"Ağlamanız bitti mi?"
"Bitmedi! Bunu nasıl normal bir şeymiş gibi söylersin?!"
"Eul... Yani... Şimdi sen.."
Karşımdaki iki güzel kız ağlamaktan konuşamıyordu. Benim de gözlerim dolmuştu. Sadece kendimi sıkıyordum. Ben devamlı ağlarsam olmazdı ki. İşler daha da yokuşa sürülürdü. "Ağlamadan konuş anlamıyorum."
"Eul, sen ciddi misin?! Gel buraya." Seo Hae bana sarıldığında Ki Jun da hemen sarılmıştı. İkisinin ağlamaları arasında artık daha fazla dayanamayarak gözümden birkaç damla yaş akmasına izin verdim. Çok görüşmesek de onları seviyordum. İnsanın kuzenleriyle arasında bağ olması güzel bir şeydi. "Kızlar, beni de ağlattınız. Artık yeter ha? Bir kendinize gelin. Ki Jun peçete şurada güzelim."
Yarım saat sonra duruldular. Ama sadece yaşları duruldu. Yine de gözleri ara ara doluyordu. "Umutsuz olma sakın. Atlatırsın. Birlikte atlatırız. Değil mi?" Kafamı iki yana sallamak istesem de aşağı yukarı salladım. Daha fazla üzmenin anlamı yoktu.
"Kim biliyor?"
"Sadece babam."
"Ç-çok üzüldü mü?" Hafif bir tebessüm ettim ve kafamı olumlu anlamda salladım. Çok ama çok üzülmüştü. Geçen bir hafta babamın yanındaydım. Ona açıkladığımdaki tepkisi aklıma geldikçe gözlerim doluyordu. Şu aralar gözlerim hep doluyordu.
"Size bir şey danışacağım." İkisi de bana döndü ve diyeceğim şeyi bekler bir hale büründüler. "Ben... Taehyung'a söylesem mi bilemiyorum. Ondan ayrılmayı düşündüm. Ben gidince acı çekmesini istemiyorum. Ama onu bırakmak da istemiyorum. Bırakmazsam bencillik mi yapmış olurum?"
Seo Hae gözlerini elleriyle sildi ve yanıma iyice yaklaşıp elimi tuttu. "Hayır. Asla bencillik olmaz. Sakın ondan ayrılma. Bana sorarsan söyle, seni asla bırakmayacaktır. Ama sen bilirsin tabi."
"Ayrıca 'ben gidince' ne demek?! Atlatacağız dedik ya! Bu evrede Taehyung da yanında olmalı. Sakın ondan ayrılıp onu da kendini de üzme güzelim."
Ki Jun da Seo Hae'nin yaptığını yaptı. Anladığım kadarıyla bu gece bana yapışık olacaklardı. Belki de bundan sonra yapışık yaşamaya çalışacaklardı.
"Tedavi nasıl olacak?"
"İlaçlarım var. İki haftada bir kontrole gitmem lazım. Ve ameliyat olmam lazımmış. Ama önce ilaçları bir müddet kullanmalıymışım."
"Sehun hyung biliyor mu?"
"Hayır, dediğim gibi sadece babam biliyor."
"Ne zaman söyleyeceksin?"
"Bilmiyorum."
"Peki unnie..." Ki Jun kafasını eğdi ve tekrar akan yaşları sildi. "Yani bilirsin... Yüzde kaç? Yani yaşam-"
"%30. Bir yıl içinde her şey belli olacak ama.. Şimdilik yaşama şansım %30. Kızlar biraz daha ağlarsanız ikinizi de kapı dışarı edeceğim."
"Kim ağlıyor? Ağlamasana Ki Jun!"
"Asıl sen ağlama! Ben ağlamı- Unnie!.." Tabi canım. Asla boynuma sarılıp ağlamıyorlardı.
-
-
-
-
♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE PHOTO • Kim Taehyung
Fanfiction[ Text & Instagram & Texting ] Yanlış anlaşılan bir fotoğrafla başladı herşey. Belki o fotoğraf olmasa bir daha birbirlerini hatırlamayacaklardı, görmeyeceklerdi, aşık olmayacaklardı... -Kim Taehyung-