerine Jungkook "Senin için çağırdım hyung." dediğinde Tae tam o anda su içtiği için öksürmeye başlamıştı. Büyük ihtimal ağzımda bir şey olsaydı ben de öksürük krizine girerdim. Hatta şuan bile nefes alamadığım için öksürebilirdim.
Taehyung "Konsere ne kadar var." diye sordu. Konu değiştirmede benden iyi olduğu kesindi. Hemen kolumdaki saate bakıp Taehyung'u cevapladım. "2 saat 15 dakika."
"Vaaay Eul konser saatini de biliyor."
"O kadarını da bileyim Yoongi-ah."
Bir saat geçerken gülmekten karnım ağrımıştı. Garip garip şeyler yapıyor, eğleniyor, yemek yiyor ve en sevmediğim kısım olan telefonumu karıştırıp garip fotoğraflar çekiyorlardı.
Çalışanları da güldürüyorlardı. Makyözler bile ne yapacağını şaşırıyordu. Bir yarım saat daha eğlenerek geçtiğinde yaklaşık 45 dakika kalmıştı. Gittiler ve siyah cool t-shirtler giydiler.
Biraz daha vakit öldürdük ve artık sahneye çıkacaklardı. Namjoon hepsini topladı ve bir araya gelip ellerini ortaya koydular. 'Fighting!' diye bağırdıklarında onları fotoğraf çekmiştim. Telefonum fotoğraf dolmuştu ve bir ara bunları instaya atmam gerektiğini düşünüyordum.
Sahneye çıktılar ve birkaç mükemmel performanstan sonra geri geldiler. Bu sefer daha şık şeyler giyip geri çıktılar. Tabii bu arada beni de eğlendirdiler. Hiç yalnız hissetmiyordum.
Birkaç milyon defa daha gelip kıyafet değiştirdiler. Hatta bazen saçlarına sprey sıkıp rengini bile değiştiriyorlardı. Ama benin en sevdiğim bandanalı Taehyung'du. Fotoğraf çekmeye cesaret edememiştim ama Jungkook yine telefonumu alıp kendilerini çekmişti. Bu sefer ona cidden minnettardım.
-
-
-
-
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
